Salgın süreciyle birlikte, hayat pahalılığı dayanılmaz hal aldı. Ekonominin nabzının attığı yer olan pazaryerleri yurttaşların alışverişe değil bakmaya gittikleri bir yer oldu. İzmir’in Pazar yerlerini dolaştık. Bir dokunduk bin ah işittik.

Fiyatlar artıyor, çarşı-pazar el yakıyor

Aycan KARADAĞ

Pandeminin hane halkı ekonomisine etkisi an çok gıdada ve giyimde yani çarşı pazarda hissediliyor. Gıda harcamaları ekimde bir önceki aya göre yüzde 1,7 oranında arttı. Son bir yılda yaşanan artış ise yüzde 32’yi buldu. Ekim’de bir önceki aya göre en çok fiyatı artan gıda ürünü, yüzde 12,4’lük artışla yağ oldu. Meyve fiyatları yüzde 8,8 düşerken sebze fiyatları yüzde 6,8 arttı. Son bir yılın zam şampiyonu ise yüzde 103,7 ile sebze. Meyve fiyatları son bir yılda yüzde 44,7 artarken, yağ fiyatları yüzde 35,6, bakliyat fiyatları yüzde 29, et-balık fiyatları ise yüzde 22,7 yükseldi. Süt, süt ürünleri ve yumurta da geçen yılın ekim ayından bu yana yüzde 23,3 pahalandı. Sebzenin, meyvenin anayurdu Ege’de durum böyle ise varın gerisini siz düşünün.

BirGün olarak İzmir’de pazar yerlerini dolaşarak hem esnaf ile hem de yurttaş ile konuştuk. Esnaflar fiyatların yüksek olmasından dolayı satış yapamadıklarından dert yanarken, yurttaşlar ise hayat pahalılığı ve zamlardan yakınıyor.


EGE’DE DOMATESİN KİLOSU 6 LİRA OLDU!

Yılların esnafı Kazım Esen, artık satış bile yapamadıklarını vurgulayarak, “Milletin alım gücü yok. Her şey çok pahalı. Biz de meyveyi-sebzeyi pahalı alıyoruz. Kazanan kimse olmuyor. Ben de alışveriş yapamıyorum. Kış sezonu başladı. Gelir, gideri karşılamıyor. Yurttaşlar bir süredir tane ile alıyorlardı. Korona ve son ekonomik süreçle beraber artık sadece bakıyorlar. Salgın sürecinde millet işinden oldu. Halimiz perişan. Ege’de domatesin kilosu 6 lira oldu! Gerisini siz düşünün” dedi.

Konuştuğumuz bir diğer esnaf ise Eyüp Arasan. Onun da anlattıkları çok farklı değil. Arasan, gelinen noktanın içler acısı bir hal aldığını vurgulayarak, “Nasıl hala yaşıyoruz hayret ediyorum. Satışlar durma noktasında. Millet ekonomik sıkıntı çekiyor. Artık hiçbir şey almıyorlar. Korona zaten canımıza okudu. Bizim mallarımız yerli, belki dolar bizi etkilemiyor diyeceğim ama buraya gelene kadar her şey dolar. Yani nasıl olacak bilmiyorum. İnsanların almamasını anlıyorum. Ürünler benim bunları alabiliyorum ama benim olmayan ürünleri ben de alamıyorum” diye konuştu.

FİYATLAR DÜŞTÜ SATIŞ ARTMADI

Pazarcılar için yeni olan bir başka durum ise fiyatların aşağıya doğru indiği bazı ürünlerde satışın artmaması. Esnaf Hasan Kalkan yeni tanık olduğu bu durumu şöyle özetledi: “Fiyatlar düşmesine rağmen satışlar düşük. Ülkede her şeye zam geliyor. İnsanlar ne yapsın? Doğal olarak yemeden-içmeden kesiyorlar. İşlerimiz kötü. Her gün daha da kötüye gidiyor. Eskiden bu sokakta(Havra) esnaf, satış yapmaktan yorulurdu. Balıkta sezon açıldı. Çeşit bol. Aslında fiyatlarda normal. Ama şu an dünya normal değil. Bizim ülke hiç değil. Salgın, ekonomi derken insanların alım gücü kalmadı. Bu da bizi kötü etkiliyor haliyle. Yine de en uygun şu an balık. Sardalyanın kilosu 15 lira. Hamsi 20 lira. Bunlar uygun. Ama ona rağmen millet alamıyor”.

Esnaf Muhammed Bedir ise, “Tavuk en ucuz gıdalardan biriyken şimdi en pahalılardan oldu. Millet artık az almayı bırak, almamaya başladı. Bakarak doymaya başladılar. Salgından önce 100 kilo satarken şimdilerde 50 kilo satarsak öp başına koy. Ne olacak halimiz bilemiyorum” diye konuştu.

***

BOĞAZIMIZDAN KISIYORUZ

Pazar yerlerine ihtiyaçlarını karşılamaya gelen yurttaş da çok mutsuz. İzmir’in farklı noktalarında bir araya geldiğimiz yurttaşların görüşleri şöyle:

Seçkin Nişancı: “Fiyatlar çok pahalı. 100 liraya artık hiçbir şey gelmiyor. Salgın sürecinde hanımım işten çıkmak zorunda kaldı. Boğazımızdan kesiyoruz. Bu süreçte hepimiz fit olduk. Şakası bir yana ne olacak halimiz bilmiyoruz. Pazarda her şey çok pahalı olmuş durumda. Sadece pazarda değil her yerde. AVM’lere artık giremiyoruz bile. Elimizden hiçbir şey gelmiyor.

Kazım Polat: “Emekli maaşı ile pazarda alışveriş yapmak hayal oldu. Bakıyoruz öyle. Belki ucuz bir şey buluruz diye umut ediyoruz. Evde iki kişiyiz ve geçinemiyoruz. Meyve alamıyoruz. Muz altın kilosunda olmuş. Patatese bir haftada bir lira zam gelmiş. Böyle bir şey yok. Soğana yine zam gelmiş. Kuru soğan bile yiyemeyeceğiz artık”.

Ahmet Çağlar: “Bu semtin durumu belli. Biz çocuğumuz var emekçi ve dar gelirli insanlarız. Meyvelere ve sebzelere her hafta zam geliyor. Şeftali ve muz yemek bu kadar lüks olmamalı. Maaşımı neye yetireceğimi şaşırdım. Markette ve pazarda aldığım ürünlere sürekli daha fazla para ödüyorum. Şu anda en ucuz yiyecek patates. Sürekli patates yiyerek nasıl sağlıklı kalabiliriz? Bu fiyatların bir an önce makul seviyelere düşmesi lazım”.