Birçok hububatın anavatanı olan ülkede, gıda sistemi tarım politikaları nedeniyle şirketlerin kontrolüne giriyor, çiftçi üretimden koparılıyor. Çiftçi Sen, “Kâr hırsı ekolojik sistemlerin tahribatı ve iklim krizine yol açtı” diyor.

Fiyatta kuraklık etkisi düşünülsün

EKONOMİ SERVİSİ

Kuraklık ülkenin birçok noktasında tarımsal üretimi etkiliyor. Uzmanlar geçen yıla kıyasla verimin yüzde 15-20 oranında düşeceğini belirtiyor. Kuraklık nedeniyle özellikle hububat ekimi gecikti, kuru tarım yapılan alanlar zarar gördü. Özellikle buğday üretiminde 5 milyon tona yakın kayıp yaşanacağı tahmin ediliyor. Ancak ürün fiyatları belirlenirken kuraklık etkisi düşünülmedi. Konu ile ilgili Çiftçiler Sendikası’ndan (Çiftçi Sen)yapılan açıklamada, “Kapitalizmin kâr hırsı ekolojik sistemlerin tahribatı ve iklim krizine yol açmıştır” denildi.


Çiftçi Sen, açıklamasında ürün maliyetinin kira değerinin, kullanılan girdilerin ve harcanan emek gücünün toplamının üretilen ürünün miktarına bölünerek bulunduğu belirtildi. Ancak girdi fiyatlarında bir artış olmasa bile üretim miktarında yaşanan düşüşün birim maliyetini artırdığına dikkat çekildi. Çiftçi Sen, açıklamasında “Şirketlerin ürettiği ve büyük ölçüde fiyatları dövize endeksli olan kimyasal gübrede son bir yılda yüzde 55-65 oranında dense de, yüzde 100, tarım kimyasallarında yüzde 60, mazotta yüzde 50 gibi artışlar oldu” ifadeleri kullanıldı.

Öte yandan iktidar, TMO’nun alım fiyatını geçen yıla göre zamlı olarak açıklar açıklamaz, mazotta ÖTV zammı yaparak kaşıkla verdiğini, kepçeyle geri aldı. Çiftçi Sen, açıklamasında dikkat çekilen noktalar şöyle: “Uygulanan tarım politikaları ile buğday, arpa, nohut gibi birçok hububat ürününün anavatanı olan ülkemizde, gıda sistemi hızla şirketlerin kontrolüne girmekte, çiftçiler üretimden kopartılmakta, tüketicilerin bu ürünlere erişimi zorlaşmakta, kazananlar ise şirketler olmaktadır.

• Yeterli gıdaya erişebilmeleri için maliyet + kâr + insanca yaşam payı hesaplanarak yeniden referans fiyat belirlenmeli, piyasa referans fiyatın altına düştüğünde TMO müdahale etmelidir.

• Tarımsal üretimde kullanılan mazottan ÖTV kaldırılmalıdır.

• Yerel tohumların ekimi teşvik edilmeli, desteklenmelidir.

• Gıda krizi yaşamak, açlıkla karşı karşıya kalmak istemiyorsak, halkın gıda sistemi olan “Gıda Egemenliği” mücadelesini yükseltmeliyiz.”