''Anaakıma uzak bir yerde konumlanıyorum ama bununla savaşmayı değil, bunu kabullenmeyi seçtim. Farklı ihtiyaçlara farklı cevaplar var hayatta. Ben de o farklı ihtiyaçların küçük bir bölümünü karşılıyorum.''

Flamenko müziğe kendini adamış bir besteci

Ozan Eren

Jacques Attali “Dünyanın gürültülerine kulak kabartırsak, insanların çılgınlığının onu hangi yöne sürüklediğini, hangi umutların hâlâ gerçekleşebileceğini, hangi Rönesansların çoktandır devrede olduğunu anlayabiliriz”(Attali,2014:14) derken müziği tarihsel, toplumsal ve bağlamsal olarak düşünmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır. Attali, diğer yandan, hem müziğin kadim yapısına göndermede bulunmakta hem de müzik ve politika aracılığıyla gürültü-bastırma etkisinin; uyum-uyumsuzluk özelliklerinin ve müziğin etki gücünün ortaya çıkışına dikkat çekmektedir (Attali,2014).

Flamenko genellikle İspanya’nın güneyindeki Endülüs bölgesiyle ilişkilendirilen bir müzik türü/kültürü olup büyük bir etki gücüne sahiptir.* Flamenko, bugün, küreselleşmenin de etkisiyle, Endülüs bölgesinin; hatta İspanya’nın da dışında büyük bir ilgi görmektedir. Flamenko kültürünün artan ifade olanakları, İspanyolcanın dünyada en çok konuşulan dillerden biri olduğuna dair veriler üzerinden de değerlendirilebilir.

Dans veya şarkı formlarında ya da enstrümantal formda karşımıza çıkabilen Flamenko, Türkiye’de de 2000’li yıllardan itibaren yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle Flamenko odağında müzik, dans ve kültür çalışmaları yapan çeşitli derneklerin, müzisyenlerin, festivallerin ve müzik gruplarının etkinlikleri Flamenko’nun Türkiye’de daha geniş kitlelere ulaşmasına vesile olmuştur. Paco de Lucia, Vicente Amigo, José Fernández Torres (Tomatito) gibi uluslararası üne sahip, öncü flamenko gitaristleri/bestecileri; José Monje Cruz (Camarón de la Isla), María Rosa García García (Niña Pastori) gibi şarkıcılar; Antonio Gómez de los Reyes (Antonio Canales) gibi dansçılar Flamenko’nun daha görünür hale gelmesinde ve geniş kitlelerce benimsenmesinde önemli etkilere sahiptirler. Bu haftaki yazımda ele alacağım Sanatçı Ceyhun Güneş, Türkiye’de öncü müzisyenlerden olmakla birlikte; teknik ve müzikalitenin oldukça iyi harmanlandığı gitaristliği ve kendine has motifler taşıyan Flamenko besteleriyle öne çıkmaktadır.

İlkokuldayken Can Girginkoç’tan piyano dersleri alarak erken yaşlarda müziğe yönelen Güneş, besteciliğe dair ilk adımları atmasında Girginkoç’un büyük katkısı olduğunu; her ders öğrenilen tonlar ve ritimlerle küçük besteler yaptığını belirtti (Güneş, 2022). Sanatçının müzik eğitiminde diğer bir önemli aşamaysa, Ted Ankara Koleji’nde okurken, Soner Öztaşkın’dan gitar dersleri alması; bir yandan da flamenko gitar dersi alan babasından temel Flamenko tekniklerini öğrenmesi olmuş. Mühendislik alanında lisans eğitimi almasının ardından işletme bölümünde yüksek lisans yapan Güneş, akademik bir müzik eğitimi almamış. Böyle bir müzik eğitimi almayı düşünmediğini ifade eden gitarist, bunun temel nedeni olarak Flamenko öğrenebileceği bir yer olmadığını ama defalarca gittiği Endülüs’ten birçok şey öğrendiğini ifade etti. (Güneş, 2022).

Bu haftaki yazım için e-posta üzerinden Ceyhun Güneş’e Flamenko müzik, gitar ve bestecilik odağında sorular yöneltip; müzik kariyerine ve bir müzisyen olarak kendisini sanat dünyasında nasıl konumlandırdığına dair sorular sordum. Öncelikle, sanatçının aldığı mühendislik ve işletme eğitimlerinin kendisine kattıklarına dair söyledikleri dikkat çekiciydi: “…çalışırken ve üretirken daha analitik düşünmeyi, hedefe yönelik çalışma yapmayı ve disiplinli ve verimli çalışmayı kattı. Karşılaştığım sorunlara çözümcü yaklaşmayı, çözüm yollarını farklı açılarda aramayı sağladı diyebilirim.”
(Güneş, 2022).

Özel dersler, konserler ve kayıtlar Güneş için temel ekonomik faaliyetleri oluştururken; sanatçıya göre, anaakıma dâhil olmayan Flamenko gibi bir müzik türü üzerinden telif geliri elde etmek neredeyse imkânsız (Güneş, 2022). Ancak, sanatçı, karamsar bir tavır takınmak yerine kendi sanat yolunda ilerlemeyi seçmiş gözükmekte. Bu bağlamda, Güneş’in üzerinde durduğu “farklı ihtiyaçlar”ı düşünmekte fayda var: “Anaakıma uzak bir yerde konumlandığımı biliyorum ama bununla savaşmayı değil, bunu kabullenmeyi seçtim. Farklı ihtiyaçlara farklı cevaplar var hayatta. Ben de o farklı ihtiyaçların küçük bir bölümünü karşılıyorum sanırım.” (Güneş, 2022).

Müzik kariyeri açısından önemli gördüğü ve yer aldığı etkinliklerle organizasyonları sorduğumda, sanatçı dört önemli deneyimin hayatında şekillendirici etkileri olduğundan bahsetti: İlki, 1996 yılında, okulunun konferans salonunda gerçekleştirdiği ilk solo konseri. Diğerleri; kurucusu olduğu Flamenko Ankara Derneği deneyimi; bugüne kadar on dört kez gerçekleştirilen ve Güneş’in aktif rol üstlendiği Uluslararası Flamenko Ankara Festivali ve 2014 yılında davetli olarak yer aldığı Gerardo Nuñez Gitar Festivali.

Kendi bestelerinden oluşan, Erkan Oğur’un da konuk sanatçı olarak yer aldığı “Mavi Siyah” isimli albümü 2009’da yayımlanan Güneş, YouTube, Instagram, Spotify gibi sosyal medya platformlarını sık ve etkili bir şekilde kullanmakla birlikte ürettiklerini düzenli aralıklarla alımlayıcılara sunmakta. Anaakımın dışında konumlanan bir sanatçı olarak Güneş, takipçi yorumlarının kendisi ve müzisyenler için önemini ayrıca vurguladı: “Dinleyenlerin buralara abone olup, yorum yazmaları ve beğenileri çok önemli. Para kazanmak için değil ancak algoritmanın yapılan işin ilgi çektiğini algılayıp ilgili diğer insanlara önermesi; kısacası daha çok dinleyiciye ulaşabilmek için çok değerli. O yüzden dinleyenler beni bu platformlarda takibe alıp yorum ve beğenilerini esirgemesinler” (Güneş, 2022).

Sanatçının YouTube kanalı üzerinden son yayımlanan parçalarından biri olan “Renklerim” adlı parça için oldukça başarılı bir klip çekilmiş. Bu parçada, müzisyene nefeslilerde Diego Villegas, perküsyonda Cepillo, basgitarda Gökhan Bilek eşlik etmiş. Mix/mastering’i Doruk Okuyucu yaparken klip çekimini Caner Menemencioğlu yapmış ve görsel tasarımı Elif Akgüneş üstlenmiş. Klip çekiminde, ayrıca, Berna Tuzlak ve Ahmet Kalır da destek sunmuşlar. Ortaya çıkan ürünün -her şeyiyle- oldukça iyi bir ekip çalışmasının sonucu olduğunu söylemek mümkün.

En başta Paco De Lucia olmak üzere, Gerardo Nuñez ve Vicente Amigo, Güneş’in besteciliğini şekillendiren öncü Flamenko gitaristler olmuş. Bunun dışında Sting, Metallica, Doğan Canku, Manolo Sanlucar, Renault Garcia Fons, Aziza Mustafa Zadeh gibi birçok müzisyen ve müzik grubu sanatçının besteciliğini süreç içerisinde biçimlendirmiş (Güneş, 2022).

Flamenko müziğin Türkiye’deki konumuna ve itibarına dair düşüncelerini sorduğumda “müzisyenler arasında saygın bir yere sahip olduğunu düşünüyorum. Flamenko denilince ayrı bir saygı ve ilgi gördüğünü fark ediyorum” diyen Güneş’in performanslarını ve bestelerini ben de takip etmeye devam edeceğim.
Son olarak, Bilkent Konser Salonu’nda birçok konserin gerçekleşeceği 14. Türkiye Gitar Buluşması’nda 5 Temmuz 2022’de, 19.00’da Ceyhun Güneş’in Doruk Okuyucu’yla birlikte bir konserinin olacağını paylaşmak isterim.**

* Flamenko müziğe ve kültürüne dair daha geniş bilgi ve farklı bir perspektif için, bkz. Washabaugh, 2006.

** 2-5 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleşecek buluşmada konserlerin yanı sıra ustalık dersleri, münazaralar, gitar atölyeleri ve gitar gösterimleri de olacak. İlgilenenlere katılmalarını özellikle tavsiye ediyorum.