Suat Derviş’in ölümsüz eseri “Fosforlu Cevriye” İBB Şehir Tiyatroları ile sahneye taşındı. Yönetmen Yelda Baskın, “Sırtımı romana dayayarak, sahnede kurulmasını istediğim dünya için çeşitli değişiklikler yaptım” diyor.

Fosforlu Cevriye sahnede parlıyor
Fotoğraf: BirGün

Eda KÖPRÜ YILMAYAN

Yazdığı eserlerle edebiyatımızda derin izler bırakan, insana ait duygulara, gelgitlere anlattığı öykülerde yer veren, toplumun nabzını sokağa inerek, o insanların dertlerini dinleyerek kaleme alan, röportajlar yapan, çağının ötesinde bir aydın Suat Derviş. Yazarın ölümünün 50’nci yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları Suat Derviş’in ölümsüz eseri Fosforlu Cevriye’yi sahneye taşıyor. İstanbul’un arka mahallerinde yaşananlar… Yaşamını bedenini satarak kazanarak bir kadın: Fosforlu Cevriye.

Yazar Liz Behmoaras, Suat Derviş’i anlattığı ‘Efsane Bir Kadın ve Dönemi’ kitabında Suat Derviş’in 1960’lı yılların başında yurtdışından Türkiye’ye döndüğünde Fosforlu’yu canlandırması ve bir müzikal olarak sahnelenmesi için Gülriz Sururi’yle görüştüğünü yazıyor. Gülriz Sururi, Fosforlu Cevriye’yi oynayamasa da Ankara Devlet Tiyatroları’nda sahneliyor. Sururi’nin uyarlaması bu sefer İstanbul Şehir Tiyatroları’nda Yelda Baskın’ın yönetmenliğinde sahnede. Oyunla ilgili sorularımızı Yelda Baskın, Fosforlu’yu canlandıran Irmak Örnek ve Sümbül Dudu rolündeki Binnur Şerbetçioğlu yanıtladı.

Yıllar sonra sizin yönetmenliğinizde Fosforlu Cevriye sahnede. Öncelikle duygularınızı öğrenmek isterim.

Böylesi kıymetli, biricik isimlerle yan yana gelmek benim için onur verici. Bir yanda Suat Derviş, bir yanda Gülriz Sururi öte yanda Fosforlu Cevriye! Böylesi kült bir roman karakterini sahneye taşırken özellikle romanın okurlarına karşı sorumluluk hissediyordum. Sırtımı romana dayayarak, sahnede kurulmasını istediğim dünya için çeşitli değişiklikler yaptım. Sonra Dramaturg Gökhan Aktemur ile metnin dramatik yapısını daha da güçlendirmek için çalıştık. Yeni şarkılar ekledim ve bazı şarkı sözlerini yeniden yazdım. Müzikler ve şarkılar değişti. Umarım bu ağır sorumluluğun altından kalkabilmişizdir.

KARAKOLDA AYNA VAR

Kitap ‘Karakolda Ayna Var’ bölümüyle başlıyor. Sinemaya defalarca uyarlanmış bir eser ve ‘Karakolda Ayna Var’ şarkısı pek çoğumuzun hafızasında. Tiyatroda ise ‘karakolda ayna var’ bölümü oyunun ortalarında karşımıza çıkıyor. Sinemada bunun öne çıkması ve şarkının pek çok kişinin diline pelesenk olması sebebiyle mi bu bölüm oyunda daha arka planda kaldı?

Filmlerde Fosforlu Cevriye romanına sadık kalınmamış, roman bağlamından ve içeriğinden koparılmış. Şarkı her yaştan insanın bildiği, söylediği bir eser... Gülriz Hanım ise romandaki lineer zaman akışını kıran kurgu yerine uyarlamada doğrusal bir zaman kullanmayı tercih etmiş. Yani oyunda Cevriye’nin başından geçen olayları romandaki gibi zaman sıçramalarıyla değil kronolojik sırasıyla takip ediyoruz. Bu nedenle karakol sahnesinin yeri farklı. Ayrıca müzikal “Karakolda Ayna Var” şarkısı üzerine kurulu değil. Oğuzhan Balcı, oyunun ruhunu, atmosferini güçlendiren bestelere imza attı. “Karakolda Ayna Var” şarkısı ise bu bütünün bir parçası oldu.

Metnin bir yerinde Suat Derviş’e gönderme var. Oyunun Suat Derviş’in 50. ölüm yıldönümünde sahnelenmesi planlı bir çalışma mıydı?

Evet... Bu müzikalin Şehir Tiyatroları’nda sahnelenmesi Genel Sanat Yönetmeni Ayşegül İşsever’in hayaliydi. Göreve gelir gelemez harekete geçti. Böylece Suat Derviş’in 50. ölüm yıldönümünde oyunumuz prömiyer yaptı. Söylediğiniz gibi Sümbül Dudu’ya (Binnur Şerbetçioğlu), Cevriye (Irmak Örnek) ile konuşurken “Bir zamanlar Suat diye bir hanımefendi tanımıştım. Bana; insanı saf eden sevdadır” demişti dedirttik.

***

NEV-İ ŞAHSINA MÜNHASIR

Fosforlu Cevriye’ye hayat veren Irmak Örnek oyuna nasıl hazırlandığını şöyle anlatıyor: Sahneye çıkmayalı altı yıl olmuştu. Üstüne pandemi geldi ve hamlamıştım.

Önce kondisyon çalışmam gerekiyordu. Şan dersleri aldım, aletli pilates yaptım, her fırsatta yürüyüş yaptım, her merdiveni tırmandım. Vücuduma ayrı bir tempoya gireceğimizi öğretmem gerekiyordu. Bu bölüm işin fiziksel kısmıydı. Tüm ekip gibi ben de Suat Derviş’i araştırdım, hakkında podcastler dinledim, makaleler okudum. Bu süreçte dramaturgumuz Gökhan Aktemur provaya muazzam detaylı bir dosya ile geldi ve yükümüzü ciddi anlamda hafifletti. Seyrettikçe Suat Derviş’in fahişesi Fosforlu Cevriye’nin ne kadar nev-i şahsına münhasır bir karakter olduğunu defalarca gördüm.

***

İSTANBUL’UN KOKUSU

Sümbül Dudu rolündeki Binnur Şerbetçioğlu ise “Suat Derviş'in röportajlarını okuduğum zaman, mekân, kişiler, dokular, deniz, gökyüzü öyle betimleniyordu ki, tüm renkleriyle, karşınızdaydı... Galata, Beyoğlu, Tarlabaşı, Yüksekkaldırım, Barba'nın meyhanesi, Haliç Köprüsü, kıyıları, sokakları, evleri ile yaşıyordu... Belki İstanbul'u hiç yaşamamış bir insan bile Suat Derviş'ten birkaç paragraf okusa, İstanbul'u tanımak için yanıp tutuşacaktı. Metni okuduğum zaman İstanbul'un kokusu geldi burnuma” diye konuştu.