ZMO Başkanı Gökhan Günaydın: AB'nin yalnızca 7 ülkesinde GDO ekimi yapılıyor. 2008’de Fransa da GDO ekimini yasakladı. Bu karara gerekçe

ZMO Başkanı Gökhan Günaydın: AB'nin yalnızca 7 ülkesinde GDO ekimi yapılıyor. 2008’de Fransa da GDO ekimini yasakladı. Bu karara gerekçe olarak da “GDO’ların sağlığa, çevreye zararlı olması” gösterildi. Aynı nedenlerle Yunanistan, Almanya, Polonya, Avusturya, Macaristan da yasakladı
HACETTEPE Üni. Prof. Dr. Nazif Kolankaya: GDO’lu ürünlerde GDO içerdiğini gösteren etiket kullanma zorunluluğuna yer verilmiyor. Ayrıca, GDO’lu ürünlerin risk değerlendirmesini yapacak komitenin hükümet ağırlıklı olması komitenin özerk ve bağımsız olması bakımından kaygı vericidir
ELÇİN YILDIRAL

Nisanda Türkiye gündemine giren ancak kısa sürede hafızalardan silinen "Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO)", Resmi Gazete'de 26 Ekim'de yayımlanan yönetmelikle yeniden sıcak Türkiye gündemindeki yerini aldı. Yürürlüğe giren gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar (GDO) ve ürünlerinin ithalatı, işlenmesi, ihracatı, kontrol ve denetimine ilişkin yönetmelik ülkemizde büyük bir tartışma yarattı. "Fare geni ile domates geninin birleşmesinden oluşur" gibi bir tanım ile biliminsanlarının ve yurttaşların kafasında onlarca soru işareti uyandıran GDO’lar için Tarım ve Köyişleri Bakanlığı her ne kadar çıkarılmış olan yönetmelikle bu ürünlerin Türkiye’ye giremeyeceğini savunsa da, uzmanlar bakanlık ile aynı görüşte değil.
‘TARIM BAKANI HERKESİ YANILTIYOR’
ZMO Genel Başkanı Gökhan Günaydın, "Ulusal Biyo Güvenlik Yasası" hazırlanmadan GDO'ların ticaretinin bir yönetmelikle düzenlenmesinin hukuk ve halk sağlığı açısından sakıncalı olduğunun altını çizdi. Yurttaşların sağlığını ve haklarını ilgilendiren bir konunun TBMM'de görüşülmeden yönetmelik olarak alel acele çıkarılmasına anlam veremediklerini kaydeden Günaydın, GDO ile ilgili kararların bakanlık tarafından oluşturulan bir komiteye bırakılmasının da  endişe verici olduğunu söyledi.
"Risk değerlendirmesinin 11 kişilik bağımsız, bilimsel, teknik bir komite tarafından yapılacağı belirtiliyor. Fakat yönetmelikte bakanlık tarafından seçilecek komitenin TAGEM, TÜGEM, KKGM temsilcilerinin yanında üniversite, TÜBİTAK ve araştırma enstitüleri temsilcilerinden oluşacağı yer alıyor" diyen Günaydın, komitenin bağımsız, bilimsel olmasının söz konusu olamayacağını savundu.
Bakanlığın, "Bu yönetmelik ile GDO'lu tohumların Türkiye'de kullanımının yasaklanmıştır" şeklindeki açıklaması ile kamuoyunun yanıltıldığına da dikkat çeken Günaydın, bu yasaklamanın, zaten 10 yıla yakın bir süredir, bir genelge ile sağlandığını belirterek, ”Bakanlık hem bu durumdan hiç söz etmiyor, hem de Bakanlar Kurulu'na sunduğu 'Biyo Güvenlik Yasa Tasarısı Taslağı' ile GDO'lu tohumların ekimini serbest bırakmaya çalışıyor" dedi.
‘BİRÇOK AB ÜLKESİNDE YASAK’
Günümüzde ticari amaçla tarım yapılan başlıca GDO tarım ürünlerinin soya, mısır, pamuk ve kanola olduğunu belirten Günaydın, biber, patates, pirinç, buğday, ayçiçeği, balkabağı, yer fıstığı, papaya gibi ürünlere de genetik müdahalede bulunulabildiğini, muz, kiraz, çilek, kavun, karpuz, ahududu, ananas ürünlerinde ise genetik müdahale çalışmalarının hızla sürdüğünü kaydetti.
“AB YURTTAŞLARI GDO'LARI TÜKETMİYOR”
Avrupa Birliği'nin (AB) yalnızca 7 ülkesinde GDO ekiminin yapıldığına işaret eden Günaydın, 2008'de Fransa’nın GDO ekimini yasakladığını belirterek, “Bu karara gerekçe olarak da GDO'ların sağlığa ve çevreye zararlı olması gösterildi” dedi. Aynı nedenlerle Yunanistan, Almanya, Polonya, Avusturya, Macaristan'da yasaklandığını anlatan Günaydın, GDO'ları ekim alanları giderek daraldığını, Avrupa'da tüketicilerin büyük çoğunluğunun, etiketli bile olsalar GDO'lu ürünleri tüketmediğini kaydetti.
‘İNSANA, HAYVANA, TOPRAĞA ZARARLI’
GDO'ların toprak, hayvan ve insan üzerindeki etkilerine de açıklık getiren ZMO Başkanı Gökhan Günaydın, araştırmaların kesintisiz yapılan soya tarımı nedeniyle topraktan yaklaşık 1 milyon ton azot ve 227 bin fosforun sömürüldüğünü böylelikle toprağın veriminin düştüğünü ortaya çıkardığını söyledi.
İnsanlarda antibiyotiklere karşı direnç, ağır alerji, organ hasarı, organlarda küçülme, kan biyokimyasında bozulma, kısırlık, ölü doğum oranında ciddi artış gibi etkilerin görülebileceğini belirten Günaydın "Hayvanlarda ise, İskoçya’da GDO’larla beslenen farelerin sindirim sistemlerinde bozukluk, bağışıklık sistemlerinde çökme, Rusya'da yapılan deneyde ise yavrularını GDO ile besleyen farenin yavrularının yüzde 9'unun öldüğünü, GDO'suz gıdalarla beslenen yavruların ise yüzde 6.8'nin öldüğü tespit edilmiştir” dedi.

GDO’lu ürünlerin verim düşüklüğü
16 bin çiftçiyi intihara sürükledi
GENETİĞİ Değiştirilmiş Organizmalar’dan oluşan ürünlerin "yüksek kazanç" ve "verim getireceği" yönündeki sözlerin ise gerçek olmadığını dile getiren ZMO Genel Başkanı Gökhan Günaydın, şunları söyledi:
"ABD eski Başkanı Bush'a göre GDO, tüm dünyadaki açlık sorununa çözüm bulabilmek için üretilmiştir. Bush 'Verim artacak, gıda bollaşacak. Herkes doyacak' diyordu. Oysa dünyada üretilen gıdalar, zaten tüm dünyayı doyurmak için yeterlidir."
GDO’nun aslen "açlık" ve "yoksulluk" demek olduğunu belirten Günaydın, Arjantin'in Choco kentini örnek gösterdi. Kentte geleneksel ürün pamuğun yerine GD soyanın alınmasıyla köylü nüfusunun yüzde 40'lardan yüzde 20'lere gerilediğine dikkat çeken Günaydın, ABD'de üniversitelerin 1998'de yaptıkları 8.200 alan denemesinde GD soyanın diğer soyalara göre yüzde 5,3 daha düşük verim verdiğinin tespit edildiğini kaydetti. GD ekimi yapan Hindistan'da aradığı yüksek verimi bulamadığı için çiftçilerin yaşamlarına son verdiklerini söyleyen Günaydın, 2003'ten bu yana intihar eden çiftçi sayısının 16 bini geçmiştir" dedi.

TARIM BAKANI MEHDİ EKER:
Yönetmelikte yanlış yok
TARIM ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve kamuoyunda tartışmalara neden olan ''Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair'' yönetmelikle ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Eker, GDO'lu ürünlerle ilgili yönetmelikle, GDO'lu ürünlerin ithalatına izin verilmediğini, tam aksine bu tür ürünlerin ithalatının önünün kesildiğini savundu.
Dünyada 20'nin üzerinde ülkenin yaklaşık 125 milyon hektar alanda bu tür üretim yaptığını ve dünyada birçok ülkede bu tür ürünlerin ticaretinin yapıldığını belirten Eker, bakanlık olarak kendilerinin de bununla ilgili bir mevzuat olması için söz konusu yönetmeliği hazırladıklarını kaydetti.

Komite zaten AKP ağırlıklıydı
HACETTEPE Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazif Kolankaya, GDO'lu ürünler için hazırlanan yönetmeliğin öncesinde ve içeriğinde bazı hataların ve eksikliklerin bulunduğunu belirterek, Ulusal Biyo Güvenlik Yasası'nın önemine işaret etti.
Türkiye’de Biyo Güvenlik Yasa Taslağı'nın bulunduğunu hatırlatan Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nazif Kolankaya, "Bu taslağın şimdiye kadar meclise indirilip görüşmeye açılmaması, bunun yerine Bakanlar Kurulu’ndan çıkarılan yönetmelikle yetinilmesi oldukça düşündürücüdür" dedi.
GDO’lu ürünlerde AB uygulamalarının aksine GDO’ları ortaya çıkaran ABD uygulamalarının esas alındığını belirten Prof. Dr. Nazif Kolankaya, "GDO’lu ürünlerde GDO içerdiğini gösteren etiket kullanma zorunluluğuna yer verilmiyor. Ayrıca, GDO’lu ürünlerin risk değerlendirmesini yapacak komitenin AKP hükümet ağırlıklı olması komitenin özerk ve bağımsız olması bakımından kaygı vericidir" diye konuştu.
GDO'lu tohumun en çok ABD ve Kanada'da kullanıldığını belirten Kolankaya, şunları kaydetti:
"GDO’lu ürüne dayalı tarımsal üretim yapan ülke ve kuruluşlar bir  yandan bu ürünleri için dünya genelinde yeni pazarlar ararken, diğer yandan bu konuda sahip oldukları teknolojileri de pazarlayabilmek için yeni tarım alanlarının arayışı içine de girmişlerdir. Bu nedenle de diğer ülkelerin GDO'lu ürünleri tüketmesi için baskı yapılıyor."