CGT, petrol rafinerileri grevlerinin devamı kararı aldı. Kararı alan işçilerin kazanımı yalnızca ilgili şirketlerin değil, tüm sermaye sınıfının yenilgisi olacak. Bu grev Fransız işçi sınıfının mücadelesinde kilit bir role sahip.

Fransa’da işçi sınıfı ayakta
Fotoğraf: CGT

KONUK YAZAR
Burak IŞIK, Fransa

Fransa, Total ve ExxonMobil’e ait petrol rafinerileri başta olmak üzere enerji sektöründe uzun süredir benzeri görülmemiş grevlere sahne oluyor. Birçok bölgede akaryakıt istasyonlarının önlerinde uzun araç kuyrukları oluşurken ülke genelinde istasyonların yüzde 30’unda akaryakıt tükenmiş durumda. Büyük medya kuruluşlarının adeta görmezden geldiği grevleri sonlandırmak için hükümet ve patronlar çeşitli yollar arıyor. Öte yandan grevlerin enflasyon karşısında eriyen maaşların arttırılması talebiyle farklı sektörlere yayılma ihtimali de bulunuyor.

Rafinerilerdeki grev dalgası, eylül ayındaki yıllık görüşmelerde yüzde 7,5’lik maaş artışı talebine karşılık yönetimin sunduğu yüzde 5’lik teklif ile beklediklerini bulamayan ExxonMobil işçilerinin şirketin ülkedeki iki rafinerisinde grev kararı alması ile başladı.

ExxonMobil’i, CGT’nin (Confederation Generale Du Travail - Genel Emek Konfederasyonu) Total rafineleri ve depolama merkezlerinde yine maaş artışı talebiyle aldığı 3 günlük grev kararı izledi. 27-29 Eylül tarihleri arasında gerçekleşmesi planlanan grevler 3’üncü günün sonunda süresiz greve evrildi. Total’in ülkedeki en büyük yerleşkesi olan Normandiya rafinerisinde de dâhil 3 ayrı merkezde üretim tamamen durdu. Böylece birinci hafta itibariyle Fransa’daki rafinerilerin toplam üretimi yüzde 52 oranında durmuş oldu. Sonradan greve dâhil olan rafinerilerle birlikte Fransa’daki 8 rafineriden 6’sı grevlerden etkilenmiş durumda.

Grevler ülkenin en önemli sektörlerinden birini derinden etkilerken, Fransız medyası ise yaşanan gelişmeleri adeta görmezden geldi. Grevlerin ikinci haftasından itibaren bazı bölgelerde akaryakıt sıkıntısının baş göstermesi ve akaryakıt istasyonlarının önünde uzun araç kuyruklarının oluşması ile birlikte grevin etkileri televizyonlarda gösterilmeye başlansa da işçiler ve talepleri Fransız medyasında görünmez kalmaya devam ediyor.

HÜKÜMETTEN GREV YASAĞI

Total ve Exxon rafinerilerinde işçiler geri adım atmazken 11 Ekim’de hükümetten grevleri kırmaya yönelik bir karar geldi. Başbakan Elisabeth Borne, Exxon depolama merkezi işçilerini işe dönmeye zorlayacak bir sürecin başlatıldığını açıkladı. Başlatılan sürece göre hükümet “toplumsal düzeni korumak” amacıyla gerekli gördüğü hallerde işçilerin grevi sonlandırmasını ve tekrar işbaşı yapmasını zorunlu kılabiliyor. Karara uymayanlar ise çeşitli cezalarla karşı karşıya kalıyor. Bu bağlamda hükümetin kararı Türkiye’de milli güvenlik gerekçesi ile alınan grev erteleme kararları ile benzerlik gösteriyor.

Ancak hükümetin bu kararına farklı sektörlerden işçiler dayanışma mesajları ile cevap verdi. Aralarında kimya sektörü, demiryolu ve liman işçileri sendikalarının da bulunduğu bazı sendikalar hükümetin kararına karşı Exxon işçileri ile dayanışma mesajı yayımladı. Öte yandan henüz greve çıkmamış olan Donges şehrindeki Total rafinerisi işçileri de aynı gün grev kararı aldı. 12 Ekim’de ise CGT’ye bağlı maden ve enerji sendikası, grevin enerji sektörünün geneline yayılması çağrısı yaparken Gravelines şehrindeki nükleer santral işçileri de maaş artışı talebi ile kısmi grev kararı aldı. An itibarıyla grev dalgası hükümetin önlemlerine karşın devam edecek gibi görünüyor. Üstelik devam eden grevlerin daha geniş bir grev dalgasını tetikleme potansiyeli azımsanamayacak kadar yüksek.

ExxonMobil ve Total grevlerinin bütün Fransız işçi sınıfını ilgilendiren bir yanı var. Ekonomik ağırlıklarının ötesinde, bu iki şirket güncel enerji krizinin ortasında üstelik kazanan tarafında yer almakta. Yılın birinci çeyreğinde Total 18,8 milyar dolarlık kâr açıklarken, Exxon grubunun ikinci çeyrek kârı 17,9 milyar dolar oldu. Görünen o ki, işçi sınıfı artan enerji masraflarını karşılayamazken ABD ve Fransız emperyalizminin önemli enerji şirketlerinden olan Total ve Exxon kârlarına kâr katıyor.

Ancak sadece Total ve Exxon değil, son dönemde rekor kârlar elde eden birçok farklı şirket maaş artışı talebiyle yükselen mücadelelere sahne oluyor. 2022 yılının başından beri özellikle perakende ve havacılık sektörlerinde işçilerin maaş artışı talepleri patronlar tarafından görmezden gelindi. Fransız burjuvazisi enflasyona karşısında ezilen işçi sınıfının taleplerine karşı sert bir tavır aldı. Bu nedenle Total ve Exxon’da gerçekleşen grevlerin başarısı, sadece ilgili şirketlerin patronlarının değil, tüm patron sınıfının bir yenilgisi olma potansiyeli taşıyor ve gerçek maaşları güncel kriz nedeniyle eriyen Fransız işçi sınıfını yakından ilgilendiriyor. Nasıl ki Total ve Exxon bugün bütün Fransız patronları için işçi sınıfının taleplerine karşı bir baraj görevi görüyorsa, rafineri işçileri de grevleri ile Fransız işçi sınıfının mücadelesinde kilit bir rol oynama potansiyeline sahip.

***

İŞÇİLERDEN GREVE DEVAM KARARI

Fransa’da, akaryakıt krizine neden olan petrol rafinerileri grevinin çarşambaya kadar devam edeceği belirtildi. Ülke basınındaki haberlere göre, TotalEnergies’in petrol rafinerilerinin önemli bir bölümünde eylül sonundan bu yana başlayan grevlerde, bazı sendikaların anlaşmaya varmasına rağmen Fransa’nın en büyük işçi sendikası CGT, maaşlar için önerilen artışı yetersiz buldu.

CGT, TotalEnergies’in en önemli rafinerisi olan Normandiya ile Donges rafinerilerindeki grevleri sırasıyla salı ve çarşambaya kadar sürdüreceklerini açıkladı. Öte yandan Fransa Ulusal Gazeteciler Birliği (SNJ), CGT’nin, ülkede 18 Ekim’de demir yolu çalışanlarının gideceği greve bütün meslek gruplarının destek vermesi talebine medya mensuplarının karşılık vermesi konusunda çağrıda bulundu.

***

NE OLMUŞTU?

Ülkenin en büyük işçi sendikasının çağrısıyla Fransa’da rafineri çalışanları maaşlarda yüzde 10 artış talebiyle eylül sonunda greve gitmişti. Grevden ülkedeki çoğu rafineri olumsuz etkilendi. Grevlerin yayılması üzerine ülkede benzin istasyonlarının önemli bir kısmında akaryakıt sıkıntısı başladı. Birçok yerde uzun benzin kuyrukları oluştu, bazı bölgelerde akaryakıt satışına litre sınırı getirildi. Hükümet de krizin sağlık, tarım, gıda sektörü hizmetlerini zora sokması nedeniyle, çözüm olarak bazı rafinerilerde üretimin yapılmasını sağlamak için belirli işçileri kapsayan ‘zoraki çalıştırma’ prosedürünü devreye soktu. Ancak sendikalar, greve devam kararı aldı.