Fransız basınında Mustafa Kemal’in ölümü

Prof. Dr. Ali Arayıcı - Paris

Cumhuriyet Türkiye’sinin kurucusu, devrimlerin öncüsü, büyük askeri deha, devlet adamı ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in; 10 Kasım 1938 tarihinde sabah saat 9’u 5 geçe ölümü, dünyada son derece büyük bir yankı uyandırmıştı. 11 Kasımda, “Kemal Atatürk öldü” diye dünyanın her yerinde olduğu gibi, Fransız basınında da olabildiğince geniş manşet haberleriyle duyurulmuştu.

M. Kemal, 20. yüzyılın en önemli liderlerinden biri olarak tarihte yerini aldı. Siroz hastalığı nedeniyle, genç yaşta (57 yaşında) yaşamını yitirmesi, Türkiye için olduğu gibi dünya için de büyük bir kayıptır. M. Kemal’in ölümü üzerine haber yapmak için, pekçok gazete ve gazeteci seferber oldu. Çeşitli gazeteler ve basın organları, M. Kemal’in hem Padişaha hem de emperyalist işgalci güçlere karşı mücadeleyi nasıl yönettiğini; yenilmiş ve ezilen bir ülkeyi tüm cephelerde galip bir güce nasıl dönüştürdüğünü haber yapmaktan onur duydu. Dünyanın ve basının dikkatini çeken en önemli bir şey, M. Kemal’ın ulusal bağımsızlık ve özgürlük savaşının ardından; gerçekleştirdiği devrimler, çağdaşlaşma, “batılılaşma” ve “avrupalılaşma” çalışmalarıdır.

KİMLER NE SÖYLEDİ?

Fransa’da, solda ve sağdaki bütün gazeteler, ilk kez M. Kemal’in büyük liderliği ve kişiliği hakkkında aynı yorumları paylaştı. Cumhuriyetçi sol ve liberal L’Illustration gazetesinde, Noëlle Noger, M. Kemal’i “tüm zamanların en büyük liderlerinden biri” olarak yorumladı. Tirajı itibariyle en büyük olan merkez sağ Paris-Soir gazetesinde, dönemin İçişleri Bakanı ve eski Ankara Fransız Büyükelçisi Albert Sarraut’un kaleminden çıkan şu sözler çok önemliydi:

“Atatürk’ün sadık ve iyi dostluğundan dolayı Fransa için, sonsuz acımasız bir kayıptır. Aynı zamanda, bu Devlet Başkanının yüksek vicdanı yorulmadan bütün enerjisiyle büyük çaba sarfederek çalıştığı, dünya barış davası içinde önemli bir kayıptır.”

Cumhuriyetçi ve muhafazakar yanlısı La République gazetesinde, Pierre Dominique, M. Kemal hakkında şu görüşü dile getirdi: “Bu 19 yıl boyunca, yapılan devrimi anlamayan, içine sindiremeyen ve şeriat yanlısı bir rejim isteyen, rejim karşıtı bazı aşırı dinci Türkler ve komplocular asıldı. Bunların hepsi Kemal Atatürk’ün olumsuz hanesine yazılabilir. (...) Ama, Kemal Atatürk devleti kurtardı mı? Evet ya da hayır. Bu isme layık olan bütün Türkler evet diyor. Bu yeterlidir”.

Fransa’daki gazetelerin çoğu, “Türklerin Atası”nın yaşamını yitirmesi hakkında benzer yorumlar yapmayı sürdürdü. Protestan eğilimli liberal felsefeden ilham alan Le Temps gazetesinde, M. Kemal’in “saygıdeğer bir lider, ulusal topraklarının kurtarıcısı ve çağdaş Türkiye’yi dönüştüren reformların mimarı” olduğu belirtilip “güçlü bir enerjiyle ve bazen de acımasız bir şiddetle ülkesinin modernleşmesini sağladığına” vurgu yapıldı.

Merkez sağ yayın organlarından Le Figaro gazetesinde, dikkat çekilen bir manşet atılmıştı: “Atatürk, ülkesini modern bir millet haline getirdi” diye. Muhafazakar sağ eğilimli l’Echo de Paris gazetesi, Türkiye halkı “en büyük çağdaş figürlerden birinin” ölümünün yasını tutuyor. Sosyalist eğilimli Le Populaire gazetesi, M. Kemal’in “Türkiye’yi ekonomik, mali ve idari olarak yeniden organize etmeyi bilen” güçlü bir devlet adamı olduğunu belirtti.

Komünist Partisi yayın organı L’Humanité gazetesi, M. Kemal hakkında açık olarak şu ifadeyi dile getirdi: “Atatürk (Kemalist) hükümetlerinin, sosyalist ve komünist harekete karşı şiddetli bir baskı uyguladığını söyleyelim”. Ancak bu sav, Kemalist iktidarların her alanda gösterdikleri başarıların ve ülkeyi çağdaşlaştırma mücadelesinin yanında basit bir olay olarak kalır.