Berlin'de düzenlenen konferansta "Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 Yılı" masaya yatırıldı. Konferansta kadın hareketi, son yıllarda artan göç ve Türkiye’nin siyasi geleceği konuşuldu.

Friedrich-Ebert Vakfı Konferansı: Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yılı değerlendirildi

Dilara EKİNCİ / BERLİN

Berlin'de Friedrich-Ebert Vakfı (FES), Almanya Vatandaşlık Eğitimi Merkezi (bpb) ve Uygulamalı Türkiye Araştırmaları Merkezi (CATS) işbirliğiyle düzenlenen konferansta kadın hareketinden göç ve mültecilere, diaspora yönetiminden Türk siyasi sisteminin geleceğine dört ayrı panelde Türkiye Cumhuriyeti'nin 100 yılı konu edinildi.

Konferansta, kadın hareketi, son yıllarda artan göç ve Türkiye’nin siyasi geleceği farklı panellerde değerlendirildi.  

“KADINLAR GÜÇLÜ BİR HAK MÜCADELESI VERİYOR”

Dr. Hürcan Aslı Aksoy'un moderatörlüĝünü üstlendiği 'Kadın Hareketi ve Kültürel Mücadeleler Paneli'nde Gülsün Kanat, Dr. Ayşe Çavdar ve Prof. emt. Dr. Renate Kreile konuşmacı olarak yer aldı.

Panelde, mevcut hükümetin kadınlardan duyduğu endişeye vurgu yapılarak, kadın hareketinin güçlü bir hak mücadelesi verdiği belirtildi. Kadınların toplumsal ve siyasi rolü, dinin kadınlar ve toplumsal roller üzerindeki etkileri ele alındı. Panelde Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren,  kadınların mücadelesinin hakları genişletmeye yönelik olduğu, şu anda ise mevcut hakları korumaya odaklandığı vurgulandı.

Panelistler, farklı partilerde yer alan kadınların hakların erozyona uğramasına siyasi alanda da direniş gösterdiklerini ifade etti.

“TÜRKİYE BIR GÖÇ ÜLKESİDIR”

Dr. Zeynep Yanaşmayan moderatörlüğünde gerçekleşen “Göç, Mülteciler ve Nüfus Politikaları” paneline Prof. Dr. Deniz Sert, Ayşegül Yalçın Eriş ve Prof. Dr. Mesut Yeğen konuşmacı olarak katıldı.

Panelde Türkiye'nin farklı göç dalgalarına ev sahipliği yaptığı ve jeopolitik konumu nedeniyle göç ülkesi olduğu vurgulandı. Mültecilerin seçim dönemlerinde enstürmanlaştırılmasının tehlikelerine dikkat çekilirken, uzun vadede göçün Türkiye'yi güçlendirebileceği belirtildi.

“ÜLKELER DİASPORAYA YER AÇMALI”

Moderatörlüğünü Dr. Yaşar Aydın'ın üstlendiği üçüncü panele ise Sezer İdil Göğüş, Gökay Sofuoğlu ve Dr. Sinem Adar yer aldılar. Diasporada yaşayan Türkiye kökenli bireylerin politik ajandalara çeşitli şekillerde dahil edildiği ve bu nedenle karşılıklı uyumun karmaşıklaştığı kabul edildi. Çözüm olarak, diasporadaki bireylere kendi seslerine sahip olacakları bir alan açılması gerektiği ve iki ülke hükümetinin yukarıdan aşağı politika yönlendirmelerinin azaltılması gerektiği kaydedildi.

“TÜRKİYE DEMOKRASİSİ AB’NİN TUTUMUNA BAĞLI”

Kristin Helberg'in moderatörlüğündeki “Diaspora ve Türkiye’nin Avrupa yönelimi” konulu panelde Dr. Cengiz Günay, Prof. Dr. Ebru Turhan ve Dr. Salim Çevik görüş belirttiler. Panelde, Türkiye'nin gelecekte Avrupa odaklı bir demokrasi ve laik bir anayasal devlet olarak kalıp kalmayacağı, Avrupa Birliği'nin tutumlarına bağlı olduğu iddia edildi. Panelde Türkiye'deki insanların demokratikleşme taleplerinin arttığı ve bu durumun geleceğe dair umut verici olduğu vurgulandı.

Konferans, dinleyicilere birbirinden farklı bakış açısı ve uzman görüşleriyle Türkiye'nin geçmişi, şu anı ve geleceği üzerine önemli bir değerlendirme fırsatı sundu.