Galata’nın bıçkın delikanlıları, dilencileri, sokaklarında arzı endam eden güzelleri… Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun yarım kalan İstanbul Ansiklopedisi Salt Galata’da.

Galata’nın meşhurları bu sergide
Fotoğraf: Salt Galata

Eda KÖPRÜ YILMAYAN

Tarihçi Reşat Ekrem Koçu’nun kayda geçirdiği, Galata ve çevresinde yaşayan insanların yaşamını anlatan ve bizleri farklı bir kent tarihiyle buluşturan bir sergi açıldı. Bu sergide kimler yok ki… Galata’nın bıçkın delikanlıları, sokak serserileri, caddesinde arz-ı endam eden güzelleri, çocukları, esnafı, Avrupa’dan esinlenerek sokaklarda boy gösteren şortlu kadınları… Bunlar Koçu’nun kayda aldıkları. Hakkında yeterince bilgi edinemediği şeyleri ise ansiklopedide “hakkında başka kayda rastlanmadı” diye not almış. Salt ve Kadir Has Üniversitesi iş birliğinde oluşturulan sergi ekibi de bundan ilhamla serginin adını “Başka Kayda Rastlanmadı” diye belirlemiş.

MUAZZAM KÜTÜK

Reşad Ekrem Koçu ve İstanbul Ansiklopedisi Arşivi sergisi, tarihçi ve romancı Reşad Ekrem Koçu’nun (1905-1975), ömrünün büyük kısmını adadığı ve kendisi hayattayken ancak G harfine kadar basılabilen İstanbul Ansiklopedisi’nin yayımlanmamış bölümlerine ışık tutuyor. Metin taslakları, kupürler, kolaj ve çizimler… Kendi deyimiyle İstanbul’un “muazzam kütüğünü” çıkarma amacıyla yola çıkmış Koçu. Gerçi yaşasaydı tüm bu birikimi tamamlar mıydı bilinmez. Yaptığı çalışmalar, topladığı belge ve bilgiler adeta hiç bitmeyecek bir tutkunun eseri. Bize farklı tarih yazımına ilişkin de belgeler sunuyor.  

Sergi ekibi Koçu’nun İstanbul Ansiklopedisi’nde G harfinde kalan ancak Z harfine kadarki ciltlerin tasarım aşamasındaki maddelerini Salt Galata’nın tarihi binasına uygun bir biçimde yerleştirmiş. Karaköy’de meşhur Kamondo Merdivenleri’nin karşısında bulunan yapıda Galata ve civarında yaşayan insanların, mekânların izlerini takip edebilirsiniz. Örneğin Löbon için şöyle bir notla karşılaşabiliyorsunuz: Beyoğlu’nun alafranga lokanta-birahanelerindendi; yüksek, kibar muhitin gittiği bir yerdi. Ya da İstanbul’un en yaşlı dilencisine ilişkin bir ayrıntıyı veyahut güllü çorap hediye etmenin manâsına ilişkin detayları da sergide görmek mümkün. 4 Kasım 1971 tarihli bir gazete kupüründe Tepebaşı Tiyatrosu’nda çıkan yangına ilişkin haber pek çok ayrıntının arasında gözümüze çarpıyor. Bunun gibi o döneme ilişkin bilgiler, yaşama dair pek çok ayrıntı önümüze seriliyor. Saklı bir hazineyle karşı karşıya olduğunuzu aklınızda tutarak sergiyi gezmenizi öneriyoruz. Üç kata yayılan bu külliyatı sadece bir kere de gezip bitirmek mümkün olmayabilir. Salt ve Kadir Has Üniversitesi ekibinden bu sergiye emek verenleri de ayrıca tebrik etmek gerekiyor. Tüm bu arşivi farklı bölümlere ayırarak, bütünsel bir zenginlikle ziyaretçilere sunuyorlar. 

KAYDA GEÇMEMİŞ UNSUR

Sanat tarihçisi Semavi Eyive, Koçu’nun çıkardığı bir anlamda şehir kütüğü olarak tanımlanacak bu yaklaşımı, pek çok detaya yer vermesi nedeniyle eleştirir. Hatta   

“işin ciddiyetini biraz kaçırmış” ve “esere etraflı surette girmesi gereken önemli bazı maddeler birkaç satırla geçiştirilmiştir” diye belirtir. Ancak klasik tarih anlatımının dışında sokaklar, binalar, nüfus aslında daha önce kayda geçmemiş unsurları da barındırdığı için kent kültürüne farklı bir katkı sunuyor Koçu’nun çalışması.

Sergiyle birlikte Salt ekibi İstanbul Ansiklopedisi’nin basılı ciltleri ve yaklaşık 40 bin ögelik bir belge grubunu da dijital ortama aktarıp çevrimiçi erişime açmaya hazırlanıyor. 19. ve 20. yüzyıl İstanbul’una farklı bir bakış açısı getirmeyi amaçlayan sergi ve arşive, çeşitli disiplinlerden araştırmacıların katkılarıyla hazırlanan bir e-yayın da eşlik edecek. Ayrıca sergi turları, ‘Melankoli ve Kent’ başlıklı bir açık ders, film programı, kent yürüyüşleri ve atölyeler planlanıyor. 

‘Başka Kayda Rastlanmadı’ sergisi Salt Galata’da 29 Ekim’e kadar gezilebilir.