IŞİD’in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda düzenlediği canlı bomba saldırılarına ilişkin dava yarın görülecek.

Gar Katliamı Davası yarın görülecek
Fotoğraf: DepoPhotos

10 Ekim 2015'te IŞİD'in 2 canlı bomba ile düzenlediği katliamın 23’üncü duruşması yarın Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek. Geride kalan 22 duruşmada, katliamda sorumluluğu bulunan kamu görevlilerinin yargılanmaması adına istihbaratın gizlenmesi ve sansürlenmesi ile avukatların taleplerinin mahkeme tarafından reddedilmesiyle karşı karşıya kalındı.

Evrensel'in haberine göre; 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonundan Eylem Sarıoğlu, ‘Dosya sanıklarının iddianamede yazanlar dışında olmayacağının’ açık bir şekilde belirtildiğini vurgulayarak duruşmaya çağrıda bulundu.

Önceki duruşmada katliamda kamu görevlilerinin sorumluluğunu ortaya koyan Mülkiye Müfettişliği Teftiş Kurulu raporlarının bazı sayfaları sansürlenerek dava dosyasına gönderilmişti. Sansüre ilişkin avukatlar tarafından beyanda bulunulmuştu. Avukatlar sansürlenen disiplin ve araştırma raporlarına göre katliamda kritik rolleri olan faillerin telefonlarının dinlendiği, gelen istihbaratın gizlendiğinin anlaşıldığını belirtmişti. Davadan delil gizleyen Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığının neyi gizlediklerinin açığa çıkması gerektiğini ifade eden avukatlar, mahkeme heyetinden sansürlenen belgelerle korunan faillerin açığa çıkarılmasını talep etmişti. Fakat avukatların bütün talepleri reddedildi.

23’üncü duruşma öncesi konuştuğumuz 10 Ekim Ankara Katliamı Davası Avukat Komisyonundan Eylem Sarıoğlu, son duruşmayı değerlendirdi. Sarıoğlu, “Şu gerçekle bir kere daha yüzleştik: Davanın başından beri tüm taleplerimiz mahkeme tarafından reddediliyor. Şunu biliyoruz ki, artık yargının da 10 Ekim Katliamı’nda sorumluluğu bulunuyor çünkü kimsenin açığa çıkarılmasını istemeyen bir tutumla karşımızda duruyor. Taleplerimizi reddedilmesinin tek gerekçesi bu” ifadelerini kullandı.

“GERÇEKLERİN AÇIĞA ÇIKMASI ENGELLENİYOR”

Bütün taleplerin reddedilmesinin ve Mülkiye Müfettişliği Teftiş Kurulu raporunun dosyaya gönderiliş biçiminin gerçeğin açığa çıkmasını engelleyen bir tutum olduğunu vurgulayan Sarıoğlu, “Bir yandan da Nizip Emniyeti bombacıların isim ve adreslerini, Yakup Şahin’in adresini göndermesine rağmen işlemle ilgili hiçbir adım atmayan Antep’te emniyet güçleri hakkında yapmış olduğumuz suç duyurusu ile ilgili hâlâ hiçbir işlem yapılmadı. Bu da ‘Biz bu Katliam’dan sorumlu olan hiçbir kimseyi yargı önüne çıkarmayacağız. Dosyanın sanıkları iddianamede yazanlar dışında kimse olmayacak’ iradesinin açık bir şekilde ortaya konulduğunu gösteriyor” dedi.

Sarıoğlu, yürüttükleri hukuk mücadelesini ısrarlı şekilde sürdürmeye devam edeceklerini belirterek, “Taleplerimizi dillendirmeye ve saklanan gerçekleri anlatmaya devam edeceğiz. Herkesi duruşmaya çağırıyoruz” dedi.