Nesin Vakfı’nda tecavüz suçlamasıyla tutuklanan iki çocuk suçsuz bulununca serbest bırakıldı. İki çocuğun cezaevinde işkence gördüklerini belirterek şikâyette bulunması üzerine…

Nesin Vakfı"nda Ocak 2007’de tecavüz suçlamasıyla tutuklanan iki çocuğun cezaevinde işkence gördüklerini söyleyip şikayette bulunmaları üzerine, işkence yapan gardiyanlara değil, cezaevinde kalan sadece 3 tinerci çocuğa dava açıldı.

Vakıf Yöneticisi Ali Nesin, "Çocuğumuzu falakaya çeken, iki gün boyunca döven, hakaret eden, tehdit eden gardiyanlara dava açılmasına gerek görülmedi. Çocukları koruması gereken devlet, önce iki çocuğumuza işkence yapıyor, daha sonra şikayet edince de üç çocuğa dava açıyor" dedi.

 

MEDYAYA DA ELEŞTİRİ

Nesin Vakfı"nda kalan iki çocuğun ortada delil yokken tutuklanıp işkence görmesi üzerine savcılığa durumu bildirdiklerini ve soruşturma açılmasını istediklerini söyleyen Ali Nesin, yanıtın aylar sonra geldiğini ve yalnızca aynı cezaevinde kalan üç zavallı tinerci çocuğa dava açıldığını kaydetti.

Medyanın olaya bakış açısını da eleştiren Nesin"in konuyla ilgili yazdığı mektupta, özetle şöyle denildi:

"Adlı Tıp raporu açık ve netti: Tecavüz bulgusuna rastlanmamıştı. Meğer tecavüz filan olmamış! Ama gazetelerde bu konuda tek bir satır yazılmadı, tek bir söz söylenmedi! Alnımıza çalınan karayla kaldık! Bu arada suçlanan iki çocuğumuz iki gün boyunca tutuklandı. Biri Bayrampaşa"ya diğeri Metris"e atıldı. Çocuklarımız cezaevinin kapısından girer girmez jandarmalar tarafından dövüldü. Daha sonra içerde önce gardiyanlar, ardından mahkumlar sıra dayağına çekti. Gün boyunca çalıştırılıp hakarete uğradılar, dayak yediler, küçük düşürüldüler, tehdit edildiler.

 

‘DEVLET KORUMAK ZORUNDA’

Aleyhlerine delil olmadığı anlaşıldığında, bir gece yarısı, sabaha karşı saat 1"de beş kuruş parasız sokağa bırakıldılar!.. Bu çocuklar daha 18 yaşında değillerdi o zaman. Biri cezaevinden çıktığında korkudan konuşamaz, yemek yiyemez haldeydi, dişleri kilitlenmişti. Şikayette bulunduk. Çocuğumuzu falakaya çeken, iki gün boyunca döven, hakaret eden, tehdit eden gardiyanlara da dava açılmasına gerek görülmedi. Kime dava açıldı dersiniz? Çocuğumuzla aynı zamanda cezaevinde bulunan üç zavallı "tinerci" çocuğa! Çocukları koruması gereken devlet önce iki çocuğumuza işkence yapıyor, daha sonra şikayet edince de üç çocuğa dava açıyor! Yeter ki kendisi suçlu çıkmasın!"

 

***

ÇOCUKLAR CEZAEVİNDE GÖRDÜKLERİ İŞKENCEYİ ANLATTI:

Çırılçıplak soyup tekme tokat dövdüler

"Cezaevİne girer girmez, askerler çırılçıplak soyup tekme tokat dövdü. 10 dakika dayak yedim. Neye uğradığımı anlamadan bu sefer de bizi teslim alan gardiyanlardan dayak yedim. Ekmek kasalarını taşıttılar, etrafı temizlettiler. Leş gibi bir kovada çorba getirdiler. Yiyemedim. Sonra beni tecavüzcülerin koğuşuna attılar. O an öldüğümü hissettim. Ümraniye sapığı da oradaydı. Umutsuzca beklerken gece yarısı bir gardiyan tahliye olduğumu söyledi. Anlamını bilmiyordum. Gardiyana ne demek diye sordum. "Çıkıyorsun" deyince yeniden doğmuş gibi oldum. Gece 1.30"da bıraktılar. Param yoktu. Üstüm başım çamurlu taksiye bindim. Taksici vakfı arayıp parasının ödenip ödenmeyeceğini sordu. Bir saat sonra Nesin Vakfı"na (evime) ayak bastım."

 

‘Şerefsiz’ deyip falakaya yatırdılar

"Askerler dosyamı okuyunca "şerefsiz" dedi. Sonra cezaevinde adının Zeki olduğunu öğrendiğim gardiyan, "Suçun ne lan?" diye sordu. Konuştuğum adam, "Nesin Vakfı"ndaki olaylardan, hani televizyona çıkmıştı ya" dedi. Zeki gardiyan uzun süre dövdü. Bununla yetinmeyip plastik bir boru ile elime ve bacaklarıma vurdu. Ardından falakaya yatırıp yine vurdu. Sonra karantina koğuşuna soktular. Orada 16-17 yaşlarında 4 çocuk daha vardı. Berbat bir yerdi. O gece 5 kişi iki yatağa sığışıp bir iki saat uyuyabildik. Sabah gardiyan "Ne biçim koku lan bu" deyip bizi yine tekme tokat dövdü. Temizlik yaparken "Aziz"in torunları", "sapık", "şerefsizler" deyip dövdüler. Cezaevinde kaldığım sürece sadece dört beş kaşık yemek yiyebildim. Hiç büyük tuvaletimi yapmadım. Ama bol bol su içtim."