Sağlık emekçileri meslektaşları Dr. Ekrem Karakaya’nın katledilmesi üzerine başlattıkları eylemlere devam etti. Sağlıkçılar, cinayetin sorumlusunun, piyasacı politikalara karşı talepleri dikkate almayan iktidar olduğunu belirtti.

Gayrimeşru olan sizin politikalarınız
Ankara’daki greve polis müdahale etti. (Fotoğraf: Depo Photos)

Deniz GÜNGÖR

İktidarın sağlık emekçilerini hedef haline getiren ve can kayıplarına neden olan piyasacı politikalarına tepki dinmiyor. Hekim örgütü Türk Tabipler Birliği’ne (TTB) yönelik baskılar, yurtdışına çıkan doktorlara yönelik rendice edici ifadeler, emeğin değersizleşmene neden olan performansa dayalı ücret sistemi, sağlıkta şiddeti engellemeye yönelik atılmayan adımlar gibi sorunların hiçbirisi doktorların çalışırken katledilmesinden bağımsız değil. Sağlık emekçileri de sektörde gerçekleşen cinayetlerin sorumlusu olarak yaşam hakkını korumayan, onlara ucuz işgücü gözüyle bakan politikaların işleticilerini görüyor. Konya Şehir Hastanesi’nde Uzman Dr. Ekrem Karakaya’nın görevi başındayken öldürülmesi de bu nedenle sıradan bir adli vaka değil. Sağlık emekçileri de gerçekleşen son cinayet üzerine ülkenin dört bir yanında örgütlü ve güçlü bir şekilde tepki gösteriyor.

Eylemler bayram arifesinde de devam etti. İktidarsa bir kez daha Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) ve sağlık çalışanlarını hedef gösterdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bayram mesajında TTB’yi ‘bölücülükle’ suçlarken, gerçekleştirilen eylemleri ‘gayrimeşru’ olarak nitelendirdi. Bahçeli daha önce de TTB’nin kapatılması gerektiğini söylemişti. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise sağlık emekçilerinin taleplerini yine duymazdan geldi. Sağlıkta Şiddet Yasası’nın kendilerini korumadığını belirten sağlık emekçileri, yasanın uygulamada eksik kaldığını, Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin şiddeti artırdığını belirtti.

SAĞLIK ÇÖKME NOKTASINA GELDİ

TTB 2. Başkanı Ali İhsan Ökten, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Uzman Dr. Ekrem Karakaya’nın ölümünün ardından yaptığı, “Hiçbir hekim, hiçbir sağlık çalışanı asla yalnız olduğunu düşünmesin. Devlet iradesi bütünüyle yanımızdadır” ifadelerinin sahici olmadığını belirtti. Ökten, “Sağlık çalışanları yalnız bırakıldı. Bizi korumakla görevli bakanlık korumadı” diye konuştu. Ökten, “Yaşadığımız birçok sorun var ancak en önemlisi şiddet. Sürekli söylüyoruz sağlıkta daha etkili bir şiddet yasası çıkarılmalı, cezalar daha fazla olmalıdır. Sağlıkta Şiddet Yasası’nın yanı sıra aynı zamanda Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nden vazgeçmek gerekiyor. Çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi lazım. 3 dakikada hasta bakmamız için baskı yapılıyor ve bunlar şiddeti beraberinde getiriyor. Uzun süredir sağlıkta çöküşü hızlandıran Sağlık Bakanı Koca’nın istifa etmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Dr. Ali İhsan Ökten, TTB İkinci BaşkanıDr. Ali İhsan Ökten, TTB İkinci Başkanı

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hekimler için “Giderlerse gitsinler” sözlerini hatırlatan Ökten, “Bu söz bile şiddet, kutuplaştırıcı söylemler. Olaydan sonra yandaş medya ve iktidar kanadından nefret söylemiyle karşılaşıyoruz. Ancak bizim isteğimiz hem sağlık çalışanları hem de hastalar için daha iyi koşullar fakat gidişat bizi daha derin bir karamsarlığa itiyor” diye konuştu.

HAKKIMIZI ARAMAK MEŞRUDUR

Sağlık alanında yaşanan şiddeti toplumsal alanda yaşanan şiddetten ayırmadıklarını belirten MYK Üyesi Mehmet Sıddık Akın, “Toplumda yaşanan şiddet gün geçtikçe sıradanlaşıyor. Şiddet, devlet kurumları eliyle sıradanlaştırılıyor” dedi. Dün Ankara’da sağlık emekçileri olarak Sağlık Bakanlığı önüne siyah çelenk bırakmak istediklerini belirten Akın, “Siyah çelengimize el kondu ve en demokratik hakkımız olan protesto hakkımız engellendi. Hak aramaya yönelik eylemlere uygulanan baskı siyasal iktidarın otoriterleşmesiyle bağlantılı” ifadelerini kullandı.

Mehmet Sıddık Akın, SES MYK ÜyesiMehmet Sıddık Akın, SES MYK Üyesi

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sağlıkçıların eylemini ‘gayrimeşru’ olarak nitelendirmesini eleştiren Akın son olarak şunları ekledi: “Bahçeli’nin bu anlamda yaptığı açıklama büyük bir talihsizlik. Bizler bir şeyin hakkımız olduğunu bildiğimiz anda yasallığına bakmayız. Bir yasa size dar geliyorsa haklarınızı kullanarak bunu genişletmeye çalışırsınız. Yaptığımız eylemler tamamen meşrudur.”

BİZİM YANIMIZDA DEĞİLLER

Sağlık çalışanlarının yalnız hissettiklerini belirten Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Onur Erdem, “Kendimizi yalnız ve korunmasız hissediyoruz. Devletin ve Bakanlığın bizi korumadığını iliklerimize kadar hissettik. Bakan Koca ne kadar güvenlik görevlisi dese bile bu Sağlıkta Dönüşüm Projesi’nin getirisi olarak bir sağlık çalışanı hayatını kaybetti” ifadelerini kullandı. Erdem, “Muayene sınırlaması nedeniyle hekimler hastaya zaman ayıramıyor, güven ilişkisi kurulamıyor. ‘Beyaz Kod’ sistemi kurdular ancak bunların kaçında önlem aldılar? 2021 yılı verileri hâlâ açıklanmadı” diye konuştu.

Dr. Onur Erdem, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Onur Erdem, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi

Hastanelerin devlet kurumları arasında en az korunakları yerler olduğuna dikkat çeken Erdem şunları aktardı: “Çok fazla insan giriş çıkış yapıyor, buna rağmen yeterli bir güvenlik yok. Sağlıkta şiddet yeni değil 10 yıldır devam ediyor. Bizi koruyacak yasanın bizi korumadığını, kaldırılması gerektiğini söyledik dikkate alınmadı. Bundan sonra hastalarımıza yaklaşırken tedirgin olacağız.”

Sağlıkçıların talepleri ise şu şekilde:

•Yeni ve etkili “Sağlıkta Şiddet Yasası” çıkarılsın, mobbing ve baskılar son bulsun.
•İnsanca yaşamaya yetecek, yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyacak temel ücret sağlansın.
•3600’den 7200 kadar kademeli ek gösterge uygulansın.
•Yıpranma payı sağlık hizmetlerinde çalışan tüm emekçilere yıllık 90 gün üzerinden tam olarak uygulansın.
•Toplumsal sağlık için güçlü ve etkin birinci basamak sağlık örgütlenmesi sağlansın. Ceza yönetmeliği kaldırılsın.
•Özgür ve bilimsel çalışma ortamı için meslek örgütleri üzerindeki baskılara son verilsin.
•Covid-19 iş kazası ve meslek hastalığı olarak kabul edilsin
•Haklarında kesinleşmiş yargı karar bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın.
•Şehir hastanelerine, özel hastanelere aktarılan teşvik ve bütçeler kamu sağlık kurumlarına aktarılsın.

HEKİMLERİ REHİN ALAN SALDIRGAN TAHLİYE EDİLDİ

Denizli’de faaliyet gösteren Pamukkale Üniversitesi’nde ocak ayında 2 doktoru rehin alan saldırgan Uğur Çalışkan dün tahliye edildi. 2 doktora saldırarak odaya kilitleyen Çalışkan, gerçekleştirilen yargılamasında 8 yıl 5 ay ceza aldı. Dün ise Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi kararıyla tahliye edildi.

Sözcü’nün haberine göre, hekim odasını konut dokunulmazlığı kapsamında değerlendiren mahkeme sanığa kasten yaralama, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma, hakaret ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından toplam 8 yıl 5 ay hapis cezası verdi. Soruşturma sırasında çıkarıldığı Sulh Ceza Hâkimliği tarafından serbest bırakılan Çalışkan, tutuklanarak cezaevine gönderildi. Saldırıya uğrayan hekimlerin avukatı Engin Özkan, sanığın adli sicil kaydının bulunduğunu ve ilk kez suç işliyormuş gibi karar verildiğini belirterek cezanın artırılması yönünde üst mahkemeye başvuracaklarını açıkladı.

Mahkeme kararını hem sanık avukatları hem de hekimlerin temsilcisi istinafa taşıdı. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesi'nde yapılan yargılama sonunda Çalışkan'a alıkoymak suçundan 3 yıl 9 ay, hakaret suçundan ise 8 ay 22 gün ceza verildi. Mahkeme yaralama ve konut dokunulmazlığını ihlal suçlarından ise daha önce verilen mahkûmiyet kararlarının bozulmasına hükmetti. Sanık infaz düzenlemesinden faydalanarak tahliye edildi. Saldırıya uğrayan hekimlerden Osman Gazi Sağlam, yaptığı açıklamada; “Ben çok endişelenmiyorum ama ailem tedirgin oluyor. Özellikle Konya'daki saldırıdan sonra daha da endişelendiler. Tahliye kararını onlara söyleyemedim. Beni bu üzüyor” diye konuştu.

SOL PARTİ’DEN HEKİMLERE DESTEK

Sağlık hizmetinin talanına ve sağlık emekçilerinin emeğinin değersizleşmesine tepki gösteren SOL Parti, sağlık emekçilerinin taleplerinin derhal yerine getirilmesi ve kamucu sağlık politikaları çağrısında bulundu. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın istifa etmesi gerektiği belirtilen açıklamada, “Fedakârca çalışan sağlık emekçileri hedefe konuldu. Şiddete önlem almak bir yana, iktidarın dili şiddet iklimini tırmandırdı” dendi.

Açıklamada acilen yapılması gerekenler şu şekilde sıranladı:

•Sağlık emekçilerinin güvenli ve emeklerinin karşılığını alabildikleri çalışma koşulları sağlanmalıdır.
•Sağlık servet biriktirme aracı olamaz, özel hastaneler kamulaştırılmalıdır.
•Neo-liberal politikalar çerçevesinde önleyici ve koruyucu sağlık hizmetleri, kamu projeleriyle yeniden hayata geçirilmelidir.