Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Pehlivan sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, "Soylu ses çıkaracak mı?" başlıklı yazısı nedeniyle Fırat Delibaş’a yakın olduğunu söyleyen kişiler tarafından tehditler aldığını söyledi.

Gazeteci Barış Pehlivan, Fırat Delibaş’a yakın kişilerden ciddi tehditler aldığını duyurdu!

Cumhuriyet yazarı Barış Pehlivan, uyuşturucu ticareti yaptığı belirtilen bir suç örgütü üyesinin yaklaşık 5 milyon lira değerinde metamfetaminle yakalanıp adli kontrolle serbest bırakıldığını yazdığı dünkü yazısında ismi geçen “Fırat Delibaş’a yakın olduğunu söyleyen kişiler” tarafından tehdit edildiğini duyurdu.

Pehlivan sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımında, "Cumhuriyet’teki köşemde, adının haberlerde geçtiğini yazdığım için Fırat Delibaş’a yakın olduğunu söyleyen kişiler tarafından ciddi tehditler alıyorum. Yazım aşağıda, kamuoyuna duyurulur…" ifadelerine yer verdi.

Pehlivan, "Soylu ses çıkaracak mı?" başlıklı yazısında Akat'ın tahliye sürecinin "görünürdeki yüzü"nü kaleme alıp kamuoyundan bu hikâyeye inanmasının beklendiğini söyledi.

Tehdit alan Pehlivan'ın ilgili yazısında geçen bölümler şöyleydi:

"Çok uzun zamandır birlikte çalıştığınız bir şirket müdürünüz var. Onu dış ticaret konusunda tam yetkili yapıyorsunuz, imza yetkisi de verip kanunen sorumlu hale getiriyorsunuz. Sonra, sizin faaliyet alanınızda paravan başka şirketler de açılıyor ama bu kez kâğıt üstündeki sahibi o müdürünüz oluyor. Gün geliyor, o müdürünüz o diğer şirketler üzerinden faaliyet alanınız dışında bir şeyi Kolombiya’dan sipariş ediyor. Kargolar daha Türkiye’ye gelmeden biri Almanya’da diğeri Amerika’da açılıyor. Görülüyor ki sipariş kolilerinin içine değeri çok yüksek oranda kokain karıştırılmış. Yabancılar Ankara ile irtibata geçiyor. Soruşturma başlatılıyor. Güvenlik personeli kargocu kılığına giriyor. Gelin görün ki suçüstü yani uyuşturucuyu teslim alma aşamasında baskın yapılması gerekirken başka bir şey oluyor. Savcılık her nedense kargoların içeriğini aynı renkte kumla değiştirtip size operasyon yapıyor. İki kez tutuklanmanız istenip, ancak üçüncüsünde cezaevine girseniz de hemen iddianameniz çıkıyor ve yargılanmaya başlıyorsunuz. Mahkemede “Babamın emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyorum” diyen o müdürünüz, sizin hiçbir şeyden haberiniz olmadığını iddia ediyor. Yetmiyor, sipariş edilen 111 kilo kargodaki kokainin “yanlışlıkla gönderildiğini” söylüyor. Sonuç: Dört buçuk ay tutuklu kalmanız yeterli görülerek siz cezaevinden çıkarılıyorsunuz, müdürünüz içeride tutuluyor."

Bunun ilk olmadığına dikkat çeken Pehlivan, geçen hafta haber sitelerine “Suç örgütü lideri Fırat Delibaş’ın ikinci adamı M.D. yakalandı!” başlığıyla yansıyan olaya da vurgu yaptı. M.D.'nin yakalandıktan sonra adli kontrol şartıyla serbest bırakıldığını belirten Pehlivan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun "Metamfetaminle mücadelemizi güçlü şekilde yapar ve yenersek Türkiye, dünyada uyuşturucuya bağlı ölümler konusunda en az ölümü yaşayacak ülke olacak. Bunu başarabilir miyiz, başarırız. Buradaki dert, metamfetamini mağlup etmektir" şeklindeki sözlerini hatırlattı.

Pehlivan, yazısını şu sözlerle tamamladı:

"Ee madem bu kadar hayati bir konu, nasıl serbest kalıyor bu insanlar? Bakın, arabasında uyuşturucuyla yakalanıp Menzilci olduğu için beraat eden Emniyet Müdürü Zafer Ç.’yi hatırlatmıyorum bile.

Sadece son üç haftada olanlara bakarak soruyorum: Zamanında verilen yargı kararlarına karşı eski Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ile açık polemiğe giren Bakan Soylu yine ses çıkarır mı? Yoksa birilerinin derdi aslında 'metamfetamini mağlup etmek' değil mi?"