Suikasta uğrayan ya da faili meçhul cinayetle yaşamını yitiren gazetecilere dair bir rapor hazırlayan CHP'li Karaca, "Gazeteci cinayetlerinde sadece alt kademedeki güvenlik güçleri ya da tetikçiler yargılanmaktadır" dedi.

Gazeteci cinayetlerinde asıl failler yargılanmıyor

Hüseyin Şimşek

CHP İnsan Haklarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gülizar Biçer Karaca, faili meçhul cinayetlerde hayatını kaybeden gazetecilerle ilgili bir rapor kaleme aldı. “Faili Meçhul Cinayetler ve Cezasızlık” raporunda, gazetecilerin her zaman işlerini, özgürlüklerini ve hayatlarını kaybetme riskiyle karşı karşıya kaldıkları vurgulandı.

Türkiye’deki cezasızlık iklimini ortaya koyan ve azmettiricileri hâlâ ortaya çıkarılmayan gazeteci cinayetlerinden sekizine dair hukuki sürecin detaylı olarak ele alındığı raporda, bu durumun ortadan kalkması için çözüm önerileri de ortaya konuldu. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Muammer Aksoy, Musa Anter, Uğur Mumcu, Metin Göktepe, Hrant Dink, Ahmet Taner Kışlalı cinayetlerine dair dosyalardaki detayların yer aldığı raporda, davaların hepsinde ortak olan noktalar üç başlıkta anlatıldı.

Rapordan öne çıkan o tespitler şu şekilde:,

“Gazeteci cinayetlerinde asıl failler yargılanmamakta, sadece alt kademedeki güvenlik güçleri ya da tetikçiler yargılanmaktadır. Bu yargılamalarda ceza alt sınırı en düşük olan suçlardan ceza verilmektedir. Yargılamalar sonucunda ceza alan kamu görevlisi ya da tetikçi bulunsa bile bu cezaların infazında ertelemeye gidilmekte ya da çıkarılan af yasalarından faydalanarak failler serbest kalmaktadır.”

İNSANLIĞA KARŞI SUÇ

"Bu suçların zamanaşımına uğramasının önüne geçilmeli ve faili meçhul gazeteci cinayetleri insanlığa karşı suçlar kapsamında değerlendirilmelidir" denilen rapor şöyle devam etti: "Devlet sırrı yasası bu suçların aydınlatılmasına geçit verecek şekilde tekrar düzenlenmelidir. 12 Eylül Askeri Darbesi’nden bu yana gerçekleşen gazeteci cinayetlerini araştırmak için bağımsız bir Hakikat Komisyonu kurulmalıdır. Her cinayetin kendine has özellikleri ve faillerin neden korunduğu duyurulmalı ve tanıklığı olanlara uluslararası ölçekte çağrı yapılmalıdır. Mağdur yakınlarının devam eden acısına saygı duyulmalı ve anma ve benzeri programlar düzenlemeleri engellenmemelidir. Basın özgürlüğü ile düşünce ve ifade özgürlüğünü güvence altına alacak yasalar ve fiili uygulamalar hayata geçirilmelidir. Basını hedef gösteren siyasi üslup ve gelenekten vazgeçilmelidir.”

***

Abdi İpekçi anıldı

Uğradığı silahlı saldırı sonucu 1 Şubat 1979’da katledilen Milliyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ve Başyazarı Abdi İpekçi, ölümünün 42. yılında anıldı. Zincirlikuyu’da bulunan mezarı başındaki anmaya İpekçi’nin ailesi, yakınları ve gazeteci arkadaşları katıldı. Anmada konuşan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş, İpekçi’nin çağının öncüsü olduğunu ifade etti. İpekçi’nin kızı Nüzhet İpekçi ise şunları söyledi: “Kayıplarımızı sıralıyoruz ve sonunda ‘Kimler yaptı’ diye soruyoruz. Elimizde somut bilginin resmi tebliği yok. Örgütleyenler, emri verenler, oyuncular, yardımcı oyuncular, gizleyenler, şahitler, görevi kötüye kullananlar nerede?" diye sordu.