Diyarbakır’da 15’i tutuklu 18 gazeteciye açılan davanın ilk duruşması 11 Temmuz’da görülecek. Gazetecilerin avukatı Temur, yargılamanın siyasi olduğu görüşünde.

Gazetecilerin davası siyasi
Fotoğraf: MA

Umut SERDAROĞLU

İktidarın özgür basın üzerinde yaratmaya çalıştığı baskı nedeniyle onlarca gazeteci tutuklu bulunuyor. Sadece işlerini yaptığı için tutuklanan gazeteciler aylarca, hatta yıllarca sevdiklerinden ayrı yaşamaya mahkûm ediliyor. Tutuklu gazetecilerden Diyarbakır merkezli yürütülen soruşturma kapsamında 8 Haziran 2022’de gözaltına alınan ve 16 Haziran’da tutuklanan 15’i tutuklu 18 gazeteci hakkında açılan davanın ilk duruşması 11 Temmuz’da görülecek. 13 ay süren tutukluluğun ardından görülecek davanın ilk duruşmasında gazeteciler “örgüt üyeliği” nedeniyle yargılanıyor.

BirGün’e konuşan tutuklu gazetecilerin avukatı Resul Temur yapılan haberlerin suç olmadığına yönelik birçok Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı olduğunu hatırlattı. Ülkede sansür anlayışının değişmediğini vurgulayan Temur şunları söyledi:

“Gazeteciler, iktidarların değişmeyen sansür anlayışıyla her dönem karşı karşıya. Sansür anlayışının değişmemesi özellikle Kürt ve muhalif basını sistematik bir baskı altında bırakıyor. Sadece iktidarın gündemi ile sınırlı bir toplum yaratılmak isteniyor ve bu tek tip gündem çabası yandaş medya üzerinden dayatılıyor. Ancak gerçek gündemi tartışan, haberini yapan gazeteciler soruşturma, gözaltı ve tutuklanma riski ile yaşamaya mecbur bıraktırılıyor. Gazetecilerin yargı tacizine maruz kalması onlara yönelik hukuki suç soruşturmasından ziyade politik anlamda susturulmak istenmesinden kaynaklanıyor.”

TAHLİYELERİNİ BEKLİYORUZ

Gazetecilere açılan davanın nedeni hakkında açıklama yapan Temur, “Dava, gazetecilerin yaptıkları programların Medya haber ve Sterk TV de yayınlaması sebebiyle açıldı. Aynı zamanda yapılan programlarda kullanılan dil ile gündeme ilişkin konu seçimleri de yargılama konusu haline geldi. Oysa gazetecilerin yaptıkları haber ve programların yayınlandığı mecranın suç olmayacağı Anayasa Mahkemesi’nin ‘Helikopter Davası’ için yaptığı haber nedeniyle tutuklanan gazeteci Cemil Uğur’a verdiği ‘hak ihlali’ kararında da açık biçimde tartışılmış bir konu. Buna rağmen hukuki olmayan sebeplerle yargılanmalarının izahı bulunmuyor” dedi.

Kameramanların bile tutuklu yargılandığını hatırlatan Avukat Temur şöyle devam etti:

“Davaya konu prodüksiyon şirketlerinde çalışan kameramanlar ise sadece şirkette çalışmaları sebebi ile programların yayınlarına katılmış oldukları kabul edilerek yargılanıyorlar. Kameramanları doğrudan suç isnadı yerine kameraman olmaları sebebi ile ihtimal değerlendirmesi ile yargılamaktalar. Bu durum bile dosyada sadece basın faaliyetlerinin yargılandığını gösteriyor.

Davanın ilk duruşmada sonuçlanma ihtimalinin olmadığını aktaran Resul Temur, “İlk duruşmanın 2 gün sürmesi bekleniyor. Duruşmada 18 gazeteci ile açık tanıklar ve gizli tanığın beyanına başvurulması bekleniyor. Dosyanın ilk duruşmada sonuçlanma ihtimali bulunmamakta fakat gazetecilerin tahliyesini umuyoruz” ifadelerini kullandı.

***

BİZ HESAP SORACAĞIZ 

Dava kapsamında tutuklu bulunan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Serdar Altan,  gönderdiği mektupla kamuoyuna duruşmaya katılım çağrısı yaptı. Gazetecilik faaliyetleri nedeniyle meslektaşlarıyla birlikte tutuklandıklarını belirten Altan, 10 ay sonra hazırlanan iddianameye dair, “İddianamede gördük ki bu bir hukuki suçlama değil, özel sipariş edilmiş bir kurgudur, bir senaryodur” dedi.

“Kurgu” olarak nitelendirdiği davanın 11 Temmuz’da görülecek ilk duruşmasına katılım çağrısında bulunan Altan, “Bizler bu davada yargılanan değil, hesap soran olarak yer alacağız. Gazeteci arkadaşlarımız, basın örgütleri, demokratik kurum ve kuruluşlar ile tüm kamuoyunun haber alma hakkı bağlamında kendilerinin sesi ve soluğu olmaya çalışan biz gazetecilerle dayanışma göstermesi önemlidir. Gazetecilik suç değildir” ifadelerini kullandı.