Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te gerçekleşen katliamda hayatını kaybedenler, polis engeline rağmen katliamın 28. yılında anıldı.

Gazi Katliamı'nın 28. yılında hayatını kaybedenler anıldı: Felaketler ve katliamlar kaderimiz değil
Fotoğraf: Eylem Nazlıer (Evrensel)

İstanbul Gazi Mahallesi’nde 12 Mart 1995’te yaşanan katliamda hayatını kaybeden 22 kişi, katliamın 28. yılında mahallede düzenlenen yürüyüşle anıldı. 12 Mart Platformunun çağrısı ile yapılan anmaya Gazi ve Ümraniye katliamlarında hayatlarını kaybedenlerin yakınları, EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz ve HDP Milletvekili Musa Piroğlu, Alevi kurumları, siyasi parti ve kitle örgütü temsilcileri ile mahalle halkı katıldı.

Evrensel’de yer alan habere göre, soğuk havaya rağmen sabahın erken saatlerinden itibaren yüzlerce kişi Gazi Cemevi önünde toplandı. Polisin engelleme çabasına rağmen katliamın yapıldığı eski postaneye yürüyüş yapıldı. Yürüyüş sırasında “Gazi’den Ümraniye’ye adalet istiyoruz” yazılı pankart ve katliamda hayatını kaybeden kişilerin fotoğraflarının yer aldığı dövizler yaşındı.

Yürüyüş sırasında ayrıca sık sık “Gazi’yi unutma unutturma”, “Gazi’nin hesabı sorulacak”, “Gazi şehitleri ölümsüzdür”, “Susma sustukça sıra sana gelecek”, “Anaların öfkesi katilleri boğacak”, “Katiller halka hesap verecek”, “Hükümet istifa”, “Deprem değil ihmal öldürür” sloganları atıldı. Katliamda hayatını kaybedenlerin isimleri okunarak ‘Yaşıyor’ denildi.

DEPREMDE YIKILAN İLLER SİYAH DÖVİZLERDE

Anmada depremin yarattığı yıkım da unutulmadı. Depremin vurduğu illerin isimleri siyah dövizlere yazıldı. Yürüyüş sırasında depremde hayatını kaybedenleri anmak üzere 11 ilin isimleri sayılarak “Yaşıyor” denildi. Yürüyüş boyunca deprem öncesinde ve sonrasında devletin almadığı önlemler ve sorumluluklara dikkat çekilerek iktidara tepki gösterildi.

Yürüyüşün ardından katliamın yaşandığı eski postane önünde bir araya gelen kitle yaşamını yitirenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Saldırıların yaşandığı noktalara kırmızı karanfiller bırakıldı, "Unutmayacağız” denildi.

"AMAÇ HALKA GÖZDAĞI"

Basın açıklamasını katliamda hayatını kaybeden Dilek Şimşek’in kardeşi Erkan Şimşek okudu. Kimliği belirsiz kişilerce kıraathane ve pastanelerin silahlarla tarandığını hatırlatan Şimşek, “Gazi halkı için bu tür saldırılar yeni değildi. Baskı, terör hiçbir zaman eksik olmamıştı. Eli kanlı katillerin amacı halkı birbirine kırdırmak suretiyle Alevi-Sünni çatışması yaratmaktı. Ama Gazi halkı provokasyonu yaptıranı da nedenini de biliyordu. Amaç Gazi’de devrimci muhalefeti sindirmek ve tüm halka gözdağı vermekti” dedi.

KATLİAMIN FAİLLERİ CEZALANDIRILMADI

Katliamın ardından katillerin polislerin arasında kaybolduğunu ifade eden Şimşek, katliama tepki göstermek üzere karakola yürüyen halkın üzerine de polislerin ateş açtığını söyledi. Katliamda yüzlerce kişinin de yaralandığını söyleyen Şimşek, “Günlerce ülkenin gündemine oturan katliamın basında da çok net görüldüğü üzere failleri belli olmasına rağmen açılan göstermelik davada yargılanan katiller cezalandırılmadı. Sadece katil polislerden Adem Albayrak’a dört kişiyi öldürmekten üç buçuk yıl, Mehmet Gündoğdu’ya iki kişiyi öldürmekten bir yıl sekiz ay ceza verildi. Gazi’de yaşanan bu katliamdan dönemin Başbakanı Tansu Çiller, İçişleri Bakanı Nahit Menteşe, Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Hanefi Avcı, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar, İstanbul Valisi Hayri Kozakçıoğlu, İstanbul Emniyet Müdürü Necdet Menzir ve tetikçiler sorumludur ve cezalandırılmalıdır” çağrısında bulundu.

"BASKI VE ASİMİLASYON SÜRÜYOR"

Geçmiş dönemde farklı kentlerde yaşanan katliamlara da değinen Şimşek, Alevilere yönelik asimilasyon ve inkar politikalarının bugün de devam ettiğine işaret ederek “Bu dayatmacı yaklaşımı reddediyoruz. Siyasal iktidarın bir taraftan palyatif çözümler ürettiğini iddia ederken diğer yandan Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevine yıkım kararı dayatmasında bulunmakta ve çeşitli bahanelerle yargılamalar sürmektedir” dedi. Katillerin ellerini kollarını sallaya sallaya toplum içinde gezdiklerini söyleyen Şimşek, katliamın sorumlularının cezalandırılmasını istedi.

"FELAKETLER KADERİMİZ DEĞİL"

Kadın cinayetlerine, çocuk istismarına, Alevilere yönelik asimilasyona, Şenyaşar ailesinin adalet arayışına, katliama dönüştürülen depreme ve Amedspor’a yönelik saldırıya da değinen Şimşek “Felaketler kaderimiz değil. Açığa çıkan tablo her açıdan acı verici ve düşündürücü. Binaları denetlemeyen ve deprem vergilerini amacı dışında kullanan siyasi iktidar yaşanan yıkımın birinci dereceden sorumlusudur. Depremin yarattığı yıkıma ek olarak coğrafyanın demografik yapısının değiştirilmeye çalışıldığını da görüyoruz” dedi.

Açıklamanın ardından kitle, Gazi Mezarlığına kadar yürüdü. Yürüyüşün ardından mezarlığa karanfil bırakıldı.