Biyo Güvenlik Kurulu, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizma içeren ürünler konusunda yeni bir karar aldı. Kurul genetiği değiştirilmiş 3 çeşit soya fasülyesinin Türkiye’de hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verdi

SERDAR SAĞLAM

Biyo Güvenlik Kurulu, GDO yani genetiği değiştirilmiş organizma içeren ürünler konusunda yeni bir karar aldı. Kurul genetiği değiştirilmiş 3 çeşit soya fasülyesinin Türkiye’de hayvan yemlerinde kullanılmasına izin verdi. Ancak Türkiye’ye zaten 10 yıldır giren binlerce ton GDO’lu ürün hayvan yemlerinde zaten kullanılıyordu. Bugüne kadar gayri resmi olan ithalat artık resmi olarak yapılıyor.
Konuyu BirGün’e değerlendiren Prof. Dr. Kenan Demirkol, Türkiye’ye sanki ilk defa GDO’lu ürün giriyormuş gibi davranmanın doğru olmadığını söyledi. GDO’lu ürünlerin 10 yıldır Türkiye’ye girdiğini vurgulayan Demirkol, “Yani yeni bir şey değil. Devletin haberi dahilinde ama gayri resmi olarak bu ürünler ithal ediliyordu. Zaten bundan önce de binlerce ton GDO’lu ürün bu şekilde Türkiye’de kullanıldı” dedi.
GDO’LU ÜRÜNLER ARAŞTIRILAMIYOR
GDO’lu ürünleri üreten şirketlerin, bu ürünler üzerinde araştırma yapılmasına izin vermediğini belirten Kenan Demirkol, ne gibi sakınacalarla karşı karşıya olduğumuzu ayrıntılı olarak bilmediğimizi belirtti. “GDO’lu ürünlerin kullanımı organ yetersizlikleri, düşük ve kısırlığa neden olabiliyor” diyen Demirkol, “Ancak bu ürünlerin sakıncalarını detaylı olarak bilmiyoruz. Çünkü bu ürünler patentli. Patent sahibi şirket de ürünün üzerinde araştırma yapılmasına izin vermiyor. ABD’li bilimciler, bilim hakları elinden alındığı için bu duruma bir süre önce isyan etmişti” ifadesini kullandı.
‘ABD VE ŞİRKETLER KOL KOLA’
“Şunu iyi bilmek lazım ki GDO, emperyalist bir silahtır” diyen Prof. Dr. Kenan Demirkol,  “ABD bu işin içinde, ABD ve şirketler kol kola bu işi yürütüyor. 2009’da Cemil Çiçek’in bir açıklaması olmuştu; ‘artık biz de GDO’lu ürünleri kullanmalıyız’ diye. Bu açıklama ABD Başkanı Barack Obama’nın Türkiye’yi ziyaretinden 15 gün sonra yapıldı. Wikileaks’in GDO’lu ürünlerle ilgili açıkladığı belgeler de bu durumu net bir şekilde ortaya koyuyor.
Belgeler, Amerikalı diplomatların GDO şirketleri için doğrudan çalıştıklarını da gösteriyor. Papa ve Vatikan üzerinde GDO’lu ürünlere karşı çıkmaması için baskı uygulandığı da bu belgelerde var” dedi.

Wikileaks’ten çok sarsıcı GDO belgeleri

Wikileaks’in açıkladığı belgelerde, ABD’nin 2007’deki Fransa Büyükleçisi Craig Stapleton’ın GDO’lu ürünlere karşı çıkan AB ülkelerine ticari savaş açılmasını istediği bilgisi yer alıyordu. ABD’nin Paris Büyükelçiliği, Fransa’nın, Monsanto şirketinin genetik değişikliğe uğratılmış mısırını yasaklama girişiminde bulunması üzerine, AB’yi cezalandırma tavsiyesinde bulunuyor.
Konuyla ilgili diğer belgelerde de ABD diplomatlarının, tüm dünyada GDO’lu ürünleri hükümet açısından ve ticari açıdan stratejik bir zorunluluk olarak dayattıkları görülüyor.
Belgelere göre, gelişmekte olan ülkelerde Katolik piskoposlar bu tartışmalı ürünlere karşı çıktıkları için ABD, Papa’nın danışmanlarına özel baskı uygulamış.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın biyoteknoloji özel danışmanı ve Kenya’daki hükümetin biyoteknoloji danışmanları, Papa’nın GDO’lu ürünlere destek vermesi için Vatikan yetkilileri nezdinde lobi faaliyetlerinde bulunmuşlar.
Bunun yanı sıra belgeler, Amerikalı diplomatların başta Monsanto olmak üzere GDO şirketleri için doğrudan çalıştıklarını da gösteriyor.