Geleceğimiz için yerel tohumlar ve yerel gıdalara ihtiyacımız var

KONUK YAZAR: Mustafa Alper Ülgen - Çiftçi

Köylü milletin efendisidir demiş Mustafa Kemal ama şimdilerde efendilik bir yana dursun yaşam mücadelesi veriyor köylümüz.
Tohumculuk yasası ile yerli tohum üretmek ve satmak yasaklanmış idi, şimdi de deniliyor ki 2018 itibari ile sertifikalı tohum kullanmak zorunlu hale gelecek.

Her sene ekeceği tohumu ayıramayana çiftçi denilebilir mi? Gerçek çiftçi tohumunu çoğaltır, eker, yer, satar, takas eder, saklar bir sonraki sene tekrar eker.

On binlerce yılda gelişen, süregelen Anadolu’nun bilge tarımı yerel tohumların çeşitliliğine ve devamına bağlıdır.Tohumlar aynı zamanda yerel toplulukların oluşmasının ve günümüze kadar gelmesinin temelidir. Binlerce yıllık bahçecilik, bağcılık kültürleri inanılmaz değerli ve önemlidir.

İlk tarım Fırat ve Dicle nehirleri arasında başlamış, dünyada ilk buğday ekimi Urfa ve Diyarbakır arasında Karacadağ’da gerçekleşmiş, antik kentler Göbeklitepe ve Çatalhöyük’de dünyanın ilk kent bostanları yapılmış.

Günümüze kadar gelen ve eşi benzeri olmayan Hevsel bahçeleri, Yedikule bostanları, Talas bahçeleri, Meram bağları tarım tarihimizin yaşayan bostanları, bağları, belgeleridir.

Yerel tohumlar annelerimizin, babalarımızın ellerinin nasırı, alınlarının teridir, tohumlar bizim onurumuzdur.

Bizim en büyük mirasımızdır yerel tohumlar, bu tohumlar gıda güvenliğimizin garantisi, soframızın lezzeti ve bereketidir.
Son kırk yıldır uygulanan politikalar ile ülkemizde köy yaşamı baltalanmış, köylü nüfusu erozyona uğramış, haliyle tarımsal üretimler ciddi miktarda azalmış durumdadır.

Tohumculuk yasası, arkasından Büyükşehir yasası ile köyler mahalle haline getirilmiş, madencilik, zeytincilik yasaları ile köylülerin yaşam alanları daraltılmış, yol, HES, RES ve daha bir çok yıkıcı proje ile tarım alanları yok edilmiştir, savaş ortamı ve çatışmalar yüzünden bir çok bölgemiz de tarım ve hayvancılık yok olma noktasına gelmiştir.

Köy okullarının kapatılması ile köylerdeki genç nüfusu, çocuklarını okutmak için dahi olsa kasabalara, şehirlere göç etmek zorunda kalmıştır.

Köy Hizmetleri Kurumu, Et Balık Kurumu, Süt ve Yün Fabrikaları, Tekel ve Şeker Fabrikaları, TİGEM, Zirai Donatım Kurumu gibi köylüyü kalkındıracak, destekleyecek kurumlar ya kapatılmış, ya da satılmıştır.

Çaykur, Fiskobirlik, Çukobirlik, Marmarabirlik, Tariş gibi kurumların içi boşaltılmış, çiftçi kooperatifleri yozlaştırılmıştır.

Ekolojik tarım yöntemleri yerine, kimyasal gübre ve ilaçların bilinçsizce kullanımını destekleyen ve topraklarımızı mahfeden, insanlarımızı hasta eden konvansiyonel tarıma destek verilmiştir.

Bugün buğday, pirinç, mercimek, nohut, mısır, fasulye, et ürünleri ve canlı hayvan, yem ve saman dışarıdan satın alınırken, dolar bozdurmak ne işe yarar ?

Gemiler dolusu bakliyat ve her türlü gıdayı dolar ödeyerek satın alırken, petrol ve benzeri birçok kimyasal maddeyi dolar ile satın alırken dolar bozdurmak ne işe yarar ?

Hani bağımsızlık?

Gıda ve tohum işinde bağımsız olamayan hiçbir koşulda bağımsız olamaz, bu gün kafa tutulan Avrupa Birliği ve Dünya Bankası'nın son kırk yıldır ülkemize dayattığı şartları harfi harfine yerine getiren hükümetler bu gün tarım ve hayvancılıkta dışarıya bağımlı bir ülke yarattılar.

Bugün bu yanlışlardan dönmenin tam zamanıdır, dolar satmak yerine, köylere dönüşü, köylerde yaşamı, yerel tohumların çoğaltılmasını sağlayacak kararlar alınmalıdır. Bunu devlet yapmalı yapmıyorsa halkımız bir tarafından başlamalıdır.

Küçük aile çiftlikleri hem çeşitli, hem de lezzetli gıdalar üretebilirler. Bu gıdalara erişmek için gıda toplulukları kurmalı ve yardımcı üretici olunmalıdır.

Gemiler dolusu GDO’lu mısır ve soya küspesini getirip, yem yapmaktan derhal vazgeçilmelidir, yerine tüm ülkede bakla ve yerel mısır ekimleri teşvik edilmeli, taneli yem ile beslemenin yanında planlı otlatma ile yapılan hayvancılık modeline geçilmelidir.

Uzun lafın kısası; etrafımızda hasta olmayan, kanserden müzdarip olmayan kalmadı,

Hipokrat ‘’Ne yiyiyorsak oyuz’’ demiş.

Bizi yediklerimiz hasta ediyor ve bu bir şekilde dünya ilaç ve tohum şirketlerinin daha çok kar etmesini sağlıyor, kemoterapi dahil tüm beşeri ilaç şirketlerine milyonlarca dolar öderken, bağımsızlıktan bahsedebilir miyiz.?

Adil, temiz ve iyi gıdalar için,

Gıda bağımsızlığımız için,

Geleceğimiz için yerel tohumlar ve yerel gıdalar diyorum.