SOL Parti, salgın döneminde emeğin durumunu ele alan kapsamlı bir rapor yayımladı. Raporu hazırlayan isimlerden Prof. Dr. Özdemir, “Bu rapor, başka bir dünyayı mümkün kılmak için öneriler sunuyor. Bir nevi geleceğin yapıtaşlarını örmeye çalışıyoruz” diyor.

Geleceğin yapıtaşları

EMEK SERVİSİ

SOL Parti, geçen günlerde salgın döneminde emeğin ve emek hareketinin durumunu ele alan kapsamlı bir rapor yayımladı. ‘Ne oluyor?’ sorusu kadar ‘Ne yapmalı?’ sorusuna da yanıt arayan 36 sayfalık rapor, Gamze Yücesan Özdemir ve Serkan Öngel tarafından; Aziz Çelik, Aziz Konukman, Bülent Bulduk, Hayri Kozanoğlu, İlknur Başer, İsmail Hakkı Tombul ve Zafer Aydın’ın katkılarıyla hazırlandı. Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir, raporun hazırlanış sürecini şöyle anlattı:

“SOL Parti, bu salgın sürecinde emekçilerin yaşadıklarını, deneyimlerini net bir şekilde ortaya koyabilmek için bize ulaştı. Biz emekten yana olmaya çalışan 9 kişilik bir çalışma grubu olarak hazırladık raporu. Öncelikle emeğe yönelik hangi başlıkların eksiksiz şekilde bir araya getirilmesi gerektiğiyle ilgili bir akış hazırladık. Zaten raporu hazırladığımız isimler, röportajlar, yazılar, araştırmalarla alanda birikimli kişiler olduğu için hızlı ilerledik. Ve son halini kamuoyuyla paylaşabilme noktasına geldik.”

Raporu neden hazırladıklarına ilişkin üç noktaya dikkat çeken Yücesan, “Birincisi salgın sürecinde emekçilerin yaşadıklarının asla unutulmaması ve mutlaka görünür kılınması açısından bu çalışma önemli. İkincisi de yalnızca ‘Ne oluyor?’ değil, ‘Ne yapmalı?’ sorusuna da yanıt aradık, dolayısıyla politika önerileriyle somutlamaya çalıştığımız bir mücadele hattı çizmeye çalıştık. Üçüncüsü de emeğe dair belli tartışmalar, belli gündemler dönem dönem önümüze geliyor; ama biz bütüncül bir çalışma ortaya koymaya çalıştık” dedi.

ÇALIŞMA YAŞAMI İÇİN ÖNERİLER

Prof. Dr. Yücesan, üç ana bölümden oluşan raporu şu sözlerle anlattı:

“Birinci bölüm, çalışma yaşamına yönelik politika önerilerini içeriyor. Bu başlığın altında çalışma yaşamının yeniden düzenlenmesi, üretimin yeniden örgütlenmesi, işçi sağlığı ve iş güvenliği ve mevsimlik tarım işçilerinin salgın koşullarındaki çalışma koşullarına baktık. Hem çalışma yaşamının durumunu hem de buna yönelik politika önerilerini ortaya koyduk. Uzaktan çalışma yönetmeliğinin bir an önce çıkarılmasını çok acil bir talep olarak gördük. Çünkü bu artacak bir pratik. Hem sermaye hem de emekçi ne yapacağını bilemiyor. Bir diğer talebimiz çalışanlara erişilmeme hakkı tanınması. Yani uzaktan çalışınca belli bir saatten sonra telefonunuzu, internetinizi kapatabilmeniz. Böyle bir düzenleme öneriyor rapor. İşyerlerine sıkı denetim de öneriliyor. İzole üretim üstleri, elektronik prangalar gibi uygulamaların çok dikkatle takip edilmesi ve bunlara emekten yana müdahalelerde bulunulması gerektiğini söylüyor.

SOSYAL POLİTİKA ÖNERİLERİgelecegin-yapitaslari-763457-1.

İkinci bölüm ise sosyal politikaya yönelik öneriler başlığını taşıyor. Bu bölümde işsizlik, kıdem tazminatı, gelir kaybı ve gelir dağılımdaki bozukluk, sağlık sistemi, vergiler ve emeğin yeniden üretimi dediğimiz ev içi emek konularını, özellikle de kadın emekçilerin durumunu ele aldık. Bölüm, sosyal politikalar alanına yönelik geçinilebilecek bir ücret, güvenceli bir iş için kamunun sorumluluk alması gerektiğini vurguluyor. Yani kamu, yurttaşlarına geçinebilecekleri bir ücret sağlamalıdır. Ücretsiz, nitelikli bir kamusal sağlık sisteminin ısrarla savunulması gerektiğini de vurguluyoruz raporda. Gelir dağılımındaki bu aşırı uçuruma ve derin yoksulluk koşullarına karşı ek bütçe, servet vergisi uygulamalarını savunuyoruz. Rapor ayrıca, ev içi hizmetler alanında da kamuyu sorumluluğa çağırıyor. Çocuklar ve yaşlılar için kreşler, yaşlı bakım evleri gibi, kadın emekçinin ev içini yükünü ortadan kaldıracak düzenlemelerle bir kamusal sorumluluk anlayışına davet ediyor.

Üçüncü bölüm ise emek mücadelesini yükseltmeye dönük önerilerini kapsıyor. Bu bölümde esas itibariyle emeğin örgütlülüğüne baktık. Sendikalı ve sendikasız işyerlerinin durumunu inceledik ve emeğin temsiliyetinin nasıl artırılabileceği üzerine bazı öneriler getirdik. Sendikal barajların kaldırılması, özgür ve bağımsız toplu sözleşme hakkının tüm işçilere tanınması ve sendikasız işyerlerinde işçi konseyi gibi emeğin temsil edilebileceği ve işyerinin denetlenebileceği mekanizmaların oluşturulması öneriliyor.”

BAŞKA BİR DÜNYA MÜMKÜN

Hem raporu hazırlayanlar hem de SOL Parti olarak ortaya koydukları çalışmayı değerlendiren Prof. Dr. Yücesan, “Emekçilere daha iyi ve güvenceli bir yaşamı kapitalizm sınırları içinde kurmak mümkün değil. Rapor da buna işaret ediyor. Ancak sosyalist bir toplumda emekçiler için insanca bir yaşam amacına ulaşabiliriz. ‘Başka bir dünya mümkün’ diyebilecek bir birikimi sağlamamız ise çok kritik. Dolayısıyla bu rapor, başka bir dünyayı mümkün kılacak kılcal damarlar ve emek mücadelesini var etmek için öneriler sunuyor. Yani bir nevi geleceğin yapıtaşlarını örmeye çalışıyoruz bu raporda” ifadelerini kullandı.

SOL Parti Başkanlar Kurulu Üyesi İlknur Başer ise şunları kaydetti: “SOL Parti olarak böyle bir emek raporunu hazırladık; çünkü SOL emektir, emekçidir, adalettir, özgürlüktür, eşitliktir, insanca yaşam ve insanca düzen mücadelesinin adıdır. Ülkede yaşayan emekçilerin, emekçi halkın sorunlarını dile getirmek SOL siyasetin asli görevidir. İşçi ve emekçilerin öznesi olduğu bir siyaseti inşa etmek, işçi ve emekçilerin maruz kaldığı sömürü koşullarının açığa çıkarılmasıyla mümkündür.”