Başlık iddialı, sanki bir 8 Mart yazısı gibi ama değil. Mevzu elbette müzik ve son dönemde giderek artan kadın şarkı yazarı sayısı, bu yazının ana konusu.

Gelecek kadınlarda!

Murat Meriç

Başlık iddialı, sanki bir 8 Mart yazısı gibi ama değil. Mevzu elbette müzik ve son dönemde giderek artan kadın şarkı yazarı sayısı, bu yazının ana konusu. Birkaç örnek üzerinden ilerleyeceğiz ama onlara geçmeden Hümeyra’dan Funda’ya bir dönem fırtına gibi esen kadınları, Şebnem Ferah, Özlem Tekin, Aylin Aslım gibi rock cenahında yepyeni bir hat açanları, Ece Dorsay gibi kendi yolundan ilerleyenleri, Yasemin Mori, Jehan Barbur, Ceylan Ertem gibi yakın dönem heyecanlarını ve elbette Sezen Aksu’yu unutmayalım.

Kadın şarkı yazarlarındaki artışın destekçisi, Şirin Soysal, Neslihan Engin, Mavi ve Banu Savaş’ın birbiri ardına yayınlanan albümleri… Sadece bunlar değil, Elif Çağlar’dan Pelin Yılmaz’a, Adile Yadırgı’dan Başak Yavuz’a her cenahtan heyecanlı albümler önümüzde birikiyor bu ara. Gündemden fırsat bulup dinlediğimizde önümüze yepyeni ufuklar açılıyor, her biri bir başka kaçış noktası haline geliyor. Son dönemde dinlediklerim, tanıdıklarım üzerinden ilerleyeyim…

Kendi adıma söyleyeyim, bu ara en çok dinlediğim, Banu Savaş’ın 'Beni Güzel Bir Yerlere Götür' adlı çalışması. Adının hakkını veren, alıp götüren, insanı 'güzel' yerlerde bırakan altı şarkılık bir çalışma bu, albüm sayılmaz. Ancak içinde boş yok ve bu açıdan yakınlarda yayınlanan bir sürü “albüm"den daha önemli. Bir tanışma adımı bu: Ürkek, heyecanlı ama bir yandan da kendinden emin, güçlü bir kadın var karşımızda. 'Dünya'dan 'Çıplak Ayaklar'a uzanan (şimdilik) küçük repertuarı, gelecek muazzam albümlerin habercisi. Söyleyecek sözü çok Banu Savaş’ın, (yine şimdilik kaydıyla) şununla idare edelim: "Millet ölür dünya bunu seyrederken / Ben hâlâ bu rahatlığa hiç alışamadım.”

Bu ara sürekli dinlediğim bir başka isim Elif Çağlar: “Bugünlerde her şey durağan”ken sadece dijital platformlarda yayınlanan iki şarkılık “Hafif Batı Müziği”, Banu Savaş’ın götürdüğü “güzel” yerde kalmamı sağlıyor. Tek sürprizi bu değil Elif Çağlar’ın: Jimmy Burns ve Katherine Davis ile hazırladıkları, sessiz sedasız yayınlanan “Blues ile Birlikte Hayata” başlıklı albümde de dört şarkı söylüyor. Üstelik üçü Türkçe ve eski şarkılar bunlar: 'Eğri Eğri', 'Gurbet' ve 'Çirozname'… Bilhassa 'Eğri Eğri' –ki bu ara değişik isimlerce yeniden seslendirildi– bir “yeni yorum nasıl yapılır” dersi. 2010 tarihli “M-U-S-I-C”i CD çalarımızdan çıkartmamışken gelen bu sürprizler, yeni albümlerin müjdecisi olsun.


***

Erkek egemen dünyaya nanik!
Mavi, önce '30' ve 'Kaptan'la dikkatimizi çekti, 'Aç Kapıyı Gir İçeri' yorumuyla kalbimizi kazandı. 'Şimdi' adını verdiği albüm, yakın zamanda yayınlandı. O da söyleyecek sözü olanlardan ama ben, albüm kapağındaki İsmet Özel alıntısını yineleyeyim: “…ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın başından başlayabilirim.” 'Şimdi', yazıda bahsi geçen albümlerin en tazesi ama çoktan en çok dinlediklerim arasına girdi bile. Sevdiğim bir kitabı yeniden okumak, altı çizili satırlar arasında kaybolmak, daha önce ıskaladığım yeni tatlar yakalamak gibi Mavi’yi dinlemek: Şarkıları her zaman taze!

Neslihan Engin’in 'Yara'sı da taze bir albüm. Birkaç yıl önce yayınlanan 'Ruhum Su Aldı'nın üzerine sağlam bir tuğla koyuyor Engin. Kendi şarkılarını yazıyor ve söylüyor. Bugünlerde pek de haz etmediğimiz 'pop'un kıyısında duruyor, eskilere göz kırpıyor. Üstelik albümdeki klavyeli çalgıları da bizzat kendi çalıyor. “Deli bayrağını açıp yola çıkmışım ben” demesine bakmayın, deliliği güzel! Klavye demişken, yakın dönemde 'Başka'yla aklımızı alan Selen Gülün’ü ve her dem sevdiğimiz Melis Dânişmend’i de analım şahane kadınlar kontenjanından…

Yazının sonunda sözü Şirin Soysal’a getireyim. 2013 tarihli ikinci albümü 'Ziyaret', çok zamandır aklımda ama anmak bu yazıya kısmetmiş. Çıkınına, babasının anısına seslendirdiği 'A Day in the Afterlife'tan Attilâ İlhan’a ithaf edilmiş 'Siyah Zürafa”ya on bir şarkıyı koyarak ziyaret ediyor bizi Soysal ve önceki albüm 'Bir Şeyler Var'dan aldığımız tadı daha da güzelleştiriyor.

Başlığa döneyim, öngörümü tekrarlayayım: Gelecek kadınlarda! Sadece kendi dinlediklerimden yola çıkarak bunu söylemek yanlış belki ama “erkek egemen” dünyaya nanik yapan, kendi söz ve müzikleriyle şahane darbeler indiren bu kadınların sesini duymazdan gelmem mümkün değil. Siz de ıskalamayın.