Eski CHP milletvekili Aygün'ün "Kamer Genç Cesaret-Muhalefet" adlı kitabı çıktı. Genç'i "cesaretin" simgesi olarak nitelendiren Aygün "Genç, darbe meclisinde doğruyu söylemiş, baskılara karşı geri adım atmamıştır" dedi.

Genç, cesaretin sembolüydü
Kamer Genç, TBMM’deki çıkışlarıyla ‘Tek başına muhalefet’ olarak adlandırıyordu. (Fotoğraf: AA)

Sibel BAHÇETEPE

Eski CHP milletvekili ve gazetemiz yazarı Hüseyin Aygün, yaşamını yitiren milletvekili Kamer Genç'e atfettiği kitabında Genç'i "Cesaret sözcüğünün onu en iyi ifade eden kavram olduğuna karar verdim" sözleriyle anlattı. AKP iktidarlığı ile birlikte doğruyu söylemenin riskli olduğunu vurgulayan Aygün "Doğru, yalanın egemen olduğu bir devlette tehlikeli bir şeydir. Genç, darbe meclisinde bile doğruyu söylemiş, muarrızlarının tüm baskısına rağmen geri adım atmamış adamdı" diye konuştu.

Aygün ile tek kişilik muhalefet olarak hafızalara kazınan CHP eski milletvekili Kamer Genç ile ilgili "Kamer Genç Cesaret-Muhalefet" adlı bir kitap yazan Kırmızı Kedi Yayınevinden çıkan kitabı hakkında konuştuk. 

TEK BAŞINA DİRENDİ

Kitabı yazma fikri nasıl doğdu?

Bu kitap Kamer Genç ile yapmayı planladığımız ama –onun hastalığı nedeniyle- hayata geçiremediğimiz bir söyleşinin yerine getirilmesidir. Onun özellikle 12 Eylül ve Danışma Meclisi dönemi, Kenan Evren ve Süleyman Demirel ile ilişkilerini, olan bitenleri, bizzat ondan dinlemek ve kaydetmek istemiştim, olmadı. Bari onu biraz tanıtayım, özellikle çok eskilerde kalmış –ve unutulmuş- Danışma Meclisi’ndeki amansız muhalefetini ve son dönem siyaset arkadaşı olarak ortak anılarımızı genç kuşaklara anlatayım diye yazdım bu kitabı.

Kamer Genç'i bir kaç kelime ile anlatmanızı istesem nasıl tanımlarsınız?

Aslında kitabı yazarken adını hiç düşünmemiştim ki bu yazarlarda sık sık olur. Ancak çalışmam tamamlandığında “cesaret” sözcüğünün onu en iyi ifade eden kavram olduğuna karar verdim. Kenan Evren’in gölgesi altında çalışan bir “danışma” meclisinde, idamlara tek başına “hayır” oyu vermiş bir adamdır Kamer Genç. Ve bu, 1 milyon kişiye işkence yapılan, 250 kişinin “sorguda” öldüğü, 50 kişinin idam edildiği, 30 bin kişinin vatandaşlıktan atıldığı bir dönemde gerçekten bir “cesaret” işidir. Dahası son 30 yılında TBMM’de yaptığı pek çok konuşma, çıkış, polemik ve hareket, bu cesareti ortaya koyar.

Hüseyin Aygün

BENİ DAĞLARA GÖMÜN

Kamer Genç ile unutamadığınız bir anınızı paylaşır mısınız?

Ona dair benim hiç unutamadığım anı, “beni öldüğümde bu dağlara gömsünler” vasiyetidir. 1960’lardan itibaren Ankara’ya yerleşik olduğu, hakimlik, savcılık ve yurtdışında yüksek lisans yaptığı, Türkiye meclislerinde Evren, Demirel ve Çiller’i eskittiği ve siyasetin “en renkli siması” olduğu halde, ruhu hep yurdundaydı (İnsanın yurdu çocukluğudur, derler). Bu vasiyeti ben hiç unutamadım.

Yazmadığınız bir anı var mı?

Elbette yazmadığım anı çok var, bir bölümünü başka arkadaşlar yazacaklar. Kamer Genç’e dair başka kitaplar çıkacak yakında. Benim yazdığım kısa bir giriş niteliğindeydi. Projektörü daha çok Danışma Meclisi’ne ve onun orada varlığının anlamı üzerine tutuyordu. Onun uzun siyaset yıllarındaki başka arkadaşları, danışmanı da kitap hazırlığındalar. Öteki anıları bu kitaplardan okuyabiliriz.

Kamer Genç Cesaret-Muhalefet, Hüseyin Aygün, Kırmızı Kedi Yayınevi, 2022

DOĞRUYU SÖYLEMEK ZOR

Ülkenin geldiği noktada doğru bildiğinizi söylemek çok önemli ve bir o kadar da zor. İktidarın sopası pek çok kişide korku nedeni. Gelinen noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Doğruyu söylemek her zaman risklidir. Doğru, yalanın egemen olduğu bir devlette tehlikeli bir şeydir. İnsanların yalana alıştırıldığı, Kamer Genç’in deyişiyle cahil bırakıldığı devletlerde, doğruyu söylemek çoğunlukla gözaltına alınma, sorgulanma, tutuklanma ve cezalandırılma gibi ağır sonuçlar üretir. Hapishanelerin dolu olması, tweet atanın gözaltına alınması, bu dönemi ifade eder. Genç, darbe meclisinde bile doğruyu söylemiş, muarrızlarının tüm baskısına rağmen geri adım atmamış adamdı. Kanımca bu onun bize bıraktığı en büyük mirastır.

Kamer Genç'i bir kaç kelime ile anlatmanızı istesem nasıl tanımlarsınız?

Genç’ten sonra meclis bence canlı bir figürü kaybetti. O sadece muhaliflerin bir sevgi odağı değildi; iktidardakiler de ona gizli bir hayranlık duyardı. Sayısız AKP’liden hastalığı sırasında geçmiş olsun mesajı alması bunu gösterir. Buradan şunu anlarız: İyi bir siyasetçiye herkes saygı duyar. Kamer Genç böyle bir adamdı.