AKP iktidarı gençlere hiçbir şey vaat etmeyen bir konuma geldi. Son dönemlerde yapılan araştırmalar gösteriyor ki geleceksizlik ve güvencesizliği yoğun bir biçimde hisseden gençler bu karanlıktan farklı çıkış yolları arıyor.

Gençler 'çıkış' yolları arıyor: Ülkemizde insanca yaşamak istiyoruz

Anıl Ataş

Sosyal Demokrasi Vakfı'nın mayıs ayındaki Gençlik Araştırması Raporu’na göre gençlerin yüzde 62,5’i yurt dışında yaşamak istiyordu. Yeditepe Üniversitesi’nin eylül ayındaki Gençlik Araştırması’na göre ise aradan geçen dört aylık zaman diliminde bu oran yüzde 76’ya çıktı. Pandemi süreciyle iyice sarpa saran ekonomi ve iç-dış politika, gençlerin Türkiye’ye dair umutlarını günden güne yok ediyor. Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gündem olan röportajda bir gencin "Artık ekonomik sıkıntılardan o kadar mutsuz ve umutsuzum ve o kadar önümü göremiyorum ki evime giderken bana bir araba çarpsa, ölsem gözüm asla arkada kalmaz" şeklindeki sözleri bu durumun özeti niteliğinde.

Gençler daha iyi bir yaşamı arzuluyor

Gençliği her alanda kıstırmaya çalışan iktidar, getirdiği çeşitli kısıtlamalar ve yasal düzenlemelerle gençlerin hayattan duyduğu en ufak zevkin bile peşine düşmüş durumda. Gençlerin pek çoğu, AKP’nin müdahaleleriyle içi boşaltılan ve artık herhangi bir bilimsellik iddiası taşımayan üniversitelerden aldıkları diplomalarla açlık sınırının altında ücretlere çalışmaya mecbur bırakılıyor. Kendilerine hiçbir gelecek vadetmeyen bir sistemin içine doğmuş ve Erdoğan’dan başka bir iktidarı deneyimleme fırsatı bulamamış olan Z kuşağı, mevcut muhalefet partilerinin de muhalif olmanın hakkını veremediği düşüncesiyle çeşitli çıkış yolları arıyor, itiraz ediyor ve daha iyi bir yaşamı arzuluyor.


Konuyla ilgili BirGün’e konuşan gençlerin bir kısmı Türkiye’de kalıp bu umutsuz rüzgarı dağıtma gayesiyle mücadele etmeyi seçtiğini ifade ederken, kimi ise iktidarın kendi geleceklerine yönelik herhangi bir hamlesini göremeyince çözümü yurtdışında aradığını söylüyor. Yine de, görünen o ki, gençlik yurtdışında yaşamaktan ziyade memleketlerinde insanca koşullarda yaşayıp çalışmayı daha çok arzuluyor.

Gençler kendilerini ifade etmek istiyor

Yaklaşık bir buçuk senedir Kanada’da yaşayan Berat O., Eskişehir’de makine mühendisliği okuyorken “artık mevcut duruma, iktidarın kontrolsüz yapısına” dayanamayarak 2019’da Kanada’ya iltica etti. “Türkiye’de birçok korkuya sahiptim, bunlardan birisi de elbette geleceğimle ilgiliydi. ‘Attığım bir Tweet yüzünden gözaltına alınır mıyım, bir şeylere karşı çıkarsam geleceğimi yakar mıyım’ korkusuyla yaşamak beni çok yıprattı” diyen Berat O., sözlerine şöyle devam etti: “Ben şu an herhangi yasadışı bir şey yapmamış olmama rağmen memleketimin gazetesinde dahi kendi ismimi vermekten çekiniyorum. Bu bile başlı başına buraya gelmeme bir neden aslında. Bu korku ikliminde görüşlerimi kimliğim açık bir biçimde dile getiremiyorum.”

Türkiye’de okuduğu kimya mühendisliği bölümünü ikinci sınıfta bırakarak Almanya’da biyomühendislik bölümüne geçen Beril Akyüz, “Gelecek kaygısı, ekonomik eşitsizlik yurtdışında okumamın en büyük nedeni oldu” diyor. “Mezun olan arkadaşlarımın iş bulamadığını gördüm, artan ekonomik krizle birlikte işsiz kalma korkusu beni yeni bir yol aramaya itti ve eğitimimi yarıda bırakarak Almanya’ya gelme kararı aldım” diyen Akyüz, “Ben de memleketimden ayrı kalmak istemezdim ama beni buna biraz da Türkiye’deki koşullar zorladı” açıklamalarında bulundu.

“Avrupa’da hiç sorun yokmuş gibi düşünmek garip geliyor”

Geçtiğimiz yıl öğrenci değişim programıyla Belçika’ya giden Yağmur Sarpkaya, “Eğitim sistemi müfredat açısından bizimkine benzese de öğretim teknikleri açısından çok daha kapsamlı bir okulla karşılaştım. Buradaki yarış ortamının aksine birlikte yapılan ödevler, dramalar, sunumlar ile aldığım bilgiyi pekiştirme, ve kendi öğrenme sürecimi denetleme imkanı buldum” dedi. Öte yandan, Belçikalı yaşıtlarının toplum içerisinde bulunduğu konumdan dolayı duyduğu rahatsızlıkları dile getiren Sarpkaya, “Belçikalı arkadaşlarım bırakın dünyadaki gelişmeleri, kendi ülkelerinde olan gelişmelerden bile çok uzaklardı.

gencler-cikis-yollari-ariyor-ulkemizde-insanca-yasamak-istiyoruz-821980-1.

Gündemdeki olaylar hakkında konuşmaya çalıştığımda konuya dair fikirlerinin ve herhangi bir olumsuzluğu yenmeye dair bir çabalarının olmayışı, toplumdan bu kadar kopuk yaşantıları beni çok şaşırttı” diye konuştu. Sarpkaya, “Ülkede yaş ortalaması yüksek kesimlerde radikal sağa ve ırkçı partiye dönük eğilim artıyor, bunun karşısında ise ülkenin gençleri çok tepkisiz. Bu havayı dağıtabilecek potansiyele sahipler ancak alınan gerici kararları bile önemsemiyorlar. Yani Avrupa’da hiç sorun yokmuş gibi düşünmek de, Belçikalı gençlerin kendilerini bekleyen tehlikeyi göz ardı etmeleri de çok garip geliyor” ifadelerini kullandı. Bununla beraber İngiltere seçimlerini örnek veren Sarpkaya, “Muhalefetteki İngiliz İşçi Partisi’ne en yoğun desteğin gençlerden gelmiş olması da kıta genelinde gençlerin iktidarlardan duyduğu rahatsızlığı oldukça iyi gözler önüne seriyor” dedi.

Türkiye’de gençler bir araya geldiğinde etkili olabiliyor

Bunun karşısında Türkiye’deki gençlik kesimlerine değinen Sarpkaya, “Gerek YKS sürecinde, gerekse pandemi boyunca alınan yanlış kararlara ve kendilerine siyasilerin söylediği yalanlara karşı bir muhalefet alanı yaratan gençleri görüyorum. Her ne kadar korku ortamı yaratılmaya ve baskılanmaya çalışılsa da gençler mevcut durumla mücadele etmekten vazgeçmiyor” dedi. Sarpkaya, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Gençlerin kendinden başkasını düşünmeyerek ilerlemenin bir parçası olmayı reddettiği bir ülkede yaşamaktansa daha iyi bir Türkiye için direnişin ve özgürlüğün umudunu büyütmek istiyorum. Az önce de söylediğim gibi Türkiye’de gençler kendilerini ilgilendiren konularda alınan kararlara karşı hiç de ilgisiz değiller ve organize olup tepki verebiliyor, alınan kararları geri çektirebiliyorlar. Ben de daha yaşanılabilir, insani hak ve özgürlükler içeren bir gelecek için inat etmenin daha anlamlı olduğunu düşünüyorum.”

“Yurtdışına gidince ülkenizin derdi sizi bırakmıyor”

Ülkedeki sorunlardan kaçmanın bir çözüm olmadığını ve değişim için umutlu olduğunu ifade eden Tuana B., bir süre yaşadığı Almanya’daki deneyimlerini aktarıyor: “Yurtdışına gidince her şey çözülecek gibi hissediyoruz. ‘İmkanlar önümüze serilecek, rahat bir hayat bizi bekliyor olacak’ diyorsunuz. Ancak ben tam tersini düşünüyorum. Öncelikle göçmen olmak başlı başına çok zor bir iş.” Yurtdışındaki yabancılık hissinin ne olursa olsun hiç geçmediğini söyleyen Tuana B., “Ülkenin derdi sizin derdiniz olmayı bırakmıyor. Kaçıp gitmek bir çözüm değil. Başka bir ülkede olsanız dahi doğup büyüdüğünüz topraklardan kendinizi soyutlamanız mümkün olmuyor. Yurtdışında yaşadığım süre boyunca her gün Türkiye’de ne olmuş ne bitmiş diye bakıyordum. İnsanın içinde en ufak bir umut varsa bile mücadele etmeli. Ne olursa olsun gelecek için umutluyum ve değişim için gücümüzün olduğuna inanıyorum” ifadeleriyle kendini açıkladı.