12 Eylül'ün 27. yılında bütün ülke ayaktaydı. Cuntacılara en güzel cevap, bir vahşet yaşanan Diyarbakır Cezaevi önünde Emile Zola'nın sözleriyle verildi: Gerçek yürüyor ve onu durduramazsınız

12 Eylül askeri darbesinin ve onun faşist uygulamalarının en vahşi örneklerinin sergilendiği Diyarbakır Cezaevi önünde ve 12 Eylül parkında, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve aydınlar tarafından 12 Eylül uygulamalarını protesto eden eylemler gerçekleştirildi. Yapılan açıklamalarda, yaşananların unutulmadığı ve suçluların ceza alması için olayın takipçisi olunduğu söylendi.

Diyarbakır Cezaevi Gerçekleri Araştırma ve Adalet Komisyonu tarafından Diyarbakır'da gerçekleştirilen 12 Eylül protesto gösterilerinde, faşist cuntanın Diyarbakır Cezaevi'nde gerçekleştirdiği insanlık suçlarının unutulmadığı ve suçluların mutlaka yargılanması gerektiğinin altını çizildi. Komisyonun çağrıcı heyetinde, Prof. Dr. Gencay Gürsoy, Prof. Dr. Tahsin Yeşildere, Prof. Dr. Baskın Oran, Nimet Tanrıkulu, Celalettin Can, avukat Şehnaz Turan, avukat Ergin Cinmen ve Celal Başlangıç yer alırken, katılımcılar arasında ise, Tarık Ziya Ekinci, Hakan Tahmaz, Şebnem Korur Fincancı, Fikriye Çetin, Fikret İlkiz, Ayşe Berktay, Kazım Genç, Tarık Günersel, Nazım Alpman, Alper Taş, Ahmet Tulgar, Ece Temelkuran, Nurettin Yılmaz, Cangül Örnek, Nesrin Sungur ve ÖDP, DTP, TKP, SDP, AntiKapitalist, TBB ve KESK İstanbul Şubeler Platformu yer aldı.

İstanbul'dan gelen grubun sabah saat 08:30'da havaalanında Diyarbakır Barosu, Demokrasi Vakfı ve DTP'liler tarafından karşılanmasından sonra Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'ne geçen katılımcılar, burada, Diyarbakır Cezaevi'nde 12 Eyül döneminin baskıcı uygulamalarını bizzat yaşamış ve herbiri 20 sene cezaevinde kalmış eski tutsaklarla görüştü. Bu görüşmenin ardından grup otobüslerle cezaevi önüne geldi. Bu esnada katılımcıların hepsinin yakasında, Fransız edebiyatçı Emile Zola'nın Dreyfus Davası sırasında söylediği "Gerçek yürüyor ve onu hiçbir şey durduramayacaktır" sözünün bulunduğu görüldü. Diyarbakır Cezaevi önüne gelen grup adına 78'liler Türkiye Girişimi Sözcüsü Celalettin Can bir basın açıklaması yaptı. Burada gruba Selim Sadak, Selahattin Demirtaş ve Diyarbakır DTP İl Başkanı Osman Özçelik'de katıldı. Celalettin Can açıklamasında, "Darbeden tam 27 yıl sonra gelebildik. Aslında biz tam olarak da Diyarbakır'a gelmedik. Diyarbakır Cezaevi'ne geldik. Darbecilerin, işkencenin en karanlık odalarında insan onurunun insanlar tarafından yok edildiği cezaevine geldik. Diyarbakır Cezaevi, ölümün, işkencenin, ırkçılığın düştüğü yana, aşkların, sevdaların, yaşamın aslında hukuk devletinin bittiği yere düşer" diye konuştu.

Basın açıklamasında sonra Diyarbakır halkının ve Barış Anneleri'nin de gruba katılımıyla 12 Eylül parkına kadar bir kilometrelik sesiz bir yürüyüş gerçekleştirildi. 12 Eylül Parkı'nda ise katılımcıları bir sergi ve oluşturulan masalarda protesto formları bekliyordu. Halk sergiye ilgi gösterirken masalardaki formları da doldurarak heyete sundular. Parkta bu esnada, 12 Eylül faşist cuntasının işkencelerine maruz kalmış Diyarbakır Cezaevi eski tutsakları haparlörler aracılığıyla halka yaşadıklarını anlattılar.

İZMİR'DE DARBECİ İSTEMİYORUZ
12 Eylül'ün yıldönümünde İzmir'de çeşitli protesto eylemleri yapıldı. Halkevleri, Özgür Yaşam Eğitim ve Dayanılma Kooperatifi ile İzmir 78'liler Derneği üyeleri, darbenin yıldönümünde Kenan Evren'in Üçkuyular'daki evinin yakınlarında basın açıklaması yaptı. Kenan Evren'in geçtiğimiz günlerde taşındığı evinin yakınlarındaki Üçkuyular Pazar Yeri'nde yapılan basın açıklamasında "Darbeciler halka hesap verecek", "Kentimizde darbeci istemiyoruz" sloganları atıldı. ÖDP de Konak Sümerbank önünde yaptığı basın açıklaması ile 12 Eylül darbecilerinin yargılanması çağrısı yaptı. ÖDP üyeleri adına basın açıklaması yapan ÖDP Konak İlçe Başkanı Atilla Kılıç, 12 Eylül cuntasının bütün toplumu hedef alarak 'ülkenin üstüne bir kabus gibi çöktüğünü' söyledi. 12 Eylül sonrasında toplumun şiddet ve ideolojik kafa bulandırma yöntemleriyle pasifıze edildiğine, tepki gösterme olanaklarının ortadan kaldırıldığına dikkat çeken Kılıç, "Kürt yurttaşlarımızın en masum talepleri bile kanla bastırıldı. Ülkedeki ekonomik, sosyal, siyasi ve hukuksal sistem, geniş emek kesimlerinin aleyhine ve uluslararası sermayenin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden şekillendirildi" diye konuştu.

DARBE SESİYLE UYNAMAK İSTEMİYORUZ
İstanbul 78'liler Adalet ve Dayanışma Derneği, 12 Eylül'ün 27. yıl dönümünde TRT İstanbul Radyosu önünde bir basın açıklaması yaparak, "Bir daha Darbe sesleriyle bir sabaha uyanmak" istemediklerini haykırdı. 12 Eylül'ün 27. yılı nedeniyle çeşitli etkinlikler gerçekleştiren "Darbe karşıtları" Harbiye'de bulunan TRT İstanbul Radyosu önünde toplanarak gerçekleştirdikleri eyleme, "Devrim şehitleri" için bir dakikalık saygı duruşu ile başladı. Saygı duruşunun ardından açıklamayı yapan, İstanbul 78'liler Adalet ve Dayanışma Derneği Genel Sekreteri Mine Nazaril, "27 Yıl önce bu gün; Türkiye'nin Radyo ve Televizyonlarından yayılan darbecilerin sesiyle güne uyandık. O nedenle buradayız ve İstanbul Radyo Evi önündeyiz. Bir daha o sesle bir sabaha uyanmak istemiyoruz" dedi. Ayrıca açıklamaya, ÖDP, EMEP, DTP, TKP gibi siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri de destek verdi.

MAHKUMA İŞKENCE GÖREBİLİR RAPORU
Darbe Karşıtı Platform üyelerinin Ankara'da düzenlediği '12 Eylül ve Mesleki Etik' konulu panelde konuşan Türk Tabipleri Birliği yöneticilerinden Dr. Vahide Bilir, 12 Eylül sürecinde yaşanan işkencelere ve ölümlere dikkati çekerek, "Hekimler sadece kendilerine baskı yapılmasıyla değil, özgür iradeleriyle de insan hakları ihlali yapabiliyorlar. Tutuklu mahkumun işkence görmüş olmasına karşın, 'sağlam' raporu vermek işkenceciye koruma raporu vermek anlamına gelir. Mahkumun işkenceye uygun olduğuna dair raporlar dahi verilmiştir darbe sürecinde" dedi. Eğitim Sen Genel Başkanı Alaaddin Dinçer de, 12 Eylül'ün, sınıf bilincini ortadan kaldırmak istediğini ve başarmış olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: "Darbe sürecinde eğitim ve bilim alanında çalışan 24 bin öğretmen meslekten ihraç edildi, onlarca yıl hapis cezası aldı. Toplum tek tipleştirildi, asimilasyon ve depolitizasyon arttı. Eğitimde fırsat eşitliği diye bir şey kalmadı. Bizim iş kolumuzda meslek etiği yitik bir değer oldu. Sadece 12 Eylül'le değil, tüm darbelerle ve yapanlarıyla hesaplaşmak gerekiyor." Ankaralı darbe karşıtları panelin ardından ilginç bir eyleme imza attı. Türkiye'de şimdiye kadar yapılan tüm darbelerde öncelikle ele geçirilip darbe bildirilerinin okunduğu TRT Ankara Radyosu'nun önüne giden darbe karşıtları burada nöbet tuttu.

ASKERİ KIŞLA ÖNÜNDE EYLEM
12 Eylül askeri darbesi, Mamak Askeri Cezaevi'nin bulunduğu Eşref Akın Kışlası önünde düzenlenen bir eylemle protesto edildi. Eylemde konuşan Ankara 78'liler Derneği Başkanı Ruşen Sümbüloğlu, "Ey emperyalistler, uluslar arası menfaat çeteleri, ABD, AB, IMF, Dünya Bankası... Ey işbirlikçiler, ey soygun ve sömürü devam etsin diye tanklarını, namlularını halklara çevirenler... Sizleri biliyoruz... Sizleri lanetliyoruz" dedi.

KENAN EVREN BULVARINDA PROTESTO
Adana'daki Kenan Evren Bulvarı'nda, 12 Eylül müdahalesinin 27. yılı nedeniyle gruplar, dönemin askeri yöneticilerinin yargılanması gerektiğini savunarak askeri müdahaleleri protesto etti. Basın açıklamasının ardından grup, "Kenan Evren Bulvarı" yazılı tabelayı bezle örtüp, "Demokrasi Bulvarı" yazılı tabelayı bulvar girişindeki kavşağa yerleştirdi.

12 EYLÜL'DEN HESAP SORULMALI
78'liler Federasyonu, İstanbul Tabip Odası, KESK İstanbul Şubeler Platformu, ÖDP, DTP, SDP, EHP, TKP'nin de içinde bulunduğu çok sayıda sivil toplum örgütü ve siyasi parti, 12 Eylül darbesini protesto etmek için İstiklal Caddesi'nde meşaleli yürüyüş gerçekleştirdi. Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Musa Çam'da 12 Eylül'ün 27. yılında yazılı bir açıklama yaparak, başta Kenan Evren Olmak üzere bütün 12 Eylülcülerin yargılanmasını istedi. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı ise, yaptığı yazılı açıklamada, yetmişli yılların son yarısında Türkiye siyasetinden, ekonomisinden, günlük yaşantısına kadar her noktasında tarihinin en büyük bunalımını yaşadığını söyledi. KESK Genel Başkanı İsmail Hakkı Tombul ise darbecilerin yargılanmamasını hukuki değil siyasi bulduklarını söyledi.