"SGK’nin giderleri gelirlerini aşmış ise bu durum sosyal devlet ilkesinin gereği olarak değerlendirilemez. Sosyal güvenlik sistemini şirket gibi gören iktidar sahipleri bilmelidirler ki, bu ’açıktan’ genel müdürler değil, uygulanan politikalar, hükümetler/iktidarlar sorumludur"

Gerçekleri çarpıtarak sorunlar çözülemez

Dr. Ergün DEMİR - Dr. Güray KILIÇ

Sanal bir iyilik hali yaratmak için ekonominin büyüdüğü ve uçuşa geçtiği söylemleri gerçek ise vatandaşlar kumanyalarından artan yiyecekleri neden toplamaktadır?

Alım gücünün hızla gerilediği, enflasyon oranın giderek arttığı, işsizliğin ve yoksulluğun tırmandığı bir süreçten geçiyoruz. Sosyal güvenliğe ve sosyal yardımlara en fazla ihtiyaç duyulduğu bir dönemde, yaşanan sorunlara çözüm üretilmesi gerekirken AKP Genel Başkanı her seçim döneminde yaptığı gibi yine konuyu ekseninden saptırdı. Erdoğan partisinin Adana Genişletilmiş İl Danışma Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, ‘’Sosyal Sigortalar Kurumu’nun hastanelerini iflas ettiren adam bu değil mi, SSK'yı batıran bu değil mi ya? ‘’ diyerek Sosyal Sigortalar Kurumu’nu (SGK) Kemal Kılıçdaroğlu’nun batırdığını iddia etmiştir.


YALANLAR VE GERÇEKLER

AKP hükümetince uluslararası finans kuruluşlarının (IMF ve Dünya Bankası) talepleri doğrultusunda hazırlanan, kamuoyuna o dönem ‘açık ve kara delikleri kapatıyoruz’ diye gerekçelendirilen, 2006 yılında TBMM’de kabul edilen ve 2008 yılında yeniden yapılandırılarak yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun üzerinden 13 yıl geçti ve 18 yıldır AKP iktidarda.

Kamuoyunda bilgi kirliliği yaratanlar ve gerçekleri tersyüz edenler ile çarpıtanlara soruyoruz:

• ‘Açık ve karadelik’ adlandırılan SGK gelir ve giderleri arasındaki fark neden hala kapatılamıyor?
• Sosyal güvenlik sistemi, aktüeryal dengesi sağlanmış, mali açıdan sürdürülebilir bir sistem haline geldi mi?
• Aktif/ pasif sigortalı oranında düzelme oldu mu?
• Makro ekonomik dengeler düzeldi mi?
• Hayat pahalılığı ve işsizlik azaldı mı?
• Gelir dağılımındaki eşitsizlik düzeldi mi?
• Borç ve faiz oranları düştü mü?

Bu soruların cevaplarını veremeyenler her seçim döneminde olduğu gibi sosyal güvenliğe ihtiyacın arttığı bu pandemi günlerinde de “Ey Kılıçdaroğlu” diye başlayıp “SSK’yı kim batırdı diye devam eden” tiradlar atabilmektedirler.

GELİR GİDER DENGESİNİ KİM BOZDU?

Sosyal devlet anlayışına sahip ülkelerde sosyal güvenlik politikalarının asli önceliğini vatandaşların sağlık hizmetlerine erişebilmeleri ve işsizlik ile yaşlılık durumlarında gelir güvencesine sahip olmaları oluşturur. Devlet, temel ihtiyaçlarını karşılayamayan ve yaşamlarını en düşük düzeyde dahi sürdürmekte güçlük çeken kişi ve ailelere karşılıksız sosyal yardım yapar. Sosyal Güvenlik Kurumu’nun giderleri gelirlerini aşmış ise bu durum sosyal devlet ilkesinin gereği olarak açık olarak değerlendirilemez.

AKP iktidarı, sosyal güvenlik sisteminin mali açıdan sürdürebilirliğinin sıkıntıda olduğu gerçeğini gizlemek ve üzerini örtmek için reklamlarla halka pembe tablo pazarlamaya çalışıyor. Oysa rakamların gösterdiği gerçek durum bunun tam tersi.

SSK’nin tüm taşınır taşınmaz mallarına, gayrimenkullerine el konularak geçtikleri ve kamuoyuna o dönem ‘açık’ ve ‘kara delikleri’’ kapatıyoruz, devrim yaptık diye sundukları sosyal güvenlik sisteminin geçmişten daha fazla ‘açıkla’ yönetildiği görülmekte.

SGK 2020’DE MİLYARLARCA LİRA ‘AÇIK’ VERDİ

Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) gelirleri giderlerini karşılayamamakta ve sistem açık vermeye devam etmektedir. SGK mali istatistiklerine göre AKP hükümetleri döneminde (2003-2021 Temmuz) SGK’nin gelir- gideri arasındaki dengesizlik kronik hale gelmiş ve parmak hesabı ile miktar olarak toplam 444.5 Milyar TL ‘açık’ oluştu.

AKP, 18 yılda ‘açıkları, kara delikleri’ kapatacak bir genel müdürü neden bulamadı?

Hiçbir sosyal devlet, sosyal harcamalar için bütçeden sosyal güvenliğe aktarılan kaynakları ‘açık’ ve ‘kara delik’ olarak nitelendiremez.


Sosyal güvenlik sistemini şirket gibi gören iktidar sahipleri bilmedirler ki, kurumun mali bütçesindeki bu ’açıktan’ genel müdürler değil, uygulanan politikalar ve bu politikaları hayata geçirmeye çalışan hükümetler/iktidarlar sorumludurlar.

Erdoğan’ın iddialarına bakacak olursak 18 yıldır ülkeyi yöneten AKP iktidarının bilgisini becerisini ortaya koyup, açıkları kapatacak, bu sıkıntıları çözecek yönetici bulamadığı görülmektedir.

SGK’YE BÜTÇE TRANSFERİ ARTIYOR

AKP iktidarının sosyal güvenlik sisteminde değişiklik gerçekleştirirken, o dönem en önemli gerekçesi sosyal güvenlik sistemine yapılan bütçe transferinin azaltılacağına ilişkin iddiasıydı. Yasal düzenlemelerin yapılması üzerinden 13 yıl geçti. O dönem kamuoyunda ‘bilgi kirliliği’ yaratan, gerçekleri tersyüz eden çarpıtanların yüzlerini SGK aylık mali istatistikleri muhtemelen kızartıyor.

SGK mali istatistiklerine göre; SKG’ye 2008 yılında 35 Milyar TL, 2010 yılında 55.2 Milyar TL, 2015 yılında 79 Milyar TL, 2020 yılında 248.8 Milyar TL, 2021 Ocak- Temmuz ayında ise 149.4 Milyar TL bütçe transferi yapılmıştır.


SONUÇ OLARAK;

AKP Genel Başkanı’nın iddiaları:

• Kılıçdaroğlu, genel müdür olduğu dönem de SSK’yı batırdı!
• Sosyal Güvenlik Kurumu, AKP ile altın çağını yaşamaktadır!

Gerçek:

• Tartışma, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gelir gider dengesinin ‘açık’ vermesi üzerine.
• Resmi verilere göre AKP döneminde SGK’nin gelir-gider arasındaki dengesizlik artmaya devam ediyor.
• AKP’nin 18 yıldır bu ‘açıkları’ kapatacak bürokratı/genel müdürü henüz bulamadığı görülüyor.
• Asıl üzerinde konuşulması gereken konu ise sosyal devlet ilkeleri olmalıdır.

NEDEN “SOSYAL DEVLET” TARTIŞILMIYOR?

Artan işsizlik ve yoksulluk karşısında sosyal korumaya olan gereksinim artarken ve krizin etkilerini hafifletmek için sosyal harcamaların arttırılması gerekirken AKP Genel Başkanı, “SGK’yi kim batırdı, zarar ettirdi, açık verdirdi vs.” söylemlerle geçmişe gönderme yaparak yaşanan sorunları ve kendi sorumluluklarını üzerini örtmeye çalışmakta ve sosyal güvenliği siyasi polemiğe malzeme yapmaktadır.

Oysa sosyal güvenlik, yoksulluk, işsizlik, gelecekle ilgili ekonomik belirsizlik, yaşlılık ve hastalık gibi sosyal tehlikelerin ortaya çıkaracağı olumsuzlukları hafifletmeyi ya da yok etmeyi sağlayan önlemleri içerir. Çağdaş dünyada bütün ülkeler sosyal güvenliği devletler için bir kamu görevi, kişiler içinse bir hak olarak tanımışlardır.

Hükümetlerin görevi sosyal güvenlik hakkının korunması ve bu hakkın güçlendirilmesine yönelik tedbirler ve kararlar almasıdır.