Gericilerin hedef göstermesiyle birçok konser, festival ve yürüyüş yasaklandı. Gerici yapıların kendi motivasyonunu devlet ve iktidarın yanlı uygulamalarından aldığını belirten Sosyolog Dr. Çobanoğlu “Bu yapılara karşı hayatın her alanında mücadele edilmeli. Şüphesiz bu mücadele uzun soluklu olmalı” diye konuştu.

Gericilerin güç kaynağı AKP
Fotoğraf: Evrensel

Öncü DURMUŞ

Ülkede birçok dini yapı iktidarın sağladığı devlet desteği ile toplumsal yaşamın bütün alanlarında söz sahibi kılındı. Erdoğan ve AKP iktidarının kendi varlığını sürdürebilmek için son seçimlerde Hüda-Par ve Yeniden Refah Partisi’ni meclise sokması ile beraber gericiler, cumhuriyete düşman, laiklik karşıtı, kadın düşmanı tutumları ile hayatın her alanına müdahale etme eğilimini güçlendirdi. Kuruluşundan bu yana cemaat, tarikat ve vakıflarla kol kola giden AKP bugün de bu yapılara olabildiğince alan açmaya devam ediyor. Öyle ki AKP’nin büyütüp beslediği, ülkeyi kol gibi saran bu yapılar sokaklardan lise ve üniversitelere, konserlerden sergilere, hayatın her alanında kendini var etme eğiliminde.

Hedef göstermelerle kurulan bu yasakçı, engellemelere dayalı politikalar kendini kamu kuruluşlarında açılan yaz kuran kurslarıyla, okullarda haremlik selamlık uygulamalarla, konser ve festivallerin iptalleriyle, LGBTİ+’lara saldırılarla kendini gösteriyor.

Gerici yapıların geçen yıldan beri başladığı festival ve konserleri iptal ettirme çağrısı geçen günlerde adeta pik yaptı. TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti, İHH, AGD gibi yapılar ortak bir bildiri yayımlayarak tüm festivallerin ‘gayri ahlaki haram ilişkilere ve insanları içkiye yönlendirildiğini’ belirterek iptal edilmesini istedi. Son olarak popçu Hande Yener’in Balıkesir’de düzenleyeceği konser AKP’li belediye tarafından iptal edildi. Belediye Başkanı’nın tehdit edildiği öne sürüldü. 

Gericilerin bu tavrı sadece konserlerle de kalmadı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Artİstanbul Feshane’de açtığı "Ortadan Başlamak" sergisine bir grup gerici iki kez saldırı girişiminde bulundu. Gericiler serginin ‘milli ve manevi değerlere hakaret içerdiği’ bahanesine sığındı. İBB Möclisi’nde de dün AKP’liler sergiyi hedef aldı. Serginin kaldırılmasını isteyen AKP Grup Sözcüsü Murat Türkyılmaz yargı sopasını da gösterdi. 

Yine gericiler tarafından hedef tahtasına konulan ODTÜ’nün Kuzey Kıbrıs yerleşkesindeki Serhat Selışık’ın çok renkli heykelleri kaldırıldı. Heykellerin kaldırılmasının gökkuşağı desenleri nedeniyle olduğu öne sürüldü. Bunun yanında okullarda mezuniyet eğlencesinde gökkuşağını kullanan öğretmenlere soruşturma açıldı. MEB’in birçok ilde gökkuşağı kullanımına ilişkin müfettiş görevlendirdiği öğrenildi.

Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat ise Linkedin’de kendisine gelen “Başörtüsü ve sakal özgürlüğü istiyoruz” ifadeli iletiye verdiği cevapta “Önce kokpitte ve kabinde namaz görevini ifa etmek isteyenlerle ilgili kural geliyor” diye yanıt verdi.

İslamcılık üzerine çalışmalarıyla bilinen Dr. Yavuz Çobanoğlu gericilerin iktidardan aldıkları güç ile toplumsal hayatı tehdit etti. Gerici grupların AKP iktidarı tarafından kollandığının altını çizen Çobanoğlu şunları ifade etti:“Öncelikle tüm bu yasaklar, engellemeler ve iptallere, yeni rejimin yavaş yavaş dinselleştirerek ‘normalleştirmeye’ çalıştığı bir hayat şekli olarak bakılmalı. İslâmcı bakış açısı, ‘bozucu’, ‘yozlaştırıcı’, ‘düşman’ ya da ‘haram’ olarak nitelendirdiği her durumu görünmez kılmaya da çalışıyor. Tüm baskılar artarken, kendi motivasyonunu da devlet ve siyasal iktidarın yanlı uygulamalarından alıyor. Nitekim Gösteri Yürüyüşleri Kanunu sadece tarikat ve cemaatlerin kullanımına tahsis edilmiş durumda.”

Dr. Yavuz Çobanoğlu, Sosyolog

UZUN SOLUKLU BİR MÜCADELE GEREKLİ

Gericiliğe karşı mücadelede ilk önceliğin doğru bir tespit olduğunu belirten Çobanoğlu, buna karşı mücadelenin ise uzun soluklu olacağını vurguladı. Çobanoğlu şu ifadeleri kullandı: “Maalesef değişim hızla olmuyor ve kısa dönemde sonuç almak zor. Artık burada yapılması gereken karşı söylemlerle temelleri güçlü yeni bir ahlâk iddiasıyla ortaya çıkmak olmalı. Devletin bir dininin olmadığı, bütün farklılıkları kapsayan, özgürlükçü, tüm ayrımcılıkları reddeden kendi içinde tutarlı bir ahlâkî söylemle yola çıkılmalı, bu söylemler bir dil etrafında örgütlenmeli. Bu dil ve söylemler her türlü iletişim kanalından yararlanarak günlük hayatın içerisine sızdırılmalı ve tabii bıkıp usanmadan yalanlara karşı gerçekleri savunmalı. Özellikle de dilin, devrimci özelliği de unutulmamalı. Ortaçağ 600 yıl sürdü, bunun son 300 yılı da onun özü olan düşünceyle mücadeleyle geçti. Dinsel söylemlerin vaatleriyle mücadele gerçekten zor ama bir yerden de başlamak gerekiyor.”

LGBTİ+’LAR HEP HEDEFTE

LGBTİ+ Onur ayının son haftasında düzenlenen yürüyüşler de gericilerin hedefiyle saldırıların ortasında kalıyor. Ülkede birçok il ve ilçede etkinlikler de valiliklerce engelleniyor. Eskişehir’in ardından Adana’da da LGBTİ+’lara polis saldırdı, 18 kişi gözaltına alındı. Antalya’da da yürüyüşün engellenmesi sonucu basın açıklaması yapıldı. Açıklamada, “Her türlü tahakküm biçimlerine; türcülüğe, ırkçılığa, patriyarkaya, cinsiyetçiliğe, mülkiyetçiliğe, mülteci düşmanlığına, bağnazlığa, militarizme, ekolojik yıkımlara karşı her alanda bütünleşik hak ve özgürlük mücadelesi için her an her yerdeyiz, buradayız. Hep buradaydık, buradayız, burada olacağız” denildi.

YENİ BİR CEPHE AÇILMALI

Saldırı girişiminde bulunulan İBB’nin Artİstanbul Feshane’de açtığı "Ortadan Başlamak" sergisinin küratörü Feyyaz Yaman bianet’e açıklamalarda bulundu. Yaman şu ifadeleri kullandı: “Şairleri, edebiyatçıları da içine alan yeni bir cephe kurmayı hedefliyoruz, ki bunu başarmak artık Türkiye’de kaçınılmaz. Bu örgütsellik, sanatçılar arasındaki dağınıklığı toparlamak açısından da yeni bir deneyim olacak. Genel olarak bu hamleleri de AKP’nin kültür politikaları üzerinden de bir ayrıştırma, ötekileştirme politikası ile ekonomik krizini örtme taktiği olarak yorumluyoruz. Buna özgüvenli bir şekilde yanıt vermeliyiz ki, bu oyuna gelmeyelim. Sağ popülist politikaların tüm dünyada yükselişini takip ediyoruz evet; ama buradaki politikalar bu popülist söylemi şiddete kaydırmaktan yana. Bu oyunu bozmak bence tüm bu politikaları boşa çıkarır. Biz de tüm sanatçılarla bu deneyimi yaşayacağız, süreç onu gösteriyor.”