Tarımsal üretimde zincir ilk halkadan kırık. Üretim, tohumdaki tekelleşme ve dışa bağımlılık nedeniyle yüksek maliyetle başlıyor. Dr. Özden “Çiftçiler, köylüler ve tüketiciler üzerinde bir hegemonya tesis ediliyor” dedi.

Gıda zinciri ilk halkadan kırık

Havva GÜMÜŞKAYA

Bahar aylarının gelmesiyle tohumlar toprakla buluşmaya başladı. Üreticiler yeni üretim sezonuna iklim koşullarının yanı sıra tohum, ilaç, gübre gibi tarım girdilerinin fiyatlarındaki artışlar dolayısıyla olumsuz bir tabloyla başlıyor. Tarımsal üretimde zincir, tohumdaki dışa bağımlılık nedeniyle ilk halkadan kırık başlıyor.

TÜİK’in verilerine göre, Türkiye’nin kendine yeterli olamadığı ve ithalat ile karşıladığı ürünlerin başında yağlı tohumlar bulunuyor. Yağlı tohumlardan soyada ihtiyacın ancak yüzde 5,2’si üretilirken yüzde 94,8’lik kısmı dışarıdan ithalatla karşılanıyor. Kanolada kendine yeterlilik oranı yüzde 47,9, daha önce yüzde 60’ın üzerinde olan ayçiçeğinde ise kendine yeterlilik oranı yüzde 51,3’e kadar geriledi.

Eksiğin dışarıdan karşılandığı ve yerli, yabancı şirketlerin bulunduğu tohum piyasasında tohum fiyatları da giderek artıyor. Karaman Ziraat Odası Başkanı Mehmet Bayram, yaptığı bir açıklamada tohum fiyatlarında yüzde 150’lere varan artış olduğuna dikkat çekerek akıllı tohum olarak adlandırılan şeker pancarı tohumunun fiyatının geçen yıl 8 ila 10 bin lira bandında olduğunu, bu yıl 20 bin lirayı geçtiğini açıkladı.

Bayram, açıklamasında hem yerli hem de yabancı tohum firmalarının çiftçinin kazancına ortak oldukları vurgusunu yaptı.

Dr. Fatih Özden

PİYASA DÖRT ŞİRKETİN ELİNDE

Tohum piyasası birleşmeler sonucunda dört büyük şirketin egemenliğine girdi. Bayer, Corteva, ChemChina ve BASF küresel tescilli tohum satışlarının yüzde 67’sinden fazlasını kontrol ediyor. Küresel tohum pazarını ele geçiren bu büyük üreticiler, yüksek verim elde etmek için pahalı pestisit ve gübre kullanımına büyük ölçüde bağımlı olan daha yüksek fiyatlı tohum çeşitlerini özel olarak pazarlıyor. Bu, kimyasal girdilerin ve tohumların maliyetleri de giderek artıyor.

KÜRESEL ŞİRKETLER TEKELLEŞİYOR

Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümü’nden Dr. Fatih Özden de küresel tohum şirketlerinin piyasada bir tekelleşme eğilimi gösterdiğine dikkati çekti. Özden, BirGün’e yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“Bunda şirketlerin kendi içindeki birleşmeler ve satın almalar da etkili oluyor. Bu birleşme ve satın almaların hacmi, aslında nasıl bir şirket-gıda rejimi içinde olduğumuzu da gösteriyor. Üzerinde pek durulmayan tekelleşme eğiliminin farklı bir boyutunu da dünyadaki büyük varlık yönetim şirketlerinin bu tohum şirketlerinde sahip olduğu hisseler oluşturuyor. Farklı varlık yönetim şirketinin 6 ayrı tohum şirketinde hisselerinin olduğunu görüyoruz. Yani az sayıdaki küresel şirketin bir taraftan piyasada rekabet ettikleri gibi algı varken diğer taraftan hepsinin büyük bir ortaklığın içinde olduklarını söyleyebiliriz.”

TOHUMUN METALAŞMASI

Tohumdaki yeterlilik konusuna değinen Özden, şunları kaydetti:

“Sanki tek sorun tohumu yurt dışından alıyor olmamız gibi bir algı oluşturuluyor. Oysa temel sorun 1980 sonrası tohumculuktaki liberalizasyon ve tohumun metalaşma süreci. Bununla çiftçiler, köylüler ve tüketiciler üzerinde bir hegemonya tesis ediliyor. Dolayısıyla tohumun yerli veya yabancı sermaye tarafından üretildiğinden çok, üretimin başlangıcı anlamına gelen tohum üzerinden emek ve üretim süreçlerinin denetiminin nasıl çiftçilerden şirketlere geçtiğini tartışmak gerekiyor. Bugün yerli dediğiniz bir şirketin yarın küresel veya yabancı bir sermaye grubu tarafından satın alınmayacağının bir garantisi yok, hatta bunun gerçekleşmesi çok daha muhtemel.”