Göç, müzik, aşk ve hayal kırıklığı

Kadir İNCESU

Ataşehir Belediyesi'nin Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde (MSKM) gerçekleştirdiği Sinema Buluşmaları pandemi nedeniyle verilen uzun bir aradan sonra yeniden başladı. Aralarında 'Aidiyet', 'Tereddüt', 'Dört Köşeli Üçgen', 'Kraliçe Lear' ve 'Küçük Şeyler' olmak üzere pek çok film sinemaseverlerle buluştu. MSKM’de son olarak yönetmenliğini Serdar Kökçeoğlu’nun yaptığı "Mimaroğlu: Manhattan Adası'nın Robinson’u” adlı belgeselin gösterimi yapıldı.
Dilek Aydın ve Esin Uslu’nun yapımcılığını yaptığı filmin konusu şöyle: "Belgesel iki özgür ruhun hikâyesi: efsanevi elektronik müzik bestecisi İlhan Mimaroğlu ve 1960'ların başında Türkiye'den ABD'ye göç eden hayat dolu karısı Güngör... Çiftin kişisel arşivlerini kullanan belgesel, İlhan'ın sıra dışı bir sanatçı olarak kariyerini ve bir aile dramının ortasında başlayan ömür boyu sürecek birlikteliklerinin gücünü ele alıyor. Film çok katmanlı bir yapıda göçü, müziği, aşkı ve hayal kırıklığını anlatıyor.


Dünya prömiyerini 2020 Visions du Réel Film Festivali’nde yapan belgeselin gösterimi sonrası yönetmen Serdar Kökçeoğlu belgeseli izleyicilerin ve Elif Hopyar’ın sorularını yanıtladı.

Uzun yıllar sinema yazarı, sinema platformlarında editör, sinema genel yayın yönetmeni gibi alanlarda çalışan Kökçeoğlu kamera arkasına geçişini şöyle anlattı: “Sinemadan daha çok müziğe duyduğum ilgi beni kamera arkasına çekti. İlhan Mmaroğlu da bir besteci olarak hep ilgimi çekti.”
Belgeselde merak duygusunun önemli olduğuna vurgu yapan Kökçeoğlu, ülkemizden çıkmış, dünyada bu kadar ses getirmiş bir besteci ve müzikleri önemli filmlerde kullanılmış, pek çok albümün prodüktörlüğünü yapmış bir isim olan İlhan Mimaroğlu’nun 2012’de Amerika’da vefatından sonra, Amerika’da hakkında kitaplar yazılmasını, belgeseller yapılmasını beklemiş. Amerikalılar da aynı şeyi Türklerden beklemiş olmalı ki, ne kitap ne de belgesel çalışması yapılmış.

Kökçeoğlu, 2015'te Amerika’da yaşayan İlhan Mimaroğlu’nun eşi Güngör Hanımla tanışmasının dönüm noktası olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kendisine, ‘Keşke birileri İlhan Mimaroğlu ile ilgili bir şeyler yapsa?’ dediğimde ‘İstiyorsanız, siz yapabilirsiniz!’ dedi. Bu söz hayatımda aldığım en büyük derslerden biri oldu. Bir şeyi başkalarının yapmasını beklememek, ne olursa olsun harekete geçmek gerektiği… Beni Güngör Hanım cesaretlendirdi. Belgeseli birlikte yaptık. Yolda belgesel de değişti. İlhan Mimaroğlu’nun besteci yönünün belgeselini yapayım derken, İlhan-Güngör Mimaroğlu çiftinin hikâyesini anlatmak istedim. O hikâyenin izleyiciye umut vereceğini düşündüm.”

Yeni projeler üzerinde çalışmalarının sürdüğünü belirten Kökçeoğlu, Türkiye’de belgesel çekmenin çok kolay olmadığına, destek alabilecek kurum bulunmadığına dikkat çekiyor.

Ataşehir Belediyesi, Sinema Buluşmaları ile Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde her ay bir film ve yönetmenini ağırlamaya devam ediyor.