S

İzmir'in Seferihisar ilçesinde kaçakların bulunduğu teknenin batması sonucu 50'den fazla kisinin yaşamını yitirmesiyle Türkiye'de ve dünyada sığınmacılar ve mülteciler sorunu yeniden gündeme geldi. Konuyla ilgili BirGün'e konuşan Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Dış İlişkiler Sorumlusu Metin Çorabatır, sığınmacıların anayasal güvence altına alınması gerektiğini belirtti. Çorabatır, "İnsanların ülkelerinde insan onuruna yakışır şekilde yaşaması sağlanmadıkça göçlerin engellenmesi mümkün değil. Ne yazık ki sadece bir felaket olunca hatırlanan göçmenlerin durumu yeni bir felaket olana kadar hiçbir iyileştirme sağlanmadan yeniden unutulacaktır" dedi.

Türkiye'nin göç yolu üzerinde bir ülke olduğunu ifade eden Çorabatır, "Doğudan batıya doğru yapılan göçlerde kullanılan Türkiye, şimdi güneyden kuzeye yapılan göçlerde de kullanılıyor. Hem göç yolları üzerinde olması hem de ekonomisinin gelişmiş olduğunun düşünülmesi Türkiye'yi cazip bir ülke haline getiriyor. Türkiye'de fazla kalmayıp Avrupa ülkelerine geçmek isteyen sığınmacılar para vererek kaçakçıların eline düşüyor" dedi.

NEDEN GÖÇ EDİYORLAR?
Ülkeler arasındaki ekonomik dengesizliğe dikkat çeken Çorabatır, insanların neden kendi ülkelerin terk ettiğini şöyle açıkladı: "İnsanların kendi topraklarında insani ihtiyaçlarını dahi karşılayamaması, göç etmenin nedenleri arasında önem taşıyor. Başka ülkelerin refah düzeyinin daha yüksek olduğunu düşünen insanlar, insan onuruna yakışır bir hayat sürebilmek ümidiyle ülkelerini terk ediyor. Ayrıca demokrasi eksikliği, insan hakları ihlalleri, iç savaşlar, komşu ülkelerle savaş, işgal, şiddete maruz kalmak gibi nedenler de insanları göçe yönlendiriyor."

NE YAPILMALI?
Göçlerin azaltılabilmesi için tüm ülkelerin insanların yaşam standartlarını iyileştirmesi gerektiğini vurgulayan Çorabatır şunları kaydetti: "Ülkeler arasında uluslararası işbirliği yapılması gerekiyor. BM, işbirliğinin teşvik edilmesi, çözüm aranırken insan haklarının temel referans alınması, ülkeler arası bilgi paylaşımının sağlanması ve yerel politikalar oluşturulması gibi başlıklarda toplanabilecek çözüm önerileri sunuyor. Türkiye'de sığınma koşullarının iyileştirilmesi için çalışılıyor ancak gelinen aşama yetersiz. Sığınmacılar, sağlık ve barınma haklarından yeterince yararlanamıyor. Bütçe görüşmelerinin yapıldığı şu günlerde, bütçeden sığınmacılara da yeterli payın ayrılması sağlanmalıdır."

'MÜLTECİ DRAMINA SON VERİLMELİ'
İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi'nden yapılan açıklamada ise, sadece Türkiye karasularında bu yılın ilk 6 ayında 9, 2006'da ise 56 mültecinin yaşamını yitirdiği belirtilerek şöyle denildi: "Mülteci dramına son vermek üzere, başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzeren bütün devletler göçmen mülteci ölümlerini engelleyecek önlemler almalı. Son olarak İzmir'de ortaya çıkan ölümlerin nedenleri bir an önce araştırılmalı, sorumlular ortaya çıkarılarak ulusal ve uluslararası mahkemelerde yargılanmalı. Sığınmacıların, mültecilerin yaşamını güvence altına alacak uluslararası önlemler alınmalı. Ayrıca, Türkiye 1951 tarihli sığınanların statüsüne ait sözleşmeye koyduğu Avrupa ülkeleri dışından gelen mültecilerle ilgili çekinceleri kaldırmalıdır."

ÖZLEM ZORCAN ANKARA