Küresel ısıtma ve kuraklık göllerde hızla su kaybına neden oluyor. Göl Uzmanı Dr. Erol Kesici son 30 yılda 10 gölün tamamen kuruduğu Göller Bölgesi’nde su seviye kaybının yüzde 60’ı bulduğunu açıkladı. Dr. Kesici, “Göllerimiz dünden bugüne kötü yönetimin, popülist bakışın felaketini yaşadı” diye konuştu

Göller kötü yönetimin felaketini yaşadı

Haber Merkezi

Etkisi giderek daha çok hissedilen iklim krizi dünya gündeminde önemli bir yer tutmaya devam ediyor. Dünya çapında artan sıcaklık ortalamaları, küresel ısıtmanın endişe verici boyutlara ulaştığını gösteriyor. Göl Uzmanı Dr. Erol Kesici, son 50 yılda birçok gölün kuruduğu Göller Bölgesi’ne dikkati çekti. Göllerdeki depremin temel nedeninin insan olduğunu belirten Dr. Kesici, “Son yıllarda Göller Yöresi’ndeki göllerimizin birçoğunda neredeyse yüzde 60 su kayıpları söz konusu. Göllerimiz dünden bugüne kötü yönetimin, popülist bakışın felaketini yaşadı” diye konuştu. Dünyanın en çok doğal gölüne sahip Göller Bölgesi’nde son 30 yıl içinde irili ufaklı 10’dan fazla gölün kuruduğuna işaret eden Dr. Kesici, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin en büyük tatlı su gölleri olan Beyşehir ve Eğirdir göllerinde ortalama su seviyeleri yüzde 60 oranında azaldı. Başta milli park da olan Kovada Gölü ve çok sayıdaki göllerimiz aşırı kirlilik nedeniyle kullanılamama ve kuruma sürecinde. Ülkemizin beşinci büyük doğal tatlı su gölü Akşehir kuruyalı, haritadan silineli 10 yılı geçti. Göller, dereler, çaylar, mera, orman vb. alanlarımız dış etkilere karşı uyumlu, dirençli su toplama ve nem sağlama alanlarımız. Kurumanın, yangınların, yağış azlığının nedeni nemin olmayışından kaynaklanıyor. Bilim insanları 30 yıl içinde gerekli önlemler alınmadığında tüm ülkelerde de yaşamın çok zora gireceğini öngörüyor”

Önlemek için neler yapılmalı?

Göllerin baraja dönüştürülmemesi gerektiğini belirten Dr. Kesici, neler yapılması gerektiğini anlattı: “Göllerin drenaj alanındaki gübreleme ve pestisit uygulamalarıyla tarım alanlarından dönen suların yerleşim alanlarının çok yoğun kanalizasyon atıklarıyla, sanayi atıklarının göllere ulaşımı mutlaka engellenmeli. Bölgedeki bu atık kaynaklarının arıtma ve filtre sistemleri günün teknolojik koşullarına göre yapılandırılmalı ve çalıştırılmalı. Havzadaki tarım şekli ve su kullanımı ekolojik tarıma göre düzenlenmeli. Göllerde kaçak kamış ve saz kesimi, yakımı, toplanması gibi nedenlerde bu yerlerde arazi açılması, yol yapımı gibi etkinliklere izin verilmemeli. Göl kıyı çizgisi ve peyzajı korunmalı.”