Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda John McLaughlin ve The 4th Dimension 90 dakika aslanlar gibi çaldı ve gecenin en anlamlı plaketini aldı; Açık Hava’yı dolduran gerçek hayranlarının gönlünü de.

Gönüllerin plaketi McLaughlin’e…
John McLaughlin. (Fotoğraf: Sedal Antay)

Murat BEŞER

Her daim baş tacımız olan gitar kahramanı John McLaughlin, The 4th Dimension topluluğu ile en son 2019 yılının Mayıs ayında memleketimizde konser vermişti. Malum nedenlerle iki yılı aşkın bir aradan sonra ilk kez turluyorlar ve yine karşımızdalar, 29’uncu İstanbul Caz Festivali programında Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu’nda...

Konser öncesi İKSV festivalle ilişkisi bulunan bazı kurumların temsilcilerine plaket verdi. Hayati Kafe’ye verilen Yaşam Boyu Başarı Ödülü dışında bu tören birazdan izleyeceğimiz konserin kan grubuyla uyuşmadı. Başka bir yerde ve zamanda yapılması daha münasip kaçardı.

Ekipteki davulcu değişikliğini klavyeci Gary Husband’ın bir gün önce attığı twit ile öğrendik. Ranjit Barot’un yerini Nicolas Vicaro almış turnede. Değişiklik hakkında organizasyona bilgi gelmemiş.

Açılış parçası “Kiki”de cazdan ziyade rock topluluğu gibi çalıyor The 4th Dimension, tam bir power quartet… Mclaughlin’in 80 yaşına karşın parmak refleksleri halen çok iyi. Ayrıca görüntüsü de yaşından çok genç. Uzun boyu, kamburu çıkmamış vücudu, yakışıklılığı, yüzündeki ince gülümseme ve beyaz saçlarıyla bir gün önce vefat eden Cüneyt Arkın etkisi yaratmıyor değil! İleri yaşına rağmen müziği de durulmamış; kuşağının yirmili yaşlarda çaldığı o enerjik fusion’ı tabanca gibi çalıyor halen. Biliyoruz ki, her gün meditasyon ve yoga yapıyor, yarışa hazırlanan bir atlet gibi saatlerce gitar çalışıyor.

“Lockdown Blues”da “Shakti”den aşina olduğumuz vokalleri McLaughlin yapıyor, Ranjit’in yokluğunda. Pharoah Sanders’ın blues bestesi “The Creator Has a Master Plan”da tüm ekip bir ağızdan vokal yapıyor. Her ne kadar daha önce gelmiş olsa da, asıl çalgısı davul olan Husband’ı ilk kez klavyeli çalgılarda izliyorum.

Senegalli basçı Etienne M’Bappe muhtemelen terleme nedeniyle siyah eldivenlerle çalıyor, bu da şaşırtıcı biçimde kendisine hiçbir engel çıkartmıyor. Fırtına gibi esen “Hijacked”in ardından “Gaza City” havayı yumuşatıyor. “El Hombre Que Sabia” ise Paco de Lucia anısına yazılmış. “Mr. D.C.” adlı parçada konumuz efsane davulcu Dennis Chambers. Bu parçada Husband davula geçiyor; çift davul gösteri yapıyorlar. Ekip arada bir ikiye iki ya da üçe bir olarak karşılıklı saf tutuyor, soru cevap yöntemiyle atışıyor.

Sahnenin iki tarafındaki dev ekranlar, işlerini iyi yapan kameramanların yakaladığı ayrıntılar sayesinde izleme keyfini yükseltiyor. Ancak bu keyfiyete herkes sahip değil; protokolden dört kişilik bir topluluktaki bir hanımefendi parçalar boyunca başını kaldırıp sahneye bakmıyor; gözlerini ve parmaklarını cep telefonundan alamıyor. O mesai bitince de yanındakilerle hararetli bir sohbete dalıyor.

“Abbaji (For Alla Rakha)” adlı parçada M’Bappe bir basçının müziği omuzlarken nasıl solistlik yapacağını da örnekliyor. Tarzı ve tonu itibarıyla Richard Bona okulundan... Srinivas anısına bestelenen “Here Come the Jiis” ile İtalyan besteci Piero Piccioni’ye ait “The Light at The End of The World” seti tamamlıyor.

Biste Mahavishnu Orchestra’nın “The Inner Mounting Flame” albümünde yer alan “You Know You Know”u çalarlarken solo yapan davulcu Vicaro, sonradan eklenmesine rağmen hiç aksamıyor.

Bu gece John McLaughlin ve The 4th Dimension 90 dakika boyunca aslanlar gibi çaldı ve gecenin en anlamlı plaketini aldı; Açık Hava’yı dolduran gerçek hayranlarının gönlünü…