Avrupa Birliği'nin Genişlemed

Avrupa Birliği'nin Genişlemeden Sorumlu Komiseri Günter Verheugen, önceki akşam Diyarbakır'da 32 sivil toplum örgütünün temsilcisiyle biraraya geldi. Verheugen daha sonra askerler tarafından boşaltılarak yakılan Lice'ye bağlı Tuzla köyüne gitti, köylülerle konuşup yaşananları dinledi. Burada gazetecilerin sorularını yanıtlayan Verheugen "STÖ temsilcilerinin anlattıkları omuzlarımdaki yükü iyice arttırdı.Kendimi psikolojik baskı altında hissediyorum. Köyde gördüklerim ise raporumu olumsuz etkilemeyecektir" dedi.Verheugen Diyarbakır'da 32 sivil toplum örgütü (STÖ) temsilcisiyle yemekte biraraya geldi. Gazi Köşkü'ndeki yemekte kısa bir giriş konuşması yapan Verheugen, Aralık'ta yapılacak zirvede tarih konusunda Diyarbakır'ın ne düşündüğünü öğrenmek için geldiğini hatırlattı. Daha sonra STÖ temsilcileri teker teker söz alarak görüşlerini dile getirdi.

Avukat Tahir Elçi, gazeteci yazar Şeyhmus Diken, Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Meral Danış Beştaş, Demokrasi Platformu Sözcüsü Ali Öncü, TİHV Temsilcisi Selim Ölçer ve İHD Diyarbakır Şubesi Başkanı Selahattin Demirtaş basına kapalı olarak gerçekleşen toplantının çok olumlu bir havada geçtiğini söyledi. STÖ temsilcileri, işkence, töre cinayetleri, seçim sisteminin sıkıntıları, Kürt sorununun barışçıl çözümü, AB reformlarının uygulamada frenlenmesi gibi konuların ele alındığını belirtti.

 

MAYIN TEHLİKESİNE KARŞI HELİKOPTERLE GİTTİ

Yemeğin ardından bir açıklama yapmayan Verheugen, sabah erken saatte Lice'nin Tuzla köyüne gitti. Yolda mayın olabileceği endişesiyle helikoptere bindirilen Verheugen'e Lice Kaymakamı İsmail Koşum eşlik etti. Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu da ziyarette hazır bulundu. Kırsal bölgede askerler güvenlik önlemi alırken köyün içinde ağırlıklı olarak sivil polislerin görev yaptığı görüldü.

1995'te boşaltılarak yakılan köye giden Verheugen, köylüler tarafından sıcak bir şekilde karşılandı. Köy muhtarı Tahsin Yıldız Verheugen'i yanaklarından öptü ve ziyareti süresince yakından ilgilendi. Verheugen daha sonra tercümanı aracılığıyla Yıldız'a sorular yöneltti. Yıldız yakılmadan önce 56 hane olan köyünün, şu an dönüşlerle birlikte 30 haneye ulaştığını belirtti, evleri olmadığı için ilkokulda ve kurdukları çadırlarda yaşadıklarını dile getirdi.

 

"DAVAMIZ AİHM'DE"

Verheugen'in sorusu üzerine köylerinin yakılmasından sonra devletin kendilerine hiç bir yardımda bulunmadığını belirten Yıldız, köyün yakılmasına ilişkin davalarının hala AİHM'de olduğunu da hatırlattı. Verheugen AB üyeliğine nasıl baktıklarını, neler istediklerini sorduğunda Yıldız'ın verdiği yanıt ise ilginçti: "Ekmek, su, eğitim, iş istiyoruz. Birde barış ve huzur tabii.. AB olursa da iyi olur"

 

TANDIR EKMEĞİ YİYİP AYRAN İÇTİ

Verheugen daha sonra köyün içine girerek çadırda yaşayan aileleri ziyaret etti. Bu sırada tandırda ekmek yapan bir kadın Verheugen'e tandır ekmeği ve ayran ikram etti. Köylülerle günlük yaşam üstüne konuşan Verheugen daha sonra izlenimlerini gazetecilere anlattı. Gördüklerinden çok etkilendiğini belirten Verheugen şunları söyledi: "Görüyorum ki, burada da şiddetli çatışma felaketle sonuçlanmış. Daha önce burada yaşayan halk şu an daha kötü durumda. Öncekinden daha fakir. Bu gösteriyor ki, insanların bir arada, barış içerisinde yaşayabileceği bir sistem, politika üretmeliyiz. Şiddet hiç bir şekilde çözüm değildir ve mutlaka ortadan kaldırılmalıdır."

 

"İKİ YOL VAR"

AB'nin bölgenin kalkınmasına verdiği önemi bir kez daha vurgulayan Verheugen şöyle devam etti: "Bölgenin kalkındırılması katılım belgesinde de çok önemsenen bir konudur. Bu konuda alınması gereken iki önlem vardır. Bunlardan biri Kürt halkına sosyal ve kültürel hakların verilmesidir. İkinci konu ise bölgenin ekonomik ve sosyal açıdan ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. Hükümeti bu konuda teşvik ediyoruz.Bölgedeki insanlar da köylerine ve yerleşim yerlerine dönmelidir. Desteklerin verilmesi gerekir.

 

POLİS NOKTASINA SALDIRI

Verheugen Diyarbakır'da bir karakola yönelik saldırıya ilişkin soruya da şu yanıtı verdi: "Bu sabah haber aldık. Ayrıntıları ve nedenleri bilmiyorum. Bu saldırıya, konuya ilişkin net bir şey söylemek mümkün değil. Şiddet hiç bir şekilde çözüm getirmeyecektir. Ve kesinlikle kullanılmaması gerekir. Ancak bu son olay bölgedeki şiddet olaylarının tamamen kalkmadığını gösteriyor"

Verheugen bir başka soru üzerine köydeki izlenimlerinin raporunu olumsuz etkilemeyeceğini söyledi. Verheugen "Buraya gelmek önemliydi. Birtakım gerçekleri gördüm. Hiç bir şekilde rapor üzerinde olumsuz etki yaratmayacak."

"Omuzlarımdaki yük iyice ağırlaştı"

Verheugen daha sonra önceki akşam sivil toplum örgütleriyle yaptığı toplantının değerlendirmesini yaptı. Verheugen "Duyduklarım bana daha ağır bir sorumluluk yükledi. Açıkcası omuzlarımdaki yük daha da ağırlaştı. İşim hafiflemedi, daha da ağırlaştı. Hatta biraz psikolojik baskı altındayım. Ben bu beklentinin gereklerini yerine getirmek için elimden gelen çabayı göstereceğim" diye konuştu. Verheugen daha sonra köyden ayrılarak Diyarbakır'a döndü.