Antalya’nın Alanya ilçesinde görev yaptığı Aile Sağlığı Merkezi'nde boşanma aşmasında bulunduğu eşi tarafından öldürülen Dr. Melek Bağçe için anma etkinliği düzenlendi. Etkinlikte yapılan basın açıklamasında "Melek Bağçe’yi yaşamdan koparan yalnızca boşanma aşamasında olduğu bir erkek değil, bu kadın düşmanı politikaların sonucudur" denildi.

Kaynak: Haber Merkezi
Görev yaptığı Aile Sağlığı Merkezi'nde katledilen doktor Melek Bağçe için anma töreni

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Antalya Şubesi ve Antalya Tabip Odası’nın çağrısıyla bir araya gelen sağlık emekçileri Dr. Melek Bağçe’nin çalıştığı Damlataş ASM önünde anma etkinliği gerçekleştirdi.

Saygı duruşunun ardından bir açıklama yapan SES Antalya Şube Eş Başkanı Şükran İçöz "Biz biliyoruz ki kadın cinayetleri politiktir ve bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi kız kardeşimiz Dr. Melek Bağçe’yi yaşamdan koparan yalnızca boşanma aşamasında olduğu bir erkek değil, bu kadın düşmanı politikaların sonucudur" ifadelerini kullandı. 

Açıklamada sağıkta yaşanan politikaların sorumlularının sağlık emekçilerinin olmadığının altı çizilirken "Hiç parası olmadığı için eczaneye uğramayıp borcu biriken yurttaşlarımız yaşadığınız sorunların kaynağı sağlık emekçileri değil iktidarın uyguladığı sağlıkta yıkım politikasıdır" denildi.

Yetkililerin sağlıkta şiddeti önlemek için hiçbir şey yapmadıklarına dikkat çekilen açıklamada "Arkadaşları gözleri önünde katledilmişken acıları tazeyken moralleri   bozulmuş olan  aynı Asm çalışanlarının hizmet sunmaya devam etmesini  isteyen yasını bile tutturmayan sağlık sisteminin ne derece sağlıklı olduğuna siz karar verin" ifadelerine yer verildi. 

"Artık yeter bir sağlık emekçisinin değil kaybetmek kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz" denilen açıklamada sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadele edileceği vurgulandı.

Basın açıklamasının tamamı şu şekilde:

"Ülkemizin içinde bulunduğu şiddet sarmalında bir kadın bir sağlık emekçisini daha kaybetmenin derin hüznünü ve öfkesini yaşıyoruz. İki gün önce Antalya ilinin Alanya ilçesi Damlataş Aile Sağlığı Merkezi’nde çalışan Dr. Melek Bağçe’nin, boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından işyerinde gündüz gözü rehin alınarak vahşice katledildiğini öğrendik.

Bu bir ilk değil maalesef ve adeta bir “deja-vu” hali olup bitenler. Kasım 2015’te Dr. Aynur Dağdemir, birlikte çalıştığı kadın hemşireyi erkek şiddetinden korumaya çalışırken öldürülmüştü.… Ocak 2022’de Ebe Ömür Erez, aile sağlığı merkezinde erkek şiddetiyle katledilmişti…Ekim 2022’de aile sağlığı  merkezinde çalışan Emine hemşire, işyerinde bir erkek tarafından ateşli silahla vurulmuştu…. Nisan 2023’de Çanakkale Tabip Odası Başkanı Dr. Ayşe Güneş, eski eşi tarafından hastane bahçesinde bıçaklı saldırıya uğramıştı…

Birkaç örneğini sıraladığımız bu acı olaylar, tıpkı Dr. Melek Bağçe cinayetinde olduğu gibi, hem kadına yönelik şiddetin hem de sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yönelik şiddetin vücut bulduğu olaylar sayacında yerlerini aldı.

"6284'ÜN TARTIŞMAYA AÇILMASI ŞİDDETİN YAYGINLAŞMASINDA ETKENDİR"

Kadını ve kazanılmış haklarını yok sayan, sahiplenilmesi gereken bir mal gibi gören kadın düşmanı erkek egemen politikalar, alınmayan koruyucu önlemler, işletilmeyen düzenleyici mekanizmalar ve cezasızlık politikalar hayatımızın her alanını kuşatmaya devam etmektedir. Erkek failleri cesaretlendiren söz konusu politikalar, şiddetin her türünün evlerde, işyerlerinde, okullarda, sokaklarda fütursuzca kol gezmesine ve yaygınlaşmasına yol açmakta; taciz, tecavüz ve cinayetle son bulan yaşam hakkı ihlalleri toplumun beden ve ruh sağlığını her geçen gün daha fazla tehdit etmektedir.

Bu süreçte kadına ve çocuğa yönelik her tür ayrımcılığı ve şiddeti önlemeye dönük CEDAW, Çocuk Hakları Sözleşmesi ve Lanzarotte Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelerin hayata geçirilmemesi, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde en etkili uluslararası sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesi ve 6284 Sayılı Yasanın tartışmaya açılması, kadınlara ve çocuklara yönelik şiddetin yaygınlaşmasında başta gelen belirleyici etkenlerdir.

Biz biliyoruz ki; kadın cinayetleri politiktir ve bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi kız kardeşimiz Dr. Melek Bağçe’yi yaşamdan koparan yalnızca boşanma aşamasında olduğu bir erkek değil, bu kadın düşmanı politikaların sonucudur.  

"SAĞLIK HİZMETLERİNDEKİ SORUNUN KAYNAĞI İKTİDARIN POLİTİKALARIDIR"

Bir sokak röportajında “artık kuyruk beklemiyoruz, şu an biz doktorları beğenmiyoruz, doktor dövüyoruz” diyen bir vatandaş vardı, 20 yılı aşkın süredir bu iktidarın uyguladığı, dayattığı sağlık politikaları sonucu  gelişen durumun en can yakıcı göstergesi bu ifadedir.

İstediği doktora randevu bulamayan ama evde oluşan sanal kuyruklardan, gittiği her değişik hastane için ayrı para ödeyen, yazılan her reçeteye ücret ödeyen, yazılan ilacı bulamayan, fark ücreti ile alan yada ilaç alamayan veya  hiç parası olmadığı için eczaneye uğramayıp borcu biriken yurttaşlarımız yaşadığınız sorunların kaynağı sağlık emekçileri değil iktidarın uyguladığı sağlıkta yıkım politikasıdır.

Topluma da sağlık emekçilerine de yaramayan bu sistemini değiştirecek ve yerine yenisini inşa etmek için mücadelemiz devam edecek. Pandemide “yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diyerek yaşamı savunduk, depremde “yaralarımızı birlikte saralım” diyerek dayanışmayı örgütledik.

Baskılara, sürgünlere, mobbinge, hukuksuzluğa, güvencesizliğe karşı mücadeleyi büyütenler, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı için mücadele yürütenler, halkın sağlık hakkını  savunan, iş barışını, ekip anlayışını bozan tüm yaklaşımlara ve düzenlemelere sözünü esirgemeyen, ve mücadele eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası olarak elbette böyle  vahşice katledilme karşısında sessiz kalmayacağız. Bu  zamana kadar  on binlerce  sağlık emekçisine ve ayrıca kadına yönelik şiddet  vakası istatistiklere  geçmiştir. Ancak bir çok vaka ya işleme alınmamış ya cezasız kalmış ya da tedbir gereken durumlar göz ardı edilmiştir.

Her fırsatta sağlıkta şiddete son vermek için çalışmalar yapıyoruz diye övünen yetkililerin hiçbir şey yapmadıklarına bir kere daha şahit olduk. Arkadaşları gözleri önünde katledilmişken acıları tazeyken moralleri   bozulmuş olan  aynı Asm çalışanlarının hizmet sunmaya devam etmesini  isteyen yasını bile tutturmayan sağlık sisteminin ne derece sağlıklı olduğuna siz karar verin.

Artık yeter bir sağlık emekçisinin değil kaybetmek kılına dahi zarar gelmesini istemiyoruz. Sağlıkta şiddet sona erinceye güvenli çalışma koşullarımız sağlanıncaya kadar mücadeleye devam edeceğiz."