Görülmemiş yoksullaşma

Havva GÜMÜŞKAYA

2021’in son çeyreğinde başlayan ve 2022’de şiddetini artıran hayat pahalılığı bu yılın en önemli gündemi oldu. Yoksulluk toplumun her kesimine yayıldı. Gelir ve servet dağılımındaki uçurum derinleşti. Dost meclislerinin ana gündemi ekonomik kriz oldu. Ancak bu yolun taşları, bizzat iktidarın uygulamaya koyduğu ekonomi politikalarıyla bile isteye döşendi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan henüz yılın başında “Yavaş yavaş, kademeli bir şekilde, aceleci olmadan kur da düşecek, faiz de aynı şekilde düşecek ve 2022 bizim en parlak yılımız olacak inşallah. 2023’e de zaten böyle gireceğiz” demişti. Ancak yılsonu geldi ve Erdoğan’ın temenni ettiklerinin arasında sadece kendi ellerinde olan faiz indirildi. Diğer ekonomik göstergeler ise tepetaklak oldu. Türkiye 2022 yılına, ilk başlarda adına pek karar verilemese de daha sonradan nevi şahsına münhasır bir isim ile anılan ekonomi politikalarıyla giriş yaptı: Yeni Ekonomik Model. Model, sermaye kesimlerinin lehine, emek kesimlerinin ise aleyhine sonuçlar verdi. Üstelik ihracatta rekabet gücünü artırma ve cari fazla verme iddiaları da henüz daha uygulanmaya başladığı ilk aylarda boş çıktı.

***

ÜCRETLER İLK AYDA ERİMEYE BAŞLADI

Yeni ekonomi politikaları olarak dizilen ilk taşlar 2021’de Merkez Bankası’nın (TCMB) politika faizini 700 baz puan indirmesiyle başladı. Ardından ortaya çıkan bozulmalar bu yıla da damga vurdu. Eylül 2021’de başlayan bu süreçte enflasyon çığırından çıktı. Market çalışanları etiketlerin değiştirilme hızına yetişemedi. Fiyatlarda o kadar hızlı bir artış yaşandı ki firmalar bu baş döndüren süreçte artan talebe etiket yetiştiremedi. 2022’de yıllık resmi enflasyon son 24 yılın en yüksek seviyesini gördü. Yılbaşında yüzde 50’nin üzerinde zamlanan asgari ücret daha ilk aylarda pula döndü. 4 bin 250 lira olan asgari ücret şubat ayında açlık sınırına eşitlendi. Enflasyonun yarattığı sosyal huzursuzluk toplum tüm kesimlerinde kendisini göstermeye başladı. Ülkenin birçok noktasında ‘Bu zamlarla yaşanmaz’ protestoları, fabrikalarda iş bırakma eylemleri yapıldı. Ücretler artık temel ihtiyaçları karşılamakta bile yetersiz kalmaya başladı. Gıda enflasyonu 3 haneli rakamlar arasında gitti geldi. Toplum yoksullaşırken bu durumu iktidar da görmezlikten gelemedi. Ancak Erdoğan “Döviz kuru istikrara kavuşur, enflasyon düşer, pahalılık ortadan kalkar. Bunların hepsi de gelip geçicidir” sözleriyle halkı teselli etmekten ileri gidemedi.

***

ENFLASYON

2022-de-neler-oldu-gorulmemis-yoksullasma-1107538-1.

***

CARİ AÇIĞIN %55’İ KAYNAĞI BELİRSİZ FİNANSMAN​

Yeni Ekonomi Modeli’nin temel mantığı çok basitti: Faizin düşmesiyle kur yükselecek, ihracat artacak, dış ticaret fazlası ve yerli üretimin artmasıyla cari fazla verilecek ve böylece enflasyon düşecekti. TCMB’nin açıkladığı son verilerine göre yıllık cari açık 43,5 milyar dolarla 2018’den bu yana en yüksek seviyesine çıktı. Cari açık 2021 yılının aynı dönemine göre 19 kat yükseldi. Cari açık ve kaynağı belli olmayan girişleri ifade eden net hata ve noksan kalemi Ocak-Ekim döneminde 21 milyar dolara yükseldi. Cari açığın yüzde 55›i kaynağı belirsiz para ile finanse edilmiş oldu.

***

DOLAR KURU* VE FAİZ ORANI

2022-de-neler-oldu-gorulmemis-yoksullasma-1107539-1.

***

DOLARİZASYON VE KKM

Yıla 13 lira seviyelerinde başlayan döviz kuru 18 lirayı aştı. Kuru tutmak için de Merkez Bankası tarafından arka kapıdan satışlar yapıldı. dolarizasyonu önlemek için çıkarılan KKM ile hem Merkez Bankası’ndan hem de Hazine’den hesap sahiplerine paralar aktarıldı, firmaların kredi kullanımı zorlaştırıldı, ihracat gelirleri Merkez Bankası’na yatırıldı. Ancak dolar yılı 18,71 seviyesinde tamamlıyor. KKM’nin, mart-ekim 2022 döneminde Hazine’ye yükü 91,6 milyar TL’ye ulaştı. TCMB’den ise yaklaşık 100 milyar lira civarında aktarıldığı tahmin ediliyor.

***

GIDA FİYATLARI VE TARIM

İktidar, yıl boyu gıda enflasyonu ile mücadele edip, fiyat artışlarını önlemek için sorunun temel kaynağının etrafından dolanarak göstermelik adımlar attı. Tarım Kredi marketleri enflasyonla mücadelenin aracı haline dönüştürülmeye çalışıldı. Market sayısını artırarak, indirim yapılarak ucuzluk sağlanacaktı. Son dönemde marketçiliği ile öne çıkarılan çiftçi kuruluşuna, bir kamu kurumu işlevi yüklendi. Erdoğan’ın bizzat duyurduğu indirimler ise derman olmadı. Tarım Kredi Marketlerinde, özellikle temel gıdada birçok ürünün fiyatı diğer marketlerdekinin üzerine çıktı. Et ve Süt Kurumu, Tarım Kredi marketlerinin önünde uzun kuyruklar oluştu ancak fiyatlar kimseyi memnun etmedi. Gıda Komitesi, peynir, tereyağı, yoğurt, ayran fiyatı artmasın diye çiğ süt fiyatlarını 13 ay sabit tuttu, artırmadı. Süt inekleri kesime gitti. Üretilen süt miktarı azaldı, rafta ise fiyatlar arttı.

Temel gıda ürünlerinde Katma Değer Vergisi yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi. Bu indirim de tüketiciye yansımadı. Tarlada yaşananları görmezden gelen hükümet, etiket üzerinden markette, pazarda çözüm aramaya devam etti. Tarımda dışa bağımlılığın getirdiği yük çiftçinin omuzlarına bırakıldı. Girdi fiyatlarındaki önlenemez artış üretim maliyetlerine yansıdı.

***

KİRA-KONUT KRİZİ

Zorunlu giderlerin başında gelen ev kirası geniş kesimlerin en önemli sorunlarından biri haline geldi. Artan konut fiyatları ve kredi faizleri nedeniyle ücretlilerin ev alması hayal oldu. Pandeminin ardından patlayan kriz, bu yıl da en çok tartışılan konulardan oldu. Ülke genelinde satılık konut fiyatları yüzde 174, kiralık konut fiyatları ise yüzde 168 oranında arttı.

***

EN BÜYÜK MANİPÜLASYON

Borsada yaz sonuna doğru özellikle bankacılık hisselerinde sıradışı yükseliş yaşanmaya başladı. Bu sırada ekonomi yönetimi spekülatif açıklamalarla halkı açıktan borsaya yönlendirmede bulundu. Nebati adeta bir fon yöneticisi gibi değerlendirmelerde bulundu. Bir şeyler olduğu açıktı ancak her şeyin kötüye gittiği dönemde bu yükseliş iktidarın da işine gelmişti. Ve böylece borsa tarihinin en büyük manipülasyonu göz göre göre yapılmış oldu. Daha sonra başlatılan soruşturmada şüphelilerin bankacılık endeksini suni olarak yükseltip 5 milyar kâr elde ettikleri, küçük yatırımcının zararının ise 1 milyar TL olduğu öne sürüldü.