2019’u bitirdiğimizde yaklaşık 2 milyon insanın pandemi nedeniyle hayatını kaybedeceğinden haberdar değildik. 81 milyon 150 bin kişinin yakalandığı virüs, tüm dünya için bir dönüm noktası oldu: “Kara yılda” kamuculuğun önemini bir kez daha anladık. Salgının nasıl hızla yayıldığını da gördük, sağlık sistemlerinin nasıl çöktüğünü de.

Görünmez düşmanla geçen ‘kara’ bir yıl…

Felaketlerle anılan bir yılı geride bıraktık: 2020… 21. yüzyılın en korkunç pandemisinin dünyanın tamamını kontrolü altına almasının dışında, hepimizin hayatında bir dönüm noktası oluşturduğu çok açık. 2019’u bitirdiğimizde neredeyse iki milyon kişinin yaşamını yitirmesine neden olan Covid-19 pandemisinden haberdar değildik. Dile kolay, tüm dünyaya yayılan, 81 milyon 145 bini aşkın insana bulaşan bir virüs bu…

“Kamuculuğun” önemini açığa çıkaran salgın, liberallerin öve öve bitiremediği ülkelerin tel tel dökülen sağlık sistemini de gözler önüne serdi. Şüphesiz ki pandeminin yarattığı ekonomik ve sosyal tahribat çok büyük. Kimileri evde kalabildi, kimileri için bu lükstü… Peki, pandemi nasıl başladı? Ülkelerin yaptığı hatalar veyahut doğru salgın politikaları nelerdi? “Bilgi ve haber bombardımanıyla” geçen bir yılda özetle neler yaşadık? Kapkara geçen bir yılı özetlemeye çalıştık, “Söz uçar, yazı kalır” diyerek…

► Vuhan’dan tüm dünyaya

Koronavirüs ilk olarak Çin’in Hubey eyaletine bağlı Vuhan kentinde 12 Aralık’ta tespit edildi. Ancak dünya, yaşananlardan Pekin’in 31 Aralık 2019’da 11 milyon nüfuslu Vuhan’da kaynağı bilinmeyen “gizemli bir solunum yolu rahatsızlığı”nın ortaya çıktığını, Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) bildirmesiyle haberdar oldu. Kentteki Huanan Deniz Ürünleri Pazarı ile teması bulunan 27 kişide “hastalığın” görüldüğü açıklanmıştı. 7 Ocak’ta DSÖ, hastalığın SARS olmadığını ancak yeni tip bir koronavirüsten kaynaklandığını duyurdu. Yarasalardaki bir betakoronavirüsün insana geçerken mutasyona uğramış haliydi bu… Koronavirüse önce “2019-nCov” adı verildi. Ülkedeki bilim insanları da 9 Ocak’ta söz konusu “gizemli hastalığı” yeni tip koronavirüs olarak tanımladı.

gorunmez-dusmanla-gecen-kara-bir-yil-823809-1.

► Yaşanacakların habercisi 11 Ocak

Koronanın çıkış noktası Vuhan’da 11 Ocak’ta ilk can kaybı yaşanırken bu esnada virüsün salgına dönüştüğü aktarıldı. Fakat virüs, sadece Çin’de görülmüyordu ve ilk kez 13 Ocak’ta Çin’in dışında yani Tayland’da tespit edildi. Aradan geçen bir haftanın ardından virüsün insandan insana geçtiğini bildiren Pekin yönetimi, 23 Ocak’ta Vuhan’ı karantinaya aldı; kente giriş ve çıkışlar yasaklandı. Dört gün sonunda ülkede karantina altına alınan insan sayısı 56 milyondu. DSÖ, 30 Ocak’a gelindiğinde “uluslararası kamu sağlığı acil durumu” ilan etti. Şubata girildiğinde ülkedeki vaka sayısı 12 bine dayanmış, yaşamını yitiren sayısı 159’a ulaşmıştı. DSÖ, 11 Şubat’ta “Covid-19” adını verdiği virüsün risk seviyesini 17 gün sonra “yüksek”ten “çok yüksek”e çıkardı. Çin’de vakalara ve ölümlere rastlanılmaya devam ederken ülkenin dışında ilk ölüm haberi Filipinler’den geldi: 2 Şubat’ta bir vatandaş, korona nedeniyle hayatını kaybetmişti.

► Her 10 dakikada bir korona ölümü

Vakalar hızla artarken şubatta 37 ülkeye yayılan koronavirüs, İran’da da oldukça etkili oldu. 19 Şubat’ta ilk Covid-19 vakasının görüldüğü İran da salgından ciddi etkilenen ülkelerden biri oldu. 20 Şubat’ta İran, ikisi ölümle sonuçlanan 5 koronavirüs vakası bildirdi. Bu, Ortadoğu’daki koronavirüs kaynaklı ilk ölüm anlamına geliyordu. DSÖ, 21 Şubat’ta ülkeyi uyardı, komşu ülkeler de bir bir sınırılarını kapattı. 19 Mart’ta İran Sağlık Bakanlığı Sözcüsü, ülkede her 10 dakikada bir koronaya bağlı bir can kaybı gerçekleştiğini duyurdu.

► CENAZELER ASKERİ ARAÇLARDA TAŞINDI

İlk korona vakasının 25 Ocak’ta Fransa’da görüldüğü Avrupa, kısa süre içerisinde salgının merkezi haline geldi. 31 Ocak’ta virüs, tüm kıtaya yayıldı. 5 Mart’a gelindiğinde salgın 84 ülkeye ulaşırken Avrupa’da o kadar hızlı “bulaş” vardı ki, DSÖ, Mart’ta salgının merkez üssünün Avrupa haline geldiğini duyurdu. Avrupa’da günlük bildirilen vaka ve ölüm sayısı Çin’i geçmişti. 17 Mart’ta AB sınırlarını birlik dışı ülkelere kapattı. Sadece bir gün sonra dünya genelinde vaka sayısı 200 bini aştı. O dönem en fazla artışın ve en hızlı yayılımın görüldüğü ülke, İtalya oldu. Covid-19 ülkede rekorlar kırarken ülkede sağlık sistemi adeta çöktü. Hastalar, hastane koridorlarında tedavi edilmeye çalışılırken İtalyalı doktorlar “hasta seçmeye” başladı; durumu kritik olanlar ülkede “gözden çıkarıldı”. Bergamo’da cenaze işlemlerine yetişilemediğinin fotoğrafı, durumun vahametini gözler önüne serdi: Cenazeleri askeri araçlarla başka kentlere taşınıyordu. İtalya’yı; İspanya, Fransa ve İngiltere takip ediyordu.

► İmdada devrimci doktorlar yetişti

Covid-19 salgınıyla mücadele eden ve yeterli sağlık hizmetlerini sağlayamayan ülkelerde Kübalı doktorlar devreye girdi. Özellikle AB içerisinde dayanışma eksikliğinin gözler önüne serildiği günlerde “küçük” Küba, dünyaya örnek oldu. Dünyada kişi başına düşen doktor sayısının en yüksek olduğu Küba, tam 20 ülkeyi aşkın ülkeye doktor gönderdi. 2 Nisan’da virüsün dünya genelinde 1 milyondan fazla kişiye bulaştığı duyurulurken can kaybı 50 binin üzerindeydi.

gorunmez-dusmanla-gecen-kara-bir-yil-823810-1.

► En çok vaka da en fazla ölüm de ABD’de

Takvimler 21 Ocak’ı gösterdiğinde Çin’den Asya ülkelerine ve Avrupa’ya yayılan koronavirüs ABD’ye ulaştı. Kısa süre içerisinde salgın ülke genelinde yayıldı. 11 Nisan’da ABD, Covid-19 salgınında 19 bin 882 can kaybı ile İtalya’yı geride bırakarak “dünyada en fazla kişinin öldüğü” ülke oldu. ABD’de can kaybının 100 bini aştığı gün 27 Mayıs oldu. Ülke, 98 günde 1 milyon vakaya ulaştı.Vakalar 25 Eylül’de 7 milyonu geçti. 27 Kasım ABD’de 13 milyon vakaya ulaşıldığı gün oldu. Vaka sayısının 20 milyona yaklaştığı ülkede, 343 binden fazla kişi virüse yenilerek yaşama gözlerini yumdu.

► Önce alkışlarla şükran sonra ‘ölüm’ sessizliği

Aralarında İtalya, İspanya, Almanya, Yunanistan’ın da bulunduğu ülkeler, koronavirüse karşı en önde mücadele eden sağlık çalışanlarına şükranlarını alkışlı eylemle sundu. Bir süre her gün belirli saatlerde kadar bu eylem gerçekleştirildi. Ancak “ikinci dalga”nın gelmesiyle bu “şükran” unutuldu. Uluslararası Af Örgütü’nün eylülde yayımladığı rapora göre, dünya genelinde en az 7 bin sağlık çalışanı koronavirüse yakalanarak yaşamını yitirdi.

gorunmez-dusmanla-gecen-kara-bir-yil-823811-1.

► Hayalet kentler hayalet metropoller…

Virüse karşı dönem dönem alınan tedbirlerle dünyanın en hareketli metropolleri sık sık sessizliğe büründü. Londra, Paris, Berin, Roma, Madrid ve Amsterdam’da hayatın durduğu anlar objektiflere yansıdı. Yasaklar öncesi, pek çok ülkede süpermarketlere hücum edildi; tuvalet kağıdı almak için kavga edenler bile oldu, marketlerde boş rafların görüntüsü hafızlara kazındı.

► ABD’den sonra merkez Latin Amerika oldu

Yaz aylarıyla birlikte “birinci dalgayı” atlatan Avrupa ülkeleri, önlemleri hafifletti. Ardından virüsün bir sonraki merkez durağı Latin Amerika oldu. Haziran sonu, temmuz başı gibi vaka sayısı 2 milyon 734 bini aştı. Latin Amerika, Avrupa’daki vaka sayısının üzerine çıkarak ABD’den sonra en fazla vaka görülen bölge konumuna geldi.

► Virüsü küçümseyen popülistler yakalandı

Martta koronavirüs nedeniyle ülkede olağanüstü önlemler alınmayacağını belirten ve virüs için “abartı” yorumunda bulunan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Covid-19’a yakalandı ve yoğun bakımda tedavi gördü. Brezilya’nın aşırı sağcı Devlet Başkanı Jair Bolsonaro da koronavirüse yakalanan liderlerden. Sağcı lider, virüse “Küçük bir grip” demişti. Ve tabii ki Donald Trump… Covid-19’u önemsiz gibi gösteren, hatta maske taktığı için gazetecilerle bile dalga geçen Trump da koronavirüs geçirdi. Trump, salgının ilk dönemlerinde “vücuda dezenfektan zerk edilmesi”ni önermişti.

gorunmez-dusmanla-gecen-kara-bir-yil-823812-1.

► Meydanlarda tedbir karşıtı protestolar...

Almanya, İngiltere, İspanya, ABD’nin de aralarında bulunduğu birçok ülkede korona tedbirlerine karşı eylemler yapıldı. Özellikle Ağustos ayında eylemler yoğunlaştı. 1 Ağustos’ta Berlin’de binlerce kişinin katıldığı eylem yapıldı. Tedbirler protesto edilirken İspanya’da ‘sahte salgın’ pankartları bile açıldı.

► Çin’de ‘sıfırlandı’

Pekin yönetiminin sıkı karantina politikası netecisinde 16 Mart tarihinde ilk kez, Çin dışındaki enfekte kişi sayısı ve can kayıpları Çin’i geride bıraktı. 19 Mart’ta Hubei eyaleti ve Vuhan’da yeni vaka sıfıra indi. 25 Mart’ta Hubei eyaletinde aylar süren sokağa çıkma yasağı kaldırıldı. 7 Nisan’a gelindiğinde ise Çin’de ilk kez yeni ölüme rastlanmadı. Bunun üzerine de aynı gün akşam saatlerinde Vuhan kentinde karantina kaldırıldı. 28 Mart’ta salgın en az 177 ülke ve bölgeye yayılmıştı.

► YENİDEN AÇILDILAR

2 Haziran’da İtalya sınırlarını turistlere açtı; Fransa da plajları, kültür ve spor merkezlerini yeniden kullanıma soktu. Önlemler bir bir gevşetiliyordu. O dönem Vuhan’da nüfusunun tamamının test edildiği ve yeni vaka tespit edilmediği açıklandı.

► İkinci dalga fırtınası

Yaz aylarını gevşetilmiş tedbirlerle geride bırakan Avrupa’da vaka sayılarının Mart ayı seviyelerine dönüş tarihi 2 Eylül’dü. 10 Ekim’de küresel vaka sayısı 36 milyonu geçti, Almanya, Fransa ve İtalya başta olmak üzere birçok ülkede vaka ve ölüm sayısı aylar sonra en yüksek seviyelere çıktı. “İkinci dalganın” başlaması üzerine adım adım tedbirlere geri dönüldü.

gorunmez-dusmanla-gecen-kara-bir-yil-823813-1.

► Bir yanda mutasyon bir yanda Covid aşıları

Çin’deki araştırmacıların 21 Ocak’ta koronavirüsün kod dizilimini yayımlaması ile birlikte, dünyanın dört bir yanındaki bilim insanları aşı çalışmaları için seferber oldu. İnsanlar üzerindeki ilk aşı denemesi 16 Mart’ta başladı. O günden bu yana, insan üzerinde denenen aşı sayısı 44’e yükseldi. Gelinen noktada DSÖ’nün takip ettiği toplam aşı çalışması ise 200’e ulaştı. Bunlar yaşanırken bir yandan da “mutasyon” haberleriyle tedirginlik yaşadık. İlk olarak İngiltere’de tespit edilen koronavirüsün mutasyona uğramış yeni varyantının 20’yi aşkın ülkede tespit edildiği bildirildi. Aşıya dönecek olursak, DSÖ’ye göre, 23 aşı insanlar üzerinde denendi, başarılı çıkanlar ise Pfizer/BionTech, Moderna ve AstraZeneca oldu. AB ülkelerinde Pfizer ve BioNTech tarafından geliştirilen aşıların yapılmasına hafta sonu resmen başlandı.