Düzce Akçakoca’da yaşanana sel sebebiyle 1 kişi yaşamını yitirdi. 6 kişi için arama çalışmaları devam ederken, kayıplardan 4’ünün çocuk olduğu öğrenildi. BirGün’e konuşan CHP Milletvekili ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, dere yataklarını gelişigüzel yapılaşmaya açmanın, felaketi göz göre göre getirdiğini söyledi. Trabzon Araklı’da 8 kişinin öldüğü 2 kişinin de hala bulunamadığı sel felaketini […]

Göz göre göre ölüm!

Düzce Akçakoca’da yaşanana sel sebebiyle 1 kişi yaşamını yitirdi. 6 kişi için arama çalışmaları devam ederken, kayıplardan 4’ünün çocuk olduğu öğrenildi. BirGün’e konuşan CHP Milletvekili ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, dere yataklarını gelişigüzel yapılaşmaya açmanın, felaketi göz göre göre getirdiğini söyledi.

Trabzon Araklı’da 8 kişinin öldüğü 2 kişinin de hala bulunamadığı sel felaketini ardından şimdi de Düzce, son yılların en büyük sel felaketlerinden birini yaşadı. Önceki gece etkili olan kuvvetli sağanaktan sonra Cumayeri, Gölyaka ve Akçakoca ilçelerinde Melen Çayı’nın taşması nedeniyle birçok noktada sel ve heyelan meydana geldi. Köy yolları kapandı, mahsur kalanlar helikopterlerle kurtarıldı.

Selde Esmahanım Köyü’nden tam 7 kişi kayboldu. Kayıp kişilerden birinin cansız bedeni Uğurlu köyü dere yatağında bulundu. Yaşamını kaybeden kişinin, selde eşi ve bebeği ile kaybolan Fatma Töngel (42) isimli bir kadın olduğu öğrenildi. 4’ü çocuk olan 6 kişi için ise arama çalışmaları sürüyor.

Selin en çok etkilediği Cumayeri ilçesine bağlı Dokuzdeğirmen köyünde de asfalt yolun birçok noktasında göçük meydana geldi. Göçük nedeniyle 2 şeritli yolun bir şeridi trafiğe kapatıldı. Bölge ‘Heyelan Mıntıkası’ ilan edildi. Dokuzdeğirmen köyünden Esmahanım gibi sel sularının vurduğu noktalara ulaşım karayolundan kontrollü bir şekilde yapılıyor.

‘ŞU AN CAN GÜVENLİĞİMİZ YOK’

Göçen asfaltın hemen yanı başındaki konutlarında yaklaşık 25 yıldır yaşadığını söyleyen 45 yaşındaki Havva Varol, “Gece 1 gibi yağış başladı. Çok korktuk, kaçtık komşunun evine gittik. Buralardan hep sel suları geldi. En son çare kendimizi yola attık bekledik. Burada yol göçtü. Bu durum bizi tedirgin ediyor. Bu göçük ile birlikte bizim evimizin arkası da gitti. Şu an can güvenliğimiz yok. Daha önce bir sel olmuştu ama bu kadarı olmamıştı. Yollarımız yıkılmamıştı. Bu sefer çok fazla oldu” dedi.
Bir başka köy sakini Nurhayat Varol da, “Korkudan başka bir şey yaşamadık. Çok felaket oldu, su kuvvetli geldi. 5 yıl önce de bir sel olmuştu ama bu kadar etkili değildi. Benim evim su içinde kalmıştı. Bu sefer de eltimin evi tehlikede, yani evin arka tarafı yok, her an gidebilir. Can güvenliğimizden endişe ediyoruz, tehlikedeyiz şu anda. Toprak oynuyor çünkü” diye konuştu.

DERE KENARINDAKİ EVLER YAN YATTI

Esmahanım ve Dilaver köylerine ulaşımın sağlandığı yolda da çökmeler yaşandı. Ağaçların ve elektrik direklerinin de devrildiği yol ulaşıma tamamen kapanınca arama kurtarma ekipleri tarafından dağdan yeni bir yol açıldı ve köylere ulaşım buradan sağlandı. Esmahanım köyünün içinden geçen dere kenarındaki bazı evler yan yattı, ağaçlar devrildi, köprü yıkıldı. Selden, Uğurlu köyü de büyük hasar gördü. Çamurla kaplanan köyün 5 ayrı köy ile ulaşımını sağlayan Eskimeze Köprüsü sel sularıyla yıkıldı.

Uğurlu köyünden Özcan Koç, “Evler yıkıldı, ahırlar yıkıldı. Eski muhtarımızın 30 hayvanı telef oldu. Üç araba su altında kaldı. 70 yaşındaki insanlar, daha önce böyle bir şey yaşanmadığını söylüyor” dedi. Avni Zobar da “Çok büyük sel geldi. En son sel sabaha karşı geldi. Köyde çok hasar var. Her yer çamur. Hayvanları sel aldı. 63 yaşındayım böyle bir seli ilk defa gördüm” diye konuştu.

SULAR BETON DUVARLARI YIKTI

Esmahanım köyü muhtar azası Nurullah Kap, yağışların iki gündür çok etkili olduğunu dile getirdi. Yağışın bir önceki gece olağanüstü bir hal aldığını belirten Kap, “Görülmemiş çok büyük bir sel felaketi oldu. Köydeki iki deremizden olağanüstü bir şekilde su geçti. Sular buradaki beton duvarları yıktı” dedi.

DOĞAL AFET FELAKET OLDU

BirGün’e konuşan CHP Adana Milletvekili ve Jeoloji Yüksek Mühendisi Dr. Müzeyyen Şevkin, Araklı’da 8 kişinin öldüğü 2 kişinin de yaşamını yitirdiği sel felaketini hatırlatarak, “Doğa ile uyumlu yaşamazsak normal olaylar felakete dönüşür. Dere kenarlarını ve heyelan alanları yapılaşmaya açmak cinayettir” dedi.

Şevkin sözlerini şöyle sürdürdü:

“İmar planları yapılırken derelerin akış ve yağış rejimine uygun olarak ıslah edilmesi planların da ona göre yapılması gerekir. En azından 500 yıllık rejimi ele alarak taşkın rejimini ortaya koymalısınız. O dere 35 yılda bir mi taşar 10 yılda bir mi bu bilinebilir. Taşkın sınırları da Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından belirlenir. Bir yeri imara açmadan önce, bu dere yatağı kenarlarına ne kadar yaklaşılacağına dair DSİ’den görüş almak ve taşkın sınırını öğrenmek gerekir. Kuru dere yatakları da aynı şekilde değerlendirilir. Taşkın sınırları ve dere yatakları sonuç olarak imara kapaılır ve yeşil alan olarak değerlendirilmelidir. Ama ülkemizde böyle işlemiyor. Buralar yapılaşmaya açılıyor. Su da doğal olarak kendine akacak bir yer arıyor ve sonuç olarak taşıyor. Bulamayınca da şişiyor ve sellere sebep oluyor.”

Doğal olayların felakete dönüştürüldüğünü ve imar affının bir cinayet olduğunu kaydeden Şevkin, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Doğayla uyumlu olmak yerine tahrip ediyoruz sonuçta da can kayıplarıyla sonuçlanan afetler meydana geliyor. İmar affı denen şeyle heyelan alanlarındaki, dere yataklarındaki evler resmen teşvik edildi. Özellikle heyelanlı alanlara fay hattı gibidir. Yani bu bir cinayettir. Bu yaşananlar göz göre göre yaşanıyor.”