Grammy müzik ödüllerinde ‘En İyi Klasik Müzik Kaydı’ dalında 5 adaydan biri olan Mehmet Ali Sanlıkol, “Grammy’de kendi kültürümüzü temsil etmek benim için büyük bir gurur kaynağı” dedi.

Grammy yolunda saykedelik macera
Mehmet Ali Sanlıkol (Fotoğraf: BirGün)

Şule USLUTEKİN

Besteci, piyanist, vokalist, multienstrümantalist, etnomüzikolog ve eğitmen Mehmet Ali Sanlıkol, dünyanın en prestijli müzik ödüllerinden Grammy’de ülkemizi temsil etmeye hazırlanıyor. Sanlıkol, Grammy’de ‘En İyi Klasik Müzik Kaydı’ dalında son 5’e kaldı. Ödül töreni, 4 Şubat 2024’te Los Angeles’taki Crypto.com Arena’da gerçekleştirilecek. Müzisyen, 2023’te iki yeni albümü ‘Turkish Hipster’ ve ‘A Gentleman of Istanbul’, ile dinleyiciyle buluştu.‘A Gentleman of Istanbul’, Evliya Çelebi’ye ithafen bestelediği, onun insanı hayrete düşüren tarihçi, araştırmacı, şair ve meddah kimliklerini, Seyahatname’den seçtiği bölümlerle betimlediği bir çalışma. Çoğu müzik aletini kendisinin çaldığı yedinci albümü olan ‘Turkish Hipster’ ise, caz orkestrası için yazılmış beste ve düzenlemeler ile farklı müzik kültürlerini aynı potada buluşturuyor. Sanlıkol ile çalışmalarını konuştuk.

Grammy’ye ikinci kez aday oldunuz. Böylesine önemli bir ödül töreninde sahne almak size neler hissettiriyor?

Bu benim A Far Cry yaylı orkestrası ile ikinci kez Grammy ödüllerinde finale kalışım. İlk defa 2015 senesinde Oda Müziği kategorisinde finale kalmıştım. 17. asrın Konstantiniyye’sinde entelektüel bir Çelebi vardı, bu adaylığın benim için çok özel bir anlamı da, bu eserin tamamı ile 5’e kalan adaylar anons edilirken benim ismimle beraber duyurulması. Ayrıca, İstanbul kentimizin isminin Grammy’lerde işitilecek olması ve oraya Evliya Çelebi ile, yani kendi kültürümüzle, kendi tarihimizle gidiyor olmak benim için büyük bir gurur kaynağı.

Başlangıçtan bugüne yaptığınız tüm çalışmalarda hedeflerinize, hayallerinize dair neler söylemek istersiniz?

Müzikal anlamda kendimi iyi bir noktada görüyorum ama yapmak istediğim daha çok şey var, epeyce bir başarı elde ettim. Bu anlamda her zaman şükrediyorum. Ancak müziğimin ve sergilediğim duruşun Avrupa’da ve Türkiye’de daha fazla tanınmasını arzu ediyorum. ABD’de de Dave Liebman gibi tanınmış başka büyük sanatçılarla müzikler yapabilmeyi ve yeni uzun soluklu eserler ortaya koyabilmeyi istiyorum.

Yurt içi veya yurt dışından çalışmak istediğiniz müzisyenler var mı?

Erkan Oğur en takdir ettiğim müzisyenlerden biri, kendisi ile geçmişte konserlerimiz oldu. Erkan Abi ile her zaman çalışmayı arzu ediyorum. Bir gün Derya Türkan’la da çalışmak isterim, Yaprak Sayar’ın ses sahası hemen herkesten farklı ve gazel okumayı da iyi biliyor. Onun içinde yer aldığı bir proje yapmayı isterim... Ingrid Jensen’in bir albümümde yer almasını da isterim. Onun tarzı bilhassa benim küçük caz topluluğu projelerime iyi gider diye düşünüyorum. ABD, Avrupa ve Türkiye’de çeşitli orkestra ve şeflerle yaratıcı yeni projeler yapmayı da çok arzu ediyorum... 

24 Şubat 2024’de İstanbul’da Cemal Reşit Rey’de ve Bursa’da konserleriniz olacak, yeni projeler hakkında neler söylersiniz? 

Evet, iki farklı eserimin senfonik konserleri olacak, tasarımı ve konsepti bana ait olan mikrotonal dijital klavyem SANLIKOL Rönesans 17’nin solist olarak içinde yer aldığı çeşitli projeler yapmak istiyorum. Öte yandan, ABD ve Avrupa’da çok tanınan ve genellikle erken Avrupa müziği icra eden Blue Heron korosu ile yeni bir albüm hazırlığındayız. Ayrıca içinde konuk sanatçıların yer alacağı yeni bir caz albümü üzerinde çalışmaktayım. Ancak bu albüm caz orkestrası/big band için değil de 4-5 kişilik küçük topluluk için olacak.