Kamuoyunda İsmailağa Cemaati’yle ilgili yaptığı soruşturmayla bilinen ve Ergenekon’la bağlantısı olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanan

Kamuoyunda İsmailağa Cemaati’yle ilgili yaptığı soruşturmayla bilinen ve Ergenekon’la bağlantısı olduğu gerekçesiyle tutuklu yargılanan Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in gözaltına alınma süreciyle başlayan yargı tartışmaları dün yeni bir boyut kazandı. Hükümet, yargı reformuna hazırlanırken Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de konuyla ilgili, ilgili kurumların başkanlarıyla görüşmeler yapmaya başladı. Cumhurbaşkanı Gül, krizin patlak verdiği ilk gün “yargı reformu şart” demişti.
Cumhurbaşkanı Gül, dün ilk görüşmeyi Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker’le yaptı. Yargı reformuna ilişkin gerçekleşen görüşmenin ardından gazetecilere açıklamalarda bulunan Gerçeker şunları kaydetti: “Gündemde yargı reformu konusu var. Kendileri bu konuda bizim görüşlerimizi aldı. Kendileri bir değerlendirme yapacaktır. Biz görüşlerimizi bildirdik. Adalet Bakanlığı ile bizim aramızda çeşitli konularda görüş farklılıkları var. Kendisi bunları değerlendirecektir.”
Gerçeker, bir gazetecinin Abdullah Gül’ün son gelişmeler üzerine “yargı reformu şart” ifadesini hatırlatması üzerine, “Arkadaşlar bu kurumlar arası mutabakat ile olur. Cumhurbaşkanı da sanıyorum bunun için bu görüşmeleri yapıyor” dedi.
Öte yandan Gerçeker, gazetecilerin soruları üzerine, son günlerde yaşanan yargı krizinin toplantıda konuşulmadığını belirtti.
ADALET BAKANI KÖŞK’TE
Cumhurbaşkanı Gül, ayrıca Danıştay Başkanı Mustafa Birden’le de görüşme yaptı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bugün ise yargı reformuna ilişkin görüşlerini almak üzere, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’la görüşmelerini sürdürecek.
Kışanak: Darbe anayasası değişmeden reform olmaz
BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak, partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada, yaşanan son gelişmeleri değerlendirdi. “Bugün ‘yargı siyasallaşıyor’ diye kıyamet koparan CHP, yıllarca yargının bu hukuksuz, ideolojik, taraflı icraatlarını alkışladı. Yine yargının siyasallaşmasından yakınan AKP de, bu yargı sistemi, toplumsal muhalefetin ensesinde boza pişirirken gıkını çıkarmadı.” diyen Kışanak şöyle konuştu: “Aydınları, yazarları düşüncelerinden dolayı 301’den yargılayan, hatta bu nedenle Hrant Dink’in katledilmesine yol açan yargıya kimse bir şey demedi. “Bölge hassasiyeti” diyerek, bölgesel kritere göre polise “adam öldürme’ izni veren, yüksek yargı kararı karşısında kimse isyan etmedi. Bütün bunları yapan yargı bağımsızdı ve tarafsızdı da, Erzincan Başsavcısı tutuklandığında mı yargı bağımsızlığını yitirdi? Ya da HSYK, Erzurum Savcısının yetkilerini elinden aldığı için mi yargı bağımsızlığını kaybetti? Eğer şimdi samimi olarak yargının siyasallaşmasından şikayet eden varsa; bunu değiştirmek isteyen varsa biz her zaman destek vermeye hazırız. Ancak bu darbe anayasasını tamamen değiştirmeyi, sivil, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir anayasa yapmayı hedeflemeyen bir yargı reformu olmaz. Bu yargı sistemi, İstiklal Mahkemelerinde yüzlerce kişiyi sorgusuz sualsiz idama gönderirken siyasal değil miydi? Bu yargı sistemi, Deniz Gezmiş’i idam ederken siyasal değil miydi? Bu yargı, Erdal Eren’in yaşını büyüterek idam sehpasına gönderirken siyasal değil miydi? Bu yargı sistemi, belediye başkanlarına kelepçe vurarak, cezaevine gönderirken siyasal değil miydi? Bu yargı sistemi 13-14 yaşındaki çocuklara yaşlarının iki katı kadar ceza verirken siyasal değil miydi?”
“Darbe geleneğiyle ve darbecilerle bir hesaplaşma mı var? Ne yazık ki, buna da gönül rahatlığıyla “evet’ yanıtı veremiyoruz.” diyen Kışanak,  12 Eylül darbecilerine dokunmayan, halka karşı işlenen suçları gündemine almayan bir soruşturma’nın Türkiye’yi derin devletten kurtaramayacağını söyledi.