Güneyde esen sol rüzgâr umut verdi
Ekvador’da ikinci tura kalan seçimi solcu aday önde tamamladı. Guatemala’da ilk kez bir sol lider seçimin galibi oldu. İki ülkenin de değişim istediğine dikkat çeken Erol, Latin Amerika’daki ‘güvenlikçi’ eğilim konusunda uyardı.
Umut Can FIRTINA
Latin Amerika’da esen sol dalgaya son katılan iki ülke Ekvador ve Guatemala oldu. Son haftalarda devlet başkanı adayı Fernando Villavincencio dâhil 3 siyasi cinayetin işlendiği Ekvador’da halk yeni Devlet Başkanı ve 137 koltuklu Ulusal Meclis’in üyelerini belirlemek için sandık başına gitti. Eski Devlet Başkanı Rafel Correa’nın “çırağı” ve Yurttaş Devrimi Hareketi’nin (RC) adayı solcu Luisa Gonzales, oyların yüzde 33’ünü alarak başkanlık seçimini ilk sırada tamamladı. Muz ticareti yapan ve 3 kez devlet başkanlığı seçimlerine aday olan Alvaro Noboa’nın oğlu Daniel Noboa ise sürpriz bir sonuçla oyların yüzde 24’ünü aldı. Başkent Quinto’da 9 Ağustos’ta düzenlenen suikastla öldürülen Villavicencio’nun yerine geçen Christian Zurita ise oyların yüzde 16’sını alarak 3’üncü sırada yer aldı. Diğer adaylar Jan Topic 14, Otto Sonnenholsner 7ve Yaku Perez ise 3,8 oy oranı elde etti.
İKİNCİ TUR EKİMDE
Kayıtlı 13 milyon seçmenin olduğu ülkede son yıllarda giderek artan şiddet olayları sebebiyle düşük olması beklenen seçime katılımın yüzde 88 olduğu açıklandı. Gonzalez ve Noboa’nın gereken çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle Ekvador halkı, seçimin ikinci turu için 15 Ekim’de tekrar sandık başına gidecek. Seçilen aday, 26 Ekim’de mevcut Devlet Başkanı Guillermo Lasso’nun görev süresinin sonuna kadar 18 ay boyunca başkanlık koltuğuna oturacak.
Lasso, mayıs ayında hakkındaki yolsuzluk suçlamaları nedeniyle azledilmekten kurtulmak için Anayasa’daki “çapraz ölüm” maddesini kullanarak Ulusal Meclis’i feshetmesiyle ülkede erken seçim kararı alınmıştı.
Ekvador halkı ayrıca dünyanın en fazla biyoçeşitliliğe sahip, Amazon ormanları bölgesinde bulunan Yasuni Ulusal Parkı’ndaki petrol çıkarma ve başkent yakınlarındaki Choco Andino ormanındaki madencilik faaliyetlerinin akıbetine karar verecek referandum için de sandık başına gitti. Oyların yüzde 37’sinin sayıldığı referandumda, petrol ve maden faaliyetlerini durdurmaya yönelik çoğunluk olduğu kaydedilirken, Ekvadorluların çevre katliamına karşı dur demesi bekleniyor.
GUATEMALA DA SOL DEDİ
Siyasi çalkantılar, yoksulluk ve şiddetin gölgesindeki Orta Amerika ülkesi Guatemala’da başkanlık seçimini Semilla (Çekirdek) Hareketi’nin lideri sosyal demokrat Bernardo Arevalo de Leon kazandı. İlk turda oyların yüzde 11,77'sini alarak seçimi ikinci sırada tamamlayan Arevalo, ikinci turda yüzde 58 oyla seçimi önde bitirerek, ülkenin ilk solcu devlet başkanı oldu. İlk turun birincisi olan Ulusal Umut Partisi’nin (UNE) muhafazakâr adayı Torres ise yüzde 36 oyla seçimi ikinci sırada tamamladı. 9,3 milyon kayıtlı seçmenin olduğu ülkede seçime yüzde 45’lik “tarihi katılım” olduğu belirtildi.
Eski Guatemala Devlet Başkanı Juan Jose'nin 64 yaşındaki oğlu Bernardo Arevalo, daha önce Dışişleri Bakan Yardımcısı, Madrid Büyükelçisi ve İsrail Konsolosu olarak görev yaptı. Arevalo, ülkeyi yıllardır yöneten geleneksel siyasi sınıfla arasına mesafe koyan "yolsuzluk karşıtı aday" olarak tanındı.
Öte yandan başsavcılığın, Arevalo’nun partisini “yasadışı seçim finansmanı sağlamak” ile suçlayarak adayın diskalifiye olmasını talep etmesi üzerine yüzlerce kişi, 25 Temmuz'da protesto düzenlemişti. Göstericiler, bu talebi “siyasi müdahale” olarak nitelendirmişti.
EKVADOR
Bir zamanlar ‘dünyanın en güvenli’ ülkelerinden olan Ekvador, son yıllarda şiddet olayları ve yoksulluğun kıskacında. 18,2 milyon nüfuslu ülkenin yüzölçümünün yarısını Amazon ormanları kaplıyor. Başlıca gelir kaynakları petrol, muz ve karides.
GUATEMALA
Çetelerin şiddet olaylarına sahne olan Guatemala, ABD’ye en çok göç veren orta Amerika ülkesi. Yaklaşık 109 bin kilometrekarelik yüzölçümüne sahip ülken kişi başına gelir 4 bin 500 dolar iken, 18 milyonluk nüfusun neredeyse yarısı yoksulluk sınırı altında.
SEÇİMLERDE ‘TERSİNE DALGA’ ETKİLİ OLDU
Latin Amerika Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Ertan Erol, Ekvador ve Guatemala’daki seçimleri BirGün’e değerlendirdi.
Latin Amerika’da giderek artan bir ‘tersine hareket’ eğilimi olduğuna dikkat çeken Erol, Guatemala seçim sonuçlarının da bu şekilde değerlendirilebileceğini söyledi. Arevalo’nun seçilmesinin toplumdaki değişim arzusuna işaret ettiğini kaydeden Erol şunları söyledi: “Guatemala’da devlet aygıtının, medya gruplarının, büyük şirketlerin, kilisenin olduğu siyasi bir yapı var. Diğer yandan hem ekonomik açıdan kötü durumda, hem de çetelerin, uyuşturucu ticaretinin kuvvetli olduğu, toprak sahiplerinin hâlâ güçlü olduğu, seçkinler tarafından yönetilen bir ülke. Dikkat edilmesi gereken, seçime katılanların çoğunlukla gençler ve kadınlardan oluşması. Yani toplumun gelecekten ümidi olan kesimler Arevalo’ya destek vermiş gibi duruyor.”
Honduras, El Salvador ve Guatemala’nın oluşturduğu üçgende ‘Pandilla’ denilen çetelerin faaliyet gösterdiğini belirten Erol, “El Salvador’da Bukele yönetimi çetelerle mücadelede radikal kararlar aldı. Ülke bir polis devletine dönüştü. Yakın zamanda Honduras’ta başa gelen sol hükümet de zamanla benzer politkalara yönelmek zorunda kaldı. Latin Amerika’da ‘güvenlikçi devlete’ bir yönelim var ve sağ-sol fark etmeksizin ‘güvenlik’, siyasilerin genel bir söylemi ve karşılık buluyor. Ancak Arevalo da demokratik sokak hareketlerinden gelen bir isim, bu yüzden yönetimin nereye yöneleceğini bekleyip göreceğiz” dedi.
ZORLU GEÇECEK
Ekvador’da ise 2000’lerin başındaki sol dalgadan ortaya çıkan ‘Correacı’ bir hareket olduğunu belirten Erol, “seçime girenin aslında Correacılık” olduğuna dikkat çekti. Gonzalez’in seçilmesinde dikkat edilmesi gerekenin “sağ oyların bölünmesi” olduğunu kaydeden Erol şunları söyledi: “Jan Topic gibi aşırı güvenlikçi bir aday 4’üncü oldu. Correacıların kemik bir oyu olsa da ‘kesseniz oy vermeyecek’ bir kesim de var. İkinci turda bu kitle, daha ılıman, liberal adayda birleşeceklerdir. Ayrıca Latin Amerika’da yolsuzluğa, siyasetçilere karşı, anti sistemik, kendini ‘siyaset dışı’ figürler ortaya çıkıyor. Nabuo da böyle birisi. Liberal, muhafazakâr düşüncelere sahip olmasına karşın Correacılar gibi bir siyasi yükü yok. Bu yüzden Luisa Gonzalez’in ikinci turda işi biraz zor olacak.”