Habere erişmek temel bir  kentli hakkıdır, doğru haber için daha çok haberci daha az müdahale

BÜLENT TANIK
Ege Barış ve İletişim Derneği Başkanı, TMMOB ve Çankaya Belediyesi Eski Başkanı

Ben Hur Bagdikian’ın Anısına

Ben Hur Bagdikian bir yıl önce bugünlerde yaşamdan ayrıldı. "O da kim "diyenler olabilir;

Ben Bagdikian, 30 Ocak 1920’de Aram Bagdikian’ın beş çocuğunun en küçüğü olarak Maraş’ta dünyaya gelmiş. Küçücükken göç etmek zorunda kaldığı Amerika’da Büyük Buhran dönemi koşullarında çocukluğunu geçirmiş; California Üniversitesi’nde profesör unvanı kazanmış, Gazetecilik Okulunda dekanlık yapmış, gazeteciliğin her noktasında çalışmış, saygın bir haberci, eleştirmen, editör ve Washington Post’un ilk ombudsmanıdır.” (1)

Bagdikian “Düşüncelerin farklılaşmasını garanti etmenin en güvenli yolu mülkiyeti farklılaştırmaktır. Ama bu ideal hükümetimiz tarafından kurban edilmiştir.”der. Çoklu erişim ve kaynak çeşitlenmesini iyi haberciliğin vazgeçilmezi olarak tanımlar. O’na göre; “Farklı bakış açılarını düzenli olarak işitilir kılmayı en çoğa çıkarmak, sadece iyi bir felsefe nosyonu değildir. Uyumsuz-kötü uygulamaları teşhis etmenin, adaletsizlikleri gidermenin, değişen evrenimizde sürekli ortaya çıkan, olağandışı problem seline karşı keşfetmek zorunda olduğumuz yeni baş-etme yollarını bulmanın - herhangi bir toplumda şu ana kadar geliştirilmiş- daha iyi bir yöntemi yoktur.” (www. azquotes.com/quote 596686)

ABD’nin1945-1971arasında Vietnam’a ilişkin askeri ve politik girişimlerinin tüm belgelerini ve analizlerini içeren “çok gizli” kodlu Pentagon Belgesi’ni ABD Başkanlığının tüm baskılarına rağmen New York Times yayımlamaya başlamış. -Bunun üzerine Başkan Nixon’ın çok kızıp o zamanki Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger’a, “Halk bunları meşale yapacak! Şu O… çocuklarını tıkalım deliğe!” dediği söylenir.- Nixon yönetiminin ihtiyati tedbir kararı aldırması üzerine New York Times yayını kesmek zorunda kalmış. Pentagon Belgelerini sızdıran Eski Savunma Bakanlığı Uzmanı Daniel Elsberg bunun üzerine Washington Post Editörü Ben Hur Bagdikian’ı aramış, Bagdikian da- haberin peşinde hapishane koşullarını yaşayarak anlatabilmek için kendini zindana attıran gazeteci olarak- New York’a tereddütsüz “uçarak” gitmiş. Bagdikian’ın 1971 yılında, “Pentagon Papers” denen 7000 sayfalık Pentagon Belgesini, uçakta yan koltuğa yerleştirdiği koliler içinde bizzat taşıdığı; ABD Başkanlığının tüm baskı ve tehditlerine rağmen kalan bölümleri yayımladığı ve “yayın yasaklamalarına karşı en etkili mücadele yönteminin yayımlamaya devam etmek olduğunu” ilkeleştirdiği kaydedilmelidir.

Bir de ABD’de bir Mahkemenin; -Başkan isteğini(!) hukukun üstünde emir telakki etmeyen bir Mahkeme- Başkan Nixon’un “Ulusal Güvenlik” gerekçesiyle yayın yasağı istemine karşı, hakları savunabildiği ve ABD Anayasası'nın Haklar Bildirgesinin I. Maddesinde tanımlanan “Kongre (…) ifade özgürlüğünü, basın özgürlüğünü (…) kısıtlayan herhangi bir yasa yapmayacaktır.” Hükmü çerçevesinde- “İletişim temel haktır. Vatandaşın bilgi edinme hakkı ulusal güvenlik gerekçesiyle bile kısıtlanamaz” kararı verdiği not edilmeli...

Meslek hayatını “Başkalarının ihmal edilmiş acılarını mercek altına almaya adadığını” ifade eden Bagdikian bir insan hakları ve gazetecilik savunucusudur. Sekiz kitabın yazarı ve çok sayıda yayının editörüdür.

Bagdikian, “Medya Tekeli” (The Media Monopoly 1983) adlı kitabında, ifade özgürlüğünü ve bağımsız gazeteciliği, medyadaki tekelleşmenin ve daralan mülkiyet çevriminin nasıl tehdit ettiğini gözler önüne sermiş; Amerikalıların izlediği, sinemadan televizyona, gazeteden kitaba, basılan yayılan hemen her şeyin kontrolünü 50 firmanın elinde tuttuğunu belgelemiş! Ve “uyarmış!” Ne yazık ki; “Yeni Medya Tekeli” adlı kitabında (2004’de) habercilikten eğlence sektörüne, hemen tüm görsel, işitsel medya alanını kontrol eden tekel sayısının 5’e düştüğünü yazmak zorunda kalmış ve “Bu durum, tarihin gördüğü hiçbir despot ya da diktatörün elde edemediği bir iletişim kontrol gücünü bu medya şirketlerine ve liderlerine vermektedir.”demiştir.

ABD medyasının özel isimlerinden ve bir gazetecilik üstadı olan Bagdikian’ın ölümü kuşkusuz gazetecilik dünyası için büyük bir kayıptır.

Haber kentli için ekmek gibidir

Kentli toplumlarda iletişim yaşamsal önemdedir. Haber alma ve bilgiye erişim, temel besin maddeleri gibidir. Onsuz olmaz. Hayat durur. Bu nedenle, mülkiyeti özelleştirilmiş bile olsa habercilik faaliyeti, kamusal bir hizmettir!

Bagdikian’ın işaret ettiği gibi iletişimin tekelleşmesi ve tektipleşmesi tehdit altında olması anlamına gelir. Halkın haber alma ve bilgilenme hakkı üzerinde denetim ve sansür uygulanması, “milli güvenik” gerekçesi ile bile olsa, insan haklarına aykırıdır ve halkın “rüştüne”-doğruyu, yanlışı ayırt edebilme becerisine- güvenmemeye işaret eder.

Hemen her önemli olayda otomatik hale gelmiş yayın yasakları haber-alma özgürlüğünü kısıtlayıcı ihlallerdir. Bu yasaklamalar sadece hukuka, insan haklarına ve demokrasiye aykırı değil kamu iradesinin sağlıklı oluşumuna da engeldir. Bilmemek toplumu kırılgan yapar.

Yayın politikaları beğenilmeyen TV kanallarının kapatılması ya da istenmeyen muhalif kanalların örneğin; uydu yayıncısı tekeller tarafından dışarıda hatta kötü sırada tutularak kısıtlanmaları, erişim engeline tabi tutulmaları toptancı sansürdür!

Mülkiyetlerine el konularak yayın yönetim çizgilerine müdahale edilmesi, çalışanlar işten çıkarılarak, hapse atılarak; Güneydoğu'da olduğu gibi gazetecilerin kafalarına silah dayanarak haber çeşitliliğinin engellenmesi, medyayı tek tipleştirmektir. Basın özgürlüğünün yok edilmesidir. Demokrasi ile bağdaşmaz.

Bırakın isterse çatlak ses çıksın, halk neyi izleyeceğine kendi karar versin.“Sen kimsin be yahu, neyi izleyip neyi izlemeyeceğime, hangi kanalı ne zaman kapatacağıma bırak ben karar vereyim! Kumanda elimde…” dedirtmemeli!

1. Robert D Mcfadden, “Ben Bagdikian, Who held Journalists to High Standarts, Dies” İnternational New York Times 16 March 2016