İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına ilişkin açılan dava nedeniyle kadınlar 3. kez Danıştay’da bir araya geldi. Avukatlar, “Fesih katillere cesaret verdi” derken yeni savcı da çekilme kararının iptalini istedi.

Haklıyız, davayı biz kazanacağız
Fotoğraf: BirGün

Nisa KÜÇÜK

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararına karşı açılan davalar için kadınlar 3’üncü kez Danıştay’a gitti. Danıştay 10. Dairesi, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptali için açılan davaları dün esastan görmeye devam etti. Danıştay 10. Dairesi’nde daha önce fesih kararının iptali yönünde mütalaa veren savcı Aytaç Kurt’un yerine Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir heyet arasında yer aldı.

Davacılardan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener adına konuşan İYİ Parti Kadın Politikaları Başkanı Ünzile Yüksel, sözleşmeden çekilme kararının yetkide ve usulde paralellik ilkesine uymadığını dile getirdi. Yüksel, şunları ifade etti: “Bu karar Anayasa’mıza uygun mudur? Kesinlikle hayır. Kanunla gelen kanunla gider. Sözleşmeden çıkılma kararı şiddet faillerine cesaret vermiştir. Bu cesareti kırmak sayın heyetin elindedir.”

Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İstanbul Şube Başkanı ve LGBTİ Komisyonu'ndan Banu Tuna, İstanbul Sözleşmesi’ni savunduklarını söyledi ve sözleşmeden çıkılmasından bu yana en az 500 kadının öldürüldüğünü hatırlattı.

CİNAYET SAYFASI!

TGS avukatlarından Ülkü Şahin ise erkek şiddeti haberleri nedeniyle gazetelerin üçüncü sayfalarının kadın cinayeti sayfasına dönüştüğünü belirterek, “Artık ‘erkek şiddeti haberciliği’ gibi bir uzmanlık alanından bahsediyoruz. Gazeteciler, uzmanlaşma eğitimleri düzenliyor, rehberler çıkarıyorlar. Bu gazeteciler, eğitimlerde şunları tartışıyorlar: ‘Biz haberi nasıl yazalım ki bir sonraki potansiyel faile örnek olmasın’. Bu durum, gazeteciliğin ilerlediğini göstermiyor, aksine geldiğimiz durumun vahametini ortaya koyuyor” dedi. TİP adına savunma yapan Av. Yelda Koçak, “Sözleşmeden çekilme kararı, kadınların yaşam hakkı ihlal etmektedir” diye konuştu. TİP Sözcüsü Sera Kadıgil ise “Sözleşmeden çekilme kararında kamu yararı yok. Bu karardan olsa olsa Tayyip Erdoğan’ın yararı olabilir” ifadelerini kullandı. Heyet Başkanı söze girerek “Lütfen Sayın Cumhurbaşkanı adına ifadeler kullanmayın” dedi. Kadıgil de “O bize sürtük diyebiliyor” diye tepki gösterdi. İlerici Kadınlar Derneği Genel Başkanı Umut Kuruç, laikliğe dikkat çekti ve şunları ifade etti: “Laikliğin olmadığı bir toplumda eşitlikten bahsedemeyiz. 12 yaşındaki bir kız çocuğunu taciz eden Uşaki tarikatı Fatih Nurullah bu sözleşmeye karşı. Bizim milli değerlerimiz şeriat mı? Heyetiniz buna da karar verecek.” Manisa Barosu adına konuşan Av. Beril Aras, şunların altını çizdi: “Çekilme kararına destek verenler sözleşmenin aile yapısını bozduğunu iddia ediyor. Sözleşmenin aile yapısına karşı olmadığını şiddete karşı olduğunu görüyoruz. İstanbul Sözleşmesi içinde şiddet olan bir ortama aile denmesini kabul etmiyor. Bunu biz de kabul etmiyoruz. Dokunulmaz denen yer aslında cinayet mahalli. Sözleşmenin böyle manipüle edilmesine karşıyız.”

Manisa Barosu adına savunma yapan Avukat Ebru Kara, 2022 yılının ilk altı ayında öldürülen kadınların ismini okudu. Katledilen kadınların isimleri okunurken salondaki izleyiciler ayağa kalktı. Kara, resmi verilere yansımayan cinayetlerin de olduğunu söyledi. Trabzon Barosu adına konuşan Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Sibel Suiçmez, şunları belirtti: “Biz fırsat eşitsizliği yüzünden okuyamayan, küçük yaşta evlendirilenleriz. Biz fiziki ve psikolojik şiddet görenleriz. Eşit olmak istediğimizde dövülenleriz. Biz devlet korumadığı için öldürülenleriz. Siz sesi çıkanların yanında olacak mısınız?”

28 NİSAN’DA BİTEBİLİRDİ

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel de “Sayın yargıçlar, bu dosyayı 28 Nisan'da bitirebilirdiniz. Sizin suskunluğunuz bana sahnelenmiş bir oyun gibi geliyor.”

Danıştay Savcısı Nazlı Yanıkdemir, mütalaasında İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararının iptaline karar verilmesini talep etti. Yanıkdemir, şu ifadelere yer verdi: “Dava konusu sözleşme de sadece Cumhurbaşkanı kararı ile fesih edilemez.”

SORUMLULUĞUNUZU HATIRLAYIN

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) duruşma öncesi yaptığı basın açıklamasında, “Danıştay’ın bu davada vereceği karar elbette ki cinskırım boyutuna varmış olan kadına karşı şiddetin ve kadın cinayetlerinin önlenmesi için kritik önemde. Aynı zamanda, Türkiye’de kendini üstün görenlerin hukukunun mu, hukukun üstünlüğünün mü hâkim olacağına dair de belirleyici olacak. Danıştay hâkimlerine de üzerlerindeki tarihi sorumluluğu hatırlatıyoruz. Vazgeçmiyoruz çünkü haklıyız. İstanbul Sözleşmesi’nden de, haklarımızdan da, hayatlarımızdan da vazgeçmiyoruz” denildi.