Aycan Karadağ 31 Mart yerel seçimler sonrası İzmir’de birçok belediye başkanı değişti. Değişimler sonrası AKP’li ve MHP’li belediyelerde işçi kıyımları yaşanırken, CHP’li belediyelerde de işten çıkarmalar oldu. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı belediyelerdeki işten çıkarmalar ve sendikal mücadele üzerine BirGün’e açıklamalarda bulundu. “BU HALK SİZE İŞÇİ ATIN DİYE YETKİ […]

Haksız ve hukuksuz işten çıkarmalar sosyal cinayettir
Aycan Karadağ

31 Mart yerel seçimler sonrası İzmir’de birçok belediye başkanı değişti. Değişimler sonrası AKP’li ve MHP’li belediyelerde işçi kıyımları yaşanırken, CHP’li belediyelerde de işten çıkarmalar oldu.

Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı belediyelerdeki işten çıkarmalar ve sendikal mücadele üzerine BirGün’e açıklamalarda bulundu.

“BU HALK SİZE İŞÇİ ATIN DİYE YETKİ VERMEDİ”

DİSK’in İzmir’de en büyük örgütlü sendikalardan biri olduğunu dile getiren Memiş Sarı, “Hem özel sektör hem de kamu kurumlarında yaklaşık 47 bin üyemiz var. Zaten uzlaşmacı ve sarı sendikacılık çok talep görmediğinden, mücadeleci sendikacılığı savunan arkadaşlarımızın ilk tercihi DİSK oluyor. Doğal olarak bize gelen bu talepler doğrultusunda hem özel sektörde hem de kamu kurumlarında biz örgütlülüğümüzü gün geçtikçe büyütüyoruz. Ne var ki 31 Mart yerel seçimlerinin ilan edilmesi ve yerel seçim çalışmalarının başlaması ile birlikte tüm Türkiye’de olduğu gibi İzmir’de de seçim maratonuna girildi” dedi.

Sarı sözlerine şöyle devam etti:

İzmir özelinde ise hemen hemen tüm belediye başkanları değişti. Doğal olarak her gelen yeni belediye başkanı, kendi çalışma koşullarını ve kendi icraatlarını sergiledi. Ne yazık ki siyasi düşüncesi ne olursa olsun, hiçbir işçinin alın terinden önemli değildir. Çünkü hizmet etmek için belediye başkanıdır. Bu yüzden halktan o istiyorlar. Örneğin Aliağa Belediye Başkanı, geçenlerde yaptığı bir açıklamada, ‘Bu halk bana bu yetkiyi verdi. Ben istediğim ile çalışırım. İstediğimi atarım’ sözlerini söyledi. Biz de Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’a söylüyoruz ki, bu halk size işçi atın diye yetki vermedi. Eğer siz işçi atmak için yetki aldığınızı söylüyorsanız, istifa edin. 60 gün sonra bir seçim yapalım. Propagandanızda da, ‘Ey Aliağa halkı. Ben belediye başkanı olduğum zaman belediyeden 200 kişi çıkartacağım’ sözlerini söyleyin. Bakalım Aliağa halkı size bu yetkiyi verecek mi? Doğal olarak belediye başkanlarının bu tutumlarını kınıyoruz. Eğer bankamatik memuru varsa, hırsızlık yapan varsa, emek hırsızlığı yapan varsa gereği yapılır. Biz bu belediyelerde örgütlüyüz. Onlara gerek kalmadan bunu yaparız. Alın teri dökerek yaşamlarını döndürmeye çalışan emekçilerin işinden aşından edilmesine karşı biz her zaman mücadeleci tavrımızı ortaya koyacağız. Bugün Aliağa ve Bayındır Belediyeleri’nde yaptığımız gibi”

“BİZ, KİM İŞÇİ KIYIMI YAPARSA ONUN KARŞISINDA OLURUZ”

DİSK olarak işçi kıyımı yapan hangi siyasi düşünce olursa olsun karşısında durduklarını ifade eden Sarı, “MHP’li Aliağa Belediyesi’nde şu anda 132 kişi işten çıkartıldı.  AKP’li Bayındır Belediyesi’nde 21 kişi işten çıkartıldı.  CHP’li belediyelerde de işten çıkartmalar var. Biz kim işçi kıyımı yaparsa onun karşısında oluruz. Hak-İş Sendikası, Bolu’da 97 kişinin işten atılmasıyla ilgili Ankara CHP Genel Merkezi’nin önüne yürüyüş düzenliyor. Biz de Hak-İş’e sesleniyoruz; bu sadece bir belediye başkanı ya da siyasi partinin işten atması değildir. Doğal olarak bütün işten atmalara karşı yolunuzu Aliağa’ya çevirin. Buradan beraber TBMM’ne gidelim. Ama siyasal olarak düşünüp bir partiyi yıpratmak üzere yapılan bir eylem, eylem olmaktan çıkar. Bir siyasi partinin arka bahçesine döner. Haksız ve hukuksuz işten çıkartmalar sosyal cinayettir. Cinayet, birinin kafasına sıkmak, darp ederek öldürmek değildir. İnsanları işsiz bırakıyorsanız, orada yaşanacak her türlü olaydan belediye başkanı sorumludur” şeklinde konuştu.

Belediyelerle yapılan toplu iş sözleşmeleri hakkında bilgi veren Memiş Sarı, “Bizim örgütlü olduğumuz belediyelerde, toplu iş sözleşmelerimiz devam ediyor. Hiçbir sorunumuz yok. 696 sayılı KHK ile belediye şirketlerine geçen şirket işçilerinin asgari ücret farklarını ödenip-ödenmeme konusunda bir tartışma vardı. Sendikamız, yetkili olduğu belediyelerle görüşerek; Bornova, Buca, Seferihisar, Bayraklı, Karşıyaka, Çeşme, Bayındır(değişmeden önce) asgari ücret farklarını yansıttık. Bu yüksek hakem kurulunun vermiş olduğu dört artı dört zulmünden kurtarmış olduk. Şimdi önümüzde İzenerji’de büyük bir toplu iş sözleşmesi var. Görüşmeler sürüyor. Herhangi bir kriz yok” dedi.

“AKP, İŞÇİ HAKKINI GASP EDEN BİRÇOK UYGULAMA YAPTI”

Sarı, son olarak şunları dile getirdi:

“17 yıldır bu ülkeyi AKP yönetmekte. Merkez hükümetin tam ortasında. Uyguladığı politikalar doğal olarak bu bölgedeki AKP’li belediye başkanlarına da yansıyor. AKP’nin 17 yıldır uyguladığı anti demokratik yasalar ile işçi hakkını gasp eden birçok uygulama yaptı. Baştaki bu yasayı çıkartıyorsa, belediye başkanı da bunu uyguluyor. İşçilerin son yıllarda birçok kaybı var. İş mahkemelerinde arabuluculuk geldi. 10 yıllık geriye dönük dava açma yetkiniz 5 yıla indi. Kıdem tazminatımıza göz dikildi. İşsizlik fonundaki para, işverenlere destek prim adı altında peşkeş çekilmektedir. Zorunlu BES dayatması yapıldı. Anayasanın 51 maddesi, zorunluluk yoktur der. Zorunlu BES, sermayenin tamamen hükümetin krizden çıkmak adına uyguladığı politikadır.”