Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir’in Kadriye Mahallesi’nde yurttaşların tek derdi çoluk- çocuğunun geçimini sağlayabilmek.

Halk geçim, Saray saltanat derdinde: Milyonlar aç ve çaresiz

Namık ALKAN

TÜİK Aralık ayı enflasyonunu yüzde 14.60 olarak açıklaya dursun, bunun yurttaş nezdinde pek inandırıcılığı yok. İzmir’in göbeğinde, Konak’ın Kadriye Mahallesi’nde, öğle namazı sonrası cami ve kepenk kapatmış kahvehane önlerine mekân tutan yurttaşlar bu rakamlara inanmıyor. Türkiye halkı belki de tarihinde hiç olmadığı kadar yoksullaşmış, neredeyse her cephede yaşam kavgası veriyor. Yoksulluğun derinden hissedildiği bugünlerde milyonlarca insan çaresiz halde. Pandemiyle birlikte yoksulluğun, işsizliğin ve eşitsizliğin daha da artığı ülkede yurttaşların sesini duyan yok. Türkiye’nin üçüncü büyük kenti olan İzmir’in Kadriye Mahallesi’nde yurttaşların tek derdi çoluk-çocuğunun geçimini sağlayabilmek. İş bulabilenler günlük işlerde çalıştıklarını anlatırken, pandemiyle birlikte durumlarının daha da kötü olduğunu ifade ediyorlar.

Emekli Hasan Acar, “Ben bu bölgedeki birçok insana göre daha şanslıyım, en azından bir gelirim var ve emekliyim. Bana yüzde 8,36 zam yapıyor enflasyonu yüzde 14 açıklıyor. Sonra her şeye zam yapıyor. Benim emekli maaşım zaten yetmiyordu, verdiği zam neye yetecek. 150 TL zam aldım. 1 kilo biber, 1 kilo salatalık, yarım kilo domates aldım 20 TL verdim. Paranın bir kısmı gitti bile. İnsanların artık bazı şeylerin farkına varması gerekiyor” dedi.

25 yıldır seyyar bir şekilde meyve sattığını söyleyen Ali Doğan ise ekonomik olarak gördüğü belki de en kötü dönem olduğunu söyledi. Doğan, “İnsanlarda alacak güç yok ancak gelip geçerken bakıyorlar. Meyveden önce insanlar daha temel gıdaları alıyor. Virüsten dolayı herkesin işleri bozuk, dükkânlar kapalı, kahveler kapalı, iş yerleri kapalı. Eskiden yine insanlar gelip meyve satın alıyordu ama son aylarda iyice düştü işlerim. Aslında bu da sağlıklı olmak için temel gıda ama insanlar ne yapsın? Ben eskiden günde 2 araba ürün bitiriyordum ama şimdi 2 ya da 3 günde bir araba ürünü ancak bitiriyorum. Fiyatlar aynı, zam yapmadım ama insanların alım gücü yok. İnsanlar artık geliyor taneyle alıyor” diye konuştu.

Mobilya satan bir dükkânda çalışan Ramazan Dağ da, çalıştığı dükkânın eskiden kahvehane olduğunu ifade etti. Bulundukları cadde üstünde, aynı sırada önceden 6 tane kahvehane olduğunu ancak şimdi sadece Tepe, Babam ve Cafe 47 isimli 3 tane kahvehanenin kaldığını söyleyen Dağ, “Virüsten dolayı kahvehaneyi kapattığımız için bizde mobilya satmaya başladık. Ne yapalım? Mecbur kaldık. Gerçi insanlar pek mobilya da almıyor ama en azından bir şeyler kazanmaya çalışıyoruz. Kahvehanelerin hepsi kapandı. Hepsinin kirası var, masrafı var, eleman çalıştırıyor nasıl dayansınlar. Önce kapattılar, sonra tekrar açtılar ama oyun oynatmadılar, o sırada da zaten doğru düzgün iş yapamadık. Şimdi tekrar kapattılar. Esnafta doğal olarak dayanamadı. Tüm umudumuz virüsün bitmesi” ifadelerini kullandı.

Salihpaşa Camii önünde seyyar satıcılık yapan Felemez Çiftçi ise, “Ben 35 yıldır seyyar şekilde dolaşarak pantolon, yelek, eşofman satıyorum. Benim sigortam yok, günlük işçiyim. O gün ne kazanırsam onu harcıyorum. Bu bölgedeki tüm sokakları geziyorum. Daha çok kalabalık olan camilerin önünde satış yapmaya çalışıyorum. Özellikle son dönemde işlerim çok kötü. Birkaç kez zabıtalar arabama el koydu. Kazandığım paranın bir kısmı onların cezasını ödemeye gitti. En son da bu virüsün gelmesi beni tamamen bitirdi. İnsanlar ben ne kadar ucuz satarsam satayım, daha temel ihtiyaçlarına yöneliyor. Hastalık hemen bitse, yine yağmurlar yağsa ekonomi biraz daha iyi olacak” dedi.

25 yıldır seyyar olarak çorap satan Hasan Kaya da şunları söyledi: “Ben günlük kazanıp harcıyorum. Hep bu bölgedeyim. Hayatımda ekonomik olarak bu kadar kötü bir dönem hiç görmedim. Bazı günler siftah yapmadan eve dönüyorum. Millet perişan. Çoğu kişi zaten çalışmıyor. İnsanlar artık gelip 2 TL’ye çorap bile almıyor. Ben de haliyle aylardır çok zorlanıyorum. Bir de koronavirüse yakalanıp atlattım. O dönemde zaten çalışamadım.”