Görev süresi 31 Aralık 2018’de biten YSK üyelerinin süreleri, seçimlerden önce bir yıl daha uzatıldı. Nerdeyse tüm devlet olanakları ile tek kale bir seçim süreci organize ettiler. Buna rağmen kaybettiler. Sahte oy, geçersiz oy, kısıtlılar diye başlayan itiraz sürecinin yasa dışı oluşturulan sandık başkanları iddiasıyla seçimi iptal ettirdiler. Hükümet tarafından atanan kaymakamların, HSK tarafından belirlenen […]

Halk hukuksuzluğa teslim olmayacak

Görev süresi 31 Aralık 2018’de biten YSK üyelerinin süreleri, seçimlerden önce bir yıl daha uzatıldı. Nerdeyse tüm devlet olanakları ile tek kale bir seçim süreci organize ettiler. Buna rağmen kaybettiler. Sahte oy, geçersiz oy, kısıtlılar diye başlayan itiraz sürecinin yasa dışı oluşturulan sandık başkanları iddiasıyla seçimi iptal ettirdiler. Hükümet tarafından atanan kaymakamların, HSK tarafından belirlenen hakim ve savcıların oluşturduğu sandık kurullarının yanlış oluşturulduğunu savunup YSK’ye seçimi iptal ettirdiler.

Bir anda televizyonlar aynı zarfın içinde olan dört oydan sadece birinin geçersiz olmasının gerekçesini açıklamaya çalışan pişkinlerle doldu. Her şeyin normal ve olması gibi gittiğine inanmamızı bekliyorlar. Üstelik demokrasiden ve hukuktan bahsederek.

7 MAYIS, BİR DÖNEMİN SONU

YSK sadece İstanbul seçimlerini geçersiz saymadı. Aynı anda Türkiye Cumhuriyeti’nin bir döneminin de bittiğini ilan etmiş oldu. YSK, 1920’den bu yana biriken tüm değerler ayaklar altına almakla kalmadı, insanlığın birikimlerini de yok sayan bir sürecin ortağı oldu. Sadece seçimlere değil yargı sisteminin tamamına büyük bir öfke ve güvensizlik duyulmasına yol açtı.

OLAĞANÜSTÜ MUHALEFET

Seçimin iptalinden kimin çıkarı olduğunu yaşanan kısa süre içerisinde görmek mümkün. Ekonomi darmadağın, siyaset kriz içerisinde, ülkenin geleceği karanlık ama bir avuç insan bu sonuçtan mutlu. Çok açık ki bu hamle ülkenin geleceğini düşünmeden demokrasiyi askıya alma girişiminden başka bir şey değildir. Normal değildir, olağan kabul edilemez. Yapılanlar demokratik bir rejim içinde değerlendirilemez. Bu karanlık gidişi, ancak olağanüstü bir muhalefetle durdurulabilir.

7 MAYIS AKŞAMI

Bu olağanüstü muhalefetin ilk ipuçları 7 Mayıs akşamı kendini gösterdi. Keyfiliğe, hukuksuzluğa alışmayacağız diyen binler sokaklara çıktı. Artık susmayacağız diyen sanatçılar dünyada gündem oldu. Akıl, vicdan, mizah ve dayanışma bir kez daha yan yana geldi; ezber bozdu, kötülüğe dalgakıran oldu. Çoktan demokrasi sınırlarının dışına düşen iktidar ortaklarına karşı insanlığın ortak değerlerini savunanlar 23 Haziran’da bir kez daha karşı karşıya gelecekler. Sandıktan çıkandan bağımsız olarak kazananın umut olduğunu şimdiden söylemek mümkün.