Şili’deki ilericilerin parçalı yapısı anayasanın reddine katkı sundu. Sağ ve aşırı-sağ, toplumsal patlamadan beri ilk kez kontrolün tekrar ellerine geçtiğini hissine sahip. Hükümetin istifa etmesini dillendiriyorlar.

Halkçı anayasayı engelleyenlerin hedefinde solcu başkan Boric var
Fotoğraf: AA

İbrahim VARLI

Şili'de, devlet çalışanlarının yarısının kadınlardan oluşması, ülkedeki 11 yerli topluluğun tanınarak Şili'nin "çok uluslu ülke" olarak tanımlanması, kürtajın yasal hale getirilmesi gibi maddelerin yer aldığı yeni anayasanın referandumda reddedilmesinin yankıları sürüyor. Solcu Devlet Başkanı Gabriel Boric liderliğindeki yönetim faşist diktatör Augusto Pinochet anayasasının yerini alacak yeni anayasanın reddedilmesinin nedenlerini tartışıyor. Latin Amerika Uzmanı Doç. Dr. Ertan Erol referandumu ve yansımalarını değerlendirdi.

Yeni anayasaya karşı yapılan hayır kampanyasının Anayasayı hazırlayacak olan kurucu meclis çalışmaya başladığı ilk günden itibaren başladığını söyleyen Doç. Dr. Erol, “2019’daki toplumsal patlamadan sonra sağ ve aşırı sağın kabul etmek durumunda kaldığı bu süreç yine aynı çevrelerce itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Burada hiç şüphesiz kurucu meclisin bazı üyelerinin davranışları ve kurucu meclisi oluşturan ilerici güçlerin parçalı yapısı da katkıda bulundu. Böylece sağ ve aşırı sağ bir blok halinde anayasa hazırlanma sürecini topluma kaotik bir biçimde sunmayı başardı. Referandumun sonucunda kazanan ise mevcut anayasanın sorunları olabilir ancak bu sorunları anayasayı Kongrede tartışarak çözebiliriz düşüncesi oldu” dedi.

Doç. Dr. Ertan Erol, Latin Amerika Uzmanı Doç. Dr. Ertan Erol, Latin Amerika Uzmanı

SAĞCILAR MORALLİ

Egemen kliklerin ilerici anayasaya karşı olduklarını belirten Erol, “Sağ ve aşırı-sağ, neredeyse bütün medya organları, sermayeyi oluşturan bütün gruplar ve özellikle güneydeki toprak sahibi yerleşimciler yeni anayasa fikrine tamamen karşıydılar. Merkez sol ise ‘radikal’ bir anayasa yerine reform yolunun daha uygun olacağını savunarak yeni anayasaya karşı çıktı” ifadelerini kullandı.

Sağ ve aşırı sağın en büyük başarısının güvenlik algısını harekete geçirmek olduğu kaydeden Erol, “Zaten sonuçların açıklanmasından hemen sonra Boric hükümetinin istifa etmesi gerektiğini de eklediler. Sağ ve aşırı sağ, toplumsal patlamadan beri ilk defa kontrolün tekrar ellerine geçtiğini ve çok güçlü oldukları hissine sahip. Bu bağlamda önceleri anlaşmaya hazır oldukları anayasayı reforme etme ve uzlaşma masasına dönmeleri güç olacaktır” diye konuştu.

Solcu Başkan Boric’in evet kampanyasında öne çıkarak siyasi bir risk aldığını ifade eden Erol, sözlerini şöyle noktaladı: “Şimdi anayasanın Kongre aracıyla değiştirilmesi için bir uzlaşma ortamı yaratmaya çalışacaktır. Ancak referandum sonuçlarının hükümeti ve Boric’i zor bir duruma soktuğu açık. Yeni hükümetin mevcut anayasa ile vadettiği değişiklikleri de gerçekleştirebileceğini düşünmek zor.”