Halkı bilgilendirmeden restorasyon yapılmaz
Branda ile çevrilen kulenin üst kısmının olmadığı ve arka tarafının göründüğü görüntüler tepki topladı. (Fotoğraf: DHA)

Dilara ŞİMŞEK

Restorasyon çalışmalarının sürdüğü Kız Kulesi’nin üst kısmının sökülmesi tepkilere neden oldu. İstanbul’un tarihi simgelerinden olan yapının yıkıldığının iddia edilmesi üzerine Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nden bir açıklama yapıldı. "Evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta” denilen açıklamada şu ifadeler yer aldı:

“1940’lı yıllarda Kız Kulesi’nde yaşanan yangın sonrasında yapılmış olan betonarme eklenti, Prof. Dr. Zeynep Ahunbay, Prof. Dr. Feridun Çılı, Han Tümertekin ile İstanbul Teknik Üniversitesi ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi tarafından hazırlanan yapının depreme karşı dayanımının olmadığına ilişkin raporlar ve yine danışman hocalarımızın kontrollüğünde hazırlanan projeler doğrultusunda evrensel koruma ilkelerine bağlı kalarak külah kısmı yapıdan uzaklaştırılmakta, özgün malzemesine uygun olarak yapılmasına yönelik çalışmalar devam etmekte olup 2023 yılında değerine uygun şekilde anıt eser ve müze olarak hizmet verecektir."

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhcu, asıl sorunun şeffaflık olmaması olduğuna değindi. Kız Kulesi’nden birinci derecede sorumlu olan kurumun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğuna değinen Muhcu, şöyle konuştu:

“Temel kural restorasyona dair süreç hem akademi çevreleri hem de toplum tarafından bilinir olması gerekiyor. Kule’nin restorasyon için perdelenmesi çalışmanın sağlıklı yürütülmesi için gerekli olabilir ancak bu bilgilerin paylaşılması, halka bilgi verilmesi gerekiyor. Restorasyonun ihtiyaç duyduğu müdaheleler neler, neler yapılmalı, bunlar yapılırken zorunlu yıkıma gerek var mı yok mu bütün bu soruların bir heyet tarafından cevaplanması gerekiyor. Kültür Bakanlığı yapılan işlemler ve süreç hakkında bilgilendirmeli. Geri dönüşü olmayan sorunlara yol açılmamalı.”

Sanat Tarihi Derneği Başkanı Şerif Yaşar ise yapının külah kısmının aslına uygun şekilde ahşap yapılacağını ancak bu sürecin takip edilmesi gerektiğinin altını çizdi: “Külah kısmı 1940 yılında betonarme olarak inşa edildi. Öncesinde ahşaptı. Orjinaline uygun olarak ahşap külah yapılması düşünülüyor. Burada Bakanlığın iletişimsizliği mevcut. Halka bilgi vermedi.”