Savaş politikaları nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan göçmen gençler, güvencesizliğin kıyısında. Gençler, eğitimden sağlığa temel ihtiyaçlarına ulaşamıyor. Yeni bir hayat umuduyla ülkeye gelen göçmen binlerce gencin ise ortak bir talebi var: “Güvenceli ve geleceği olan bir yaşam kurabilmek”

Halklara yıkım, gençlere güvencesizlik kıskacı

Furkan Gelici - Selman Sevtekin

Emperyalistlerin halklar üzerindeki şiddet ve savaş politikaları on yıllardır sürüyor. Sömürdükleri ülkelere demokrasi ve özgürlük getireceklerini söyleyerek Ortadoğu’da yıkımdan başka bir şey bırakmadılar. UNICEF’in verileri de bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serer nitelikte. Yaşları 14 ile 24 arası değişen 4 bin göçmen ve göçmeni kapsayan araştırmaya göre bu gençlerin, yüzde 67’si ülkelerini terk etmek zorunda kaldı. Gençleri ülkelerini terk etmek zorunda bırakan bu savaş politikaları onları güvencesizliğin de kıyısına itti. Emperyalizmin tüm bu işgallerinden ve sömürüsünden sonra ülkelerin altyapısı felç oldu. Can ve mal güvenliği kalmayan, işgale uğramış ülkelerde göçmen yığınları oluştu. Bu yığınlar da sistemin en büyük açmazını oluşturdu.


Ülkesinden ayrılmak zorunda kalan Afganistan göçmeni Rahman Muhammadi ve Shah Mohammad Aqcha BirGün’e konuştu.

Yaklaşık 6 senedir Türkiye’de yaşadığını aktaran 20 yaşındaki Rahman Muhammedi, geçinmek için güvencesiz olarak birçok işte çalıştığına dikkat çekti. Kuryelik, sekreterlik gibi işlerde çalıştıktan sonra şimdi de berberlik yaptığını söyleyen Muhammadi, kaçak çalışmaya mecbur olduklarının altını çizdi.
İş bulabilmek için tek başına İstanbul’a geldiğini belirten Muhammedi ,“Zeytinburnu’nda yaşıyorum. İstanbul’da yaşam çok pahalı. Ailem ise Eskişehir’de yaşıyor. Ben de başta orada yaşıyordum ancak orada iş bulamadım. Bu yüzden hayat daha da zordu. Ben de çalışmak için mecburen İstanbul’a geldim. Annem babam çalışmadığı için ben İstanbul’da çalışıp buradan onların kirasını yolluyorum. Ayrıca kendi kiram da var. 14 yaşımdan beri çalışıyorum” dedi.

ŞİKÂYET EDEMEM ÇÜNKÜ BİR KİMLİĞİM YOK

Pek çok hak gaspına uğradığını vurgulayan Muhammedi yaşadıklarını şöyle anlattı: “1 ay taksici olarak çalıştım. Maaş günü geldiğinde maaşım verilmedi. Ama şikâyet edemedim, edemezdim. Onlar da bunu biliyor. Çünkü benim bir kimliğim dahi yok. Çalıştığım hemen hemen her işte mobbinge maruz kaldım. Hep sustum”

Eğitimine de devam edemediğini söyleyen Muhammadi, “Afganistan’da okuyordum. Ancak buraya geldikten sonra devam edemedim. Kimliğim olmadığı için almadılar. O yüzden de çalışmak zorunda kaldım. Okuma imkânım olmadı. Eğer kimlik alabilirsem açıktan okuyacağım. Zaten örgün okuyamam. Örgün okursam kim çalışacak?” ifadelerini kullandı.

BİZİM İSTEDİĞİMİZ YALNIZCA BİR GÜVENCE

En büyük korkularından birinin hasta olmak olduğunu aktaran Muhammadi, “Kimliksizlik çok zor. Hasta olursam hastane almıyor. Kimse ilaç vermiyor. TC kimlik numarası istiyorlar, olmadığı için de bakmıyorlar. Senelerdir burada yaşıyoruz, emek veriyoruz, çalışıyoruz. Bir vatandaşlığımız olsa okuruz ama vatandaş değiliz. İşe girince bir sigortamız olsun. En önemlisi de hastaneye gidebilelim. Sadece bir güvence istiyoruz” diye konuştu.

ÜLKEMİZİ TERK ETMEK ZORUNDA KALDIK

Ülkesinde yaşadığı geçim sıkıntısı nedeniyle Türkiye’ye gelmek zorunda kaldıklarını kaydeden Shah Mohammad Aqcha da “Başka imkânımız yoktu. Ekmek parası kazanmaya çalışıyoruz. Ailemizin bizden başka geçim kaynağı yok” dedi. Burada da kendilerine güvencesiz bir hayat biçildiğini aktaran Aqcha sözlerini şöyle noktaladı: “Şu an inşaatta çalışıyorum ama ne iş olursa onu yapıyorum. Düzenli bir işte çalışamıyorum. Sigortam olmadığı için hastaneye gidemiyorum. Gittiğimiz zaman resmi bir kaydımız olmadığından için bizi kabul edemeyeceklerini söylüyorlar. Tek isteğimiz bu konularda bize yardım edilmesi.”

halklara-yikim-genclere-guvencesizlik-kiskaci-902684-1.