Pazarkule sınır kapısında yaşananları yerinde görmek amacıyla Edirne’ye giden Halkların Köprüsü Derneği, dağıtım ve gözlem raporu yayınladı. Devlet tarafından sınıra yönlendirilen veya devlet eliyle götürülen insanların en temel ihtiyaçlarının bile karşılanmadığının belirtildiği raporda, sınır bölgesinde çok ciddi insan hakları ihlallerinin yaşandığının altı çizildi

Halkların Köprüsü Derneği Edirne Gözlem Raporu: Mültecilere yaşam hakkı tanıyın!

BİRGÜN İZMİR

Halkların Köprüsü Derneği Pazarkule sınır kapısında yaşananları gözlemlemek, mültecilerle dayanışmak ve gönüllülerin yaptığı bağışları mültecilere iletmek üzere 7 Mart tarihinde Edirne’ye gitti. Dağıtımın yanı sıra, yerel yönetimdeki görevlilerden sürece ilişkin bilgilerin alındığını ve sınırdaki mültecilerle görüşmelerin yapıldığını ekleyen Halkların Köprüsü, ziyaretin ardından dağıtım ve gözlem raporu yayınladı.

26 gönüllü ile beraber; gıda poşetleri, su, bebek bezi, hijyen malzemeleri, giysi gibi temel ihtiyaçların dağıtım için hazır edildiği ziyaret sonrası yayınlanan raporda Pazarkule sınır kapısına giden yolların bir kısmının kapatıldığının, girişlerin tek bir yoldan verildiğinin ve basın mensuplarının geçişine bir noktadan sonra izin verilmediğinin gözlemlendiği belirtildi.

DAĞITIM POLİS TARAFINDAN ENGELLENDİ

Bölgede AFAD ve Kızılay gibi devletin resmi kurumları haricinde dağıtım izni verilmediği ifade edildiğinden, dağıtım yapılabilecek uygun bir yer arayışının uzun sürdüğünün dile getirildiği raporda “Önceden hazırlanan gıda poşetlerinin içine ekmek ve su eklenerek yarım saat dağıtım yapılabildi. Çünkü dağıtım, polis tarafından yasak olduğu gerekçesiyle engellendi” ifadeleri yer aldı.

Dağıtım esnasında mültecilerden alınan bilgiler doğrultusunda en çok ihtiyaç duyulan malzemelerin mont, ayakkabı, naylon, pirinç unu, helva ve maske olduğu tespit edildiği raporda tampon bölgeye dair şu gözlemlere yer verildi:

– Toprak yoldan sınıra kadar giden bölgedeki kampın içinde binlerce mültecinin kuyrukta olduğu görüldü. Kilometreler boyunca devam eden bu kuyruğun yemek ve tuvalet ihtiyacı için olduğu tespit edildi.

– Orada bulunulan süre içinde yaklaşık olarak 5 dakikada bir Yunanistan tarafından mültecilerin üzerlerine gaz bombası atıldığı, özellikle çocukların ve yaşlıların bu durumdan çok kötü etkilendiği gözlemlendi.

– Yunan askerlerinin, gaz, su ve plastik mermi ile müdahale ettikleri görüldü.

– Sınırdaki çatışma bölgesinden topladığımız gaz fişeklerinin bir kısmının Türkiye menşeli olması dikkat çekiciydi.”

halklarin-koprusu-dernegi-edirne-gozlem-raporu-multecilere-yasam-hakki-taniyin-702545-1.

'YUNANİSTAN’A KARŞI KOZ OLARAK KULLANILDIK'

Gözlemin yanı sıra sınırdaki mülteciler ile görüşme de gerçekleştiren Halkların Köprüsü Derneği temsilcileri,

“-Kendilerine Yunanistan’a geçebilecekleri söylendiği için sınıra geldiklerini, böyle bir muamele beklemediklerini, sınıra geldiklerinden bu yana sağlık hizmeti başta olmak üzere hiçbir ihtiyaçlarının karşılanmadığını,

– Türk askerlerinin Yunanistan sınırı için kendilerine, “Siz kapıyı kırın biz destek oluruz” dediklerini, kapıyı kırmaya kadınlar ve çocuklarla gitmelerinin söylendiğini, Türk askerinin, uyuyan mültecileri tekmeleyerek “böyle uyursanız tabii size kimse kapıyı açmaz” diye uyandırdıklarını,

– Sınıra gittikten 3 gün sonra Yunan askerinin attığı (kırmızı) biber gazı nedeniyle bazı mültecilerin bayıldığını, birçoğunun nefes alamadığını, bir kadının bebeğini düşürdüğünü ve defalarca aramalarına rağmen ambulansın gelmediğini,

– İhtiyaçları için çoğu zaman köye geçmelerine bile izin verilmediğini, bazı arkadaşlarının otobüslerle “sizi İstanbul’a götürüyoruz” diye nehir kenarına götürüldüklerini ve bu şekilde kendilerinin Yunanistan’a karşı koz olarak kullanıldıklarını,

– Her gün ve özellikle geceleri Yunan askerleri ve mülteciler arasında çatışma yaşandığını, Yunanistan tarafından gaz ve tazyikli suyla saldırı gerçekleştirildiğini,

– Çatışma alanı ile çadırların kurulduğu bölge kesiştiği için mültecilerin devamlı gaz altında yaşadıklarını,

– Sınırdaki bekleme noktasında çatışmalar sırasında ölen ve kaybolan çocuk ve yetişkinlerin olduğunu, ayrıca on binlerce kişi için sadece 1 adet mobil hastane bulunduğunu” belirten mültecilerin ifadelerini rapora taşıdı.

halklarin-koprusu-dernegi-edirne-gozlem-raporu-multecilere-yasam-hakki-taniyin-702546-1.

YAŞANANLARIN BİR İNSANLIK TRAJEDİSİ

Yaşananların bir insanlık trajedisi olduğunun vurgulandığı raporda devletlerin çözmesi gereken bu meselenin, bizatihi devletlerin kendi elleriyle bir krize dönüştürüldüğü aktarıldı. Siyasi bir karar değişikliği ile sınıra bırakılıveren binlerce insanın açlığa ve susuzluğa mahkûm edildiğini belirten Halkların Köprüsü, “Her ne kadar bu dayanışma çabasıyla, 10 bin ile 20 bin gibi rakamların telaffuz edildiği sınır bölgesinde, 500 ile 1000 arasında mülteci dostumuzla temas edebilmiş olsak da, bizler, gönüllü dayanışma ağlarıyla onların temel ihtiyaçlarını bir nebze olsun gidermeye devam edeceğiz.

Buradan AB ülkelerine sesleniyoruz; Mültecileri almamak için harcadığınız enerji ve imkânları savaşın olmaması için harcasaydınız, bugün savaşın yıkıcılığını bu kadar hissetmez ve belki de bu insanlar göç etmek zorunda kalmazlardı. O halde yapacağınız tek şey var; sınırlarınızı açın ve mültecilere yaşam hakkı tanıyın!” ifadeleri ile raporu sonlandırdı.