Hanau katliamında yakınlarını kaybeden aileler, İçişleri Bakanı Peter Beuth'un istifasını istedi. Anma töreninde konuşan aileler, "Hessen ırkçı katliamlarda son durak olsun" dedi.

Hanau katliamında yakınlarını kaybeden aileler: Hessen İçişleri Bakanı istifa etsin

BirGün / ALMANYA

Hanau, 19 Şubat'ta ırkçı saldırgan iki nargile bara baskınında katlettiği Ferhat Ünvar, Gökhan Gültekin, Fatih Saraçoğlu, Sedat Gürbüz ile Hamza Kurtovi (Bosnalı), Mercedes Kierpacz (Polonyalı), Kaloyan Velkov (Bulgar), Vili Viorel Pun (Romanyalı), Said Nasser El Hashemi'yi (Afganistanlı) andı.

Kurban yakınlarına destek amacıyla oluşturulan 19 Şubat İnisiyatifi, katliamın altıncı ayında Almanya çapında yürüyüş düzenlemek istemiş, Hanau Büyükşehir Belediye Başkanı Claus Kaminsky pandemide vaka sayısının son bir hafta içinde 100 binde 36'dan 49'a çıktığını belirterek mitingi iptal ettiklerini duyurmuştu.

19 Şubat İnisiyatifi ile Hanau Belediyesi, beş binden fazla insanın katılacağı yürüyüş yerine Özgürlük Meydanı'nda (Freiheitsplatz) en fazla 250 kişinin katılacağı anma mitingi yapılmasına karar verdi. Büyük çapta koronavirüs önlemlerinin alındığı mitinge Hanau Büyükşehir Başkanı Claus Kaminsky, Hessen SPD Başkanı Nancy Faeser, Sol Parti Genel Başkan Yardımcısı Janine Wissler, Hessen Milletvekilleri Turgut Yüksel (SPD) ve Saadet Sönmez (Sol Parti) ile Eintracht Frankfurt Başkanı Peter Fischer de katıldı. Katılımcıların büyük çoğunluğunun #SayTheirNames (Adlarını söyleyin) yazılı beyaz tişörtlü oldukları görüldü.

hanau-katliaminda-yakinlarini-kaybeden-aileler-hessen-icisleri-bakani-istifa-etsin-771964-1.

"NAZİLERİ İSTEMİYORUZ"

Mitingte ailelere destek veren Eintracht Frankfurt Başkanı Peter Fischer, bütün dillerdeki sözcüklerin ailelerin acısını tarif edemeyeceğini söyledi. Eskiden üniforma giyen nazileri takım elbise giyseler dahi tanıdıklarını kaydeden Fischer, "Biz yalnızca size karşı değiliz, biz nerede olursak olalım sizi istemiyoruz. Siyasetin taziyede bulunmasın. Taziyeye kimsenin gelmesini istemiyoruz. Biz güçlü siyaset, dik duruş istiyoruz taleplerimiz için. Biz Hanau'nun ara istasyon olmasını istemiyoruz. Dillerde acıyı tarif etmek için sözcükler yetersiz kalsa da aydınlatma, adalet, gereğini yapma, yardım, ceza verme, ırkçılıktan uzak durma doğru sözcükler. Anlayış, bu insanlar inançlarına göre defin için mücadele ettiler. Irkçılık, faşizm, homofobi ne varsa biz karşıyız. Derneğimdeki 90 bin üye, ırkçılara, AfD'ye karşı. Biz Nazileri istemiyoruz. Siz kahverengi bataklığı istemiyoruz. Nerede olursanız olun size karşı mücadele edeceğiz. Hanau olmamalıydı" dedi.

"BAŞKA ÇOCUKLAR ÖLMESİN DİYE"

Hamza Kurtovi'nin kız kardeşi Ayla, böyle bir saldırganın silaha ulaşabildiğini anlamadıklarını belirtirken Ferhat Unvar'ın annesi Selvi Unvar, "Kafamdan hiç gitmiyor. Çok sözümüz vardı. Hayatının kısa olabileceğini hiç düşünemedik. Çok akıllı bir çocuktu. Biz çocuklarımız için mücadele ediyoruz. Başka anne ve babalar aynı acıyı yaşamasın, başka çocuklar boşuna ölmesin diye. Irkçılığın olmadığı bir okul, herkesin eşit olduğu bir ülke. İşte o zaman başardın oğlum" diye seslendi. Abdullah Unvar da olayın tüm ayrıntılarıyla aydınlatılmasını istedi. Unvar, "Biz bir taleplerimizden bir milim geri çekmeyeceğiz. Tarih, faşistlerin ve diktatörlerin kazandığını yazmıyor. Biz daha çoğuz. Biz kazanacağız, biz taleplerimizi daha da yüksek sesle seslendirmeliyiz" dedi.

hanau-katliaminda-yakinlarini-kaybeden-aileler-hessen-icisleri-bakani-istifa-etsin-771965-1.

"MEZARLIK YENİ EVİM OLDU"

Sedat Gürbüz'ün annesi Emiş Gürbüz de oğlunun hep otuz yaşında kalacağını belirterek, "Acımız her gün artıyor. Oğlumun hayalleri, planları vardı. Oğlumun toprağın altında olmasını kabul edemiyorum. Mezarlık yeni evim oldu. Almanya bize borçlu. Bize çocuğumuzu geri veremez. Bize kulak verilmesi lazım. İlk gün gelenler çok söz verdiler. Şimdi hiçbiri yok. Kurumlar gereğini yapsın ve başka anne babalar çocuklarını kaybetmesin" ifadelerini kullandı.

"POLİS GÖREVİMİ YAPSAYDI OĞLUM ÖLMEYECEKTİ"

Vili Viorel Pun'un babası, oğlunun ilk olaydan sonra aracıyla saldırganı engellemek için peşine düştüğünü, bu sırada polisi dört kez aradığını ancak polisin bir türlü gelmediğini yardıma kaydetti. Baba Pun, "Polis görevini yapsaydı oğlum ölmeyecekti, ikinci nargile baskını da olmayacaktı. Olay günün tüm ayrıntılarıyla aydınlatılmasını, sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Altı aydan beri hiçbir gelişme olmadı" diye konuştu.

"HESSEN IRKÇI KATLİAMLARIN SON DURAĞI OLSUN"

Ailelerin ve kurbanların arkadaşları 2002 yılından beri mahkemelerin müdavimi haline gelen bu kişi nasıl silaha ulaşabildiğini sordu. Saldırganın katliamı bir manifestoyla savcılığa duyurduğunu kaydeden aileler şöyle dedi: "Savcılık neden işlem başlatmadı. En son görüştüğümüzde biz kendisinden bir özür beklerken, Hessen Eyaleti İçişleri Bakanı Beuth, saldırısı sırasından polisin işini mükemmel yaptığını söyledi. Nasıl bir mükemmel iş? Ta uzaktan itfaiye, ambulanslar gelirken olay yerine 300 metre mesafedeki polis bir türlü gelemedi. Polise telefon eden çok sayıda görgü tanığı, polise saldırganın aracının plakasını verdiği halde, evine ancak bir saat sonra gitti. Saldırganın çantasında daha 300 kurşun vardı. Bu bir saatte 300 saatte neler yapabileceğini düşünmek bile istemiyoruz. İçişleri Bakanı Beuth hemen istifa etmelidir. Altı aydır bir adım ilerleyemedik. Kim sorumluysa, kim engelliyorsa istifa etmelidir. Tüm ırkçılar silahsızlandırılmalıdır. Devlet kurumları, Federal Meclis acilen nazilerden temizlenmelidir. Biz ve olayın unutlmamasını, aydınlatmasını ve gereğinin yapılmasını istiyoruz. Hessen ırkçı katliamlarda son durak olsun."