İncirde dünyanın en büyük üretim havzalarının bulunduğu Aydın'da hasat dönemi başladı. Üreticiler, jeotermal enerji santralları yüzünden incirin kalitesinin düştüğünü ifade ettiler.

Hasatı başlayan incirde üretici tepkili: Jeotermaller inciri bitirdi!

AYCAN KARADAĞ

Aydın’da şehir merkezi ve tarımsal alanların içine kurulan jeotermal enerji santralleri, tarımı adeta bitirme noktasına getirdi. İnciri ile meşhur Aydın’da hasat dönemi başlarken, hem Covid-19 salgını hem de girdi maliyetlerinin yüksek olmasından dolayı zor bir yıl yaşan üreticiler, jeotermaller yüzünden de incirin adeta bittiğini ifade ettiler.

Aydın’ın Germencik ilçesinde incir üreticiliği yapan Nurettin Takel, incirin bu sene kalitesinin çok kötü olduğuna vurgu yaparak, “Ele alacak incir yok bu sene. Tarlamızın bir yanında jeotermal bir yanında taş ocağı var. Bu jeotermallerin sıcak suları bizim incirleri mahvetti. Ben kendimi bildiğimden beri incir işiyle uğraşıyorum. Her sene kötüye gidiyor. Bu jeotermallerden sonra incir daha da kötüye gitmeye başladı. Bu sene salgından dolayı da zaten bağa bahçeye de doğru düzgün bakamadık. Öte yandan çiftçiye elle tutulur bir destek sağlanmadı. Girdi maliyetleri her geçen gün artıyor. Bu da bizi bitiriyor. Bu sene rekolte geçmiş yıllara göre en az olmasını bekliyorum. Yazık bize. Bütün çiftçiler borç içinde. Halimiz duman” diye konuştu.

İNCİRLER BU SENE BOZUK ÇIKTI

Üreticili Halil Çetinkaya ise incirde bu sene rekoltenin düşük olacağını belirterek, “ İncirler bu sene bozuk çıktı. İlk incirler çürüyor ve akıyor. Taze incirken çok güzel ama tam incire dönüşeceği anda bozuluyor ve haşlanmış gibi bir hal alıyor. Sonuç olarak kalite iyi değil. Rekoltenin 60 bini tonu geçeceğini tahmin etmiyorum. Üretici özellikle jeotermaller ve fiyatların belirsizliğinden etkileniyor. Çayda ve fındıkta devlet alt ve üst sınır olmak üzere bir fiyat açıklıyor ama incirde bir açıklama yok. Bu piyasa tamamen tüccarın elinde. Bu incire fiyat belirleyecek hiçbir otorite yok. Hal böyle olunca üretici tamamen tüccarın elinde oluyor. Hiçbir üründe üretim ve tüketim arasında bu kadar afaki bir rakam yok. 10 liraya 15 liraya aldıkları inciri tüccarlar yerine göre 50 lira, 60 lira, 100 lira hatta 150 lira fiyat belirliyor. Bunu denetleyecek bir mekanizma yok. Üreticilerden fazla kazanan insanlar var. Bu insanlar emeğini, alın terini döküyor, fidanını yetiştiriyor, Ağustos ayının sıcağında incirini topluyor ama bazıları üreticiden fazla kazanıyor. Bu ayıptır” diye konuştu.

Son olarak Çetinkaya şunları dile getirdi: “Jeotermal incirler olumsuz etkiliyor. Ben atamdan, dedemden kalma bağlarda incir üretiyorum 50 yıldır. Ben bunu üretici tecrübesiyle gözlemleyebiliyorum. Bir de bilimsel veriler var bu konuda. Bu incire, zeytine, toprak yapısına, insan sağlığına zarar verdiğiyle ilgili sayfalarca bilimsel raporlar var. Biz bunları yıllardır söylüyoruz. Aydınlı olmayıp sadece bu jeotermal kaynaklarla zenginliğine zenginlik katmak isteyen bazı kişiler, bizim bu çığlığımızı ters bir algı oluşturup bizi kamuoyunun önüne atıyorlar. Bu incirden doyan, incirle yaşayan, çocuklarını okutan çiftçiler incire ihanet eder mi? Bu algıları oluşturan insanları kınıyorum. Doğruları ve gerçekleri söylememiz lazım. Doğrular incitse bile söylemek lazım, söylemezsek incir üzerinde geri dönüşü mümkün olmayan zararlar olacak.”

JEOTERMALLERİN ETKİSİ İNCİRİN KALİTESİNİ DÜŞÜRDÜ

Üretici Kazım Özer de, “İncir çok rahat bir meyve. Depolaması, saklanması, pazarlanması kolay ve dayanıklı bir ürün. İncirin yetiştiği yer Aydın’dır. Eskiden incir çok daha kaliteliydi. Jeotermallerin etkisi, iklim krizi ve suların çekilmesi gibi etkenler incirin kalitesini düşürdü. Özellikle jeotermaller hem nem oranını değiştiriyor hem de buhar salıyorlar. Bunlar incire çok büyük zarar veriyor. İncir nemi sevmeyen bir bitkidir. Etrafta yeni barajlar yapılıyor yine bunlar da nem dengesini değiştiriyor. Buhar dışında insan ve doğaya çok zararlı ağır metal salınımları da yapılıyor. Bu olayların kötü etkilerini hem bilim insanları hem de ürünler ortaya koydu. Kalite düşünce incirler büyümüyor, irileşmiyor. İrileşmeyince de ağırlık olarak rekolte düşüyor. İncirin su ile derdi olmadığı için öyle bir maliyetimiz yok. Ama ilaç maliyetleri, işçilik maliyetleri, akaryakıt ve işçi maliyetleri çok yüksek. Bu giderler belimizi çok büküyor. Pandemi sürecinde olduğumuz için tüm giderlerde artış var. Geçen sene 3’e çalışan eleman 5 istiyor. Kendimizi zor döndürüyoruz. Türkiye’nin incire sahip çıkması gerekiyor. Çünkü incir başka yerde yetişmez. Koruma altına alınması lazım” diye konuştu.