Yaşadıkları kentlerden farklı yerlere tedavi için gelen ailelerin en büyük sorunlarından biri konaklama. Van’dan İstanbul’a gelen Bayacar ailesi de bu sorunu yaşayanlardan yalnızca biri. Aile bir süre hastane bahçesinde kaldı.

Hastanede kalan aileye yardım eli
Adana Balcalı Hastanesi bahçesinde bekleyen hasta yakınları. (Fotoğraf: İHA)

Sibel BAHÇETEPE

Tedavileri için yaşadıkları şehirden farklı illere sevk edilen hastaların ailelerinin en büyük problemlerinden başında kuşkusuz barınma geliyor. Özellikle maddi durumu yerinde olmayan aileler, bu süreçte ne yapacaklarını, nerede konaklayacağını bilmiyor. Bu sorunu yaşayan ailelerden biri de Van’dan İstanbul’a uçak ambulansla nakledilen kalp hastası minik Havvanur’un ailesiydi. Çocuklarının tedavisi için bir süre hastane bahçesinde kalan aile daha sonra bir vakfın yardımıyla misafirhaneye yerleştirildi. Türk Tabipleri Birliği (TTB) İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Sağlık Bakanlığı’nın ya kendi başına ya da yerel yönetimlerle işbirliğine girerek hasta yakınları için misafirhane gibi konaklama yerleri yapması gerektiğini söyledi.

Van’da yaşayan Bayacar ailesinin ikinci bebekleri olan Havvanur bebek, Down sendromu ile dünyaya geldi. Yapılan tahlil ve tetkiklerin ardından Havvanur’un kalbinde delik ve kalp kapakçığında ciddi gelişim geriliği olduğu tespit edildi. Acilen ameliyat edilmesi gerektiği belirtilen bebek, 112 uçak ambulansla Van’dan İstanbul Halkalı’da bulunan özel bir hastaneye sevk edildi. Sevk ile geldiği için tüm tedavisi ücretsiz yapılacak olan Havvanur bebeğin ailesi de bu süreçte maddi durumları yetersiz olduğu için hastane girişinde ve hastane bahçesinde kalmaya başladı.

KRİTİK BİR DURUMDAYDI

Çocuk Kalp Vakfı kurucu üyelerinden olan ve aynı zamanda Havvanur bebeğin doktoru olan kalp cerrahı Prof. Dr. Ersin Erek, ailenin durumunu öğrenince vakıf yönetimi ile temasa geçti. Vakıf, aileyi misafirhaneye yerleştirdi ve ailenin tüm konaklama masraflarını karşıladı. Bu süreçte yaşadıklarını anlatan anne Sevilay Bayacar, ilk çocuklarının da kalp hastası olarak dünyaya geldiğini ve kısa bir süre sonra yaşamını yitirdiğini anlattı. Anne Bayacar “İlk çocuğum da kalp hastasıydı. Havvanur’un da kalp hastası olduğunu doğduktan sonra öğrendik. Doktor ‘Kalbinde iki delik var ve kalp kapağı çok dar. Bunun için ameliyat olması gerekiyor’ dedi. Bunun için de İstanbul’a sevkimiz yapılacaktı. İstanbul’da kimsemiz yoktu. Gelince zor olacağını düşündük, tedavimiz birkaç ay sürecekti, ev kiralamamız gerekiyordu. Kirasını nasıl ödeyecektik, evi nasıl tutacaktık? Havvanur nasıl olacaktı, iyi olacak mıydı, hepsi bizi korkutan düşüncelerdi” dedi. Anne Bayacar, şöyle devam etti: “İstanbul’a sevkimiz yapıldı. Zorlu bir süreç yaşadık, maddi ve manevi olarak sıkıntılar oldu. 2 ay kaldık ve 1 ay bebeğimiz yoğun bakımdaydı. Çocuk Kalp Vakfı bize konaklama imkanı tanıdı. Tedavi sırasında çocuğumun yanında olmak beni mutlu etti, sürekli süt getiriyordum. Bebeğim ameliyatını oldu ve sağlığına kavuştu, taburcu da olduk.” Çocuk Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Ersin Erek ise bebeğin kendilerine geldiğinde durumunun kritik olduğunu ve ameliyatla sağlığına kavuştuğunu söyledi. Erek "Bu hastalarda, özellikle şehir dışından gelenlerden en büyük problemi barınma ile ilgili yaşıyoruz. Kalacakları yer yoktu, uzun tedavi süreci gerekiyordu, maddi durumları iyi değildi. Misafirhaneye yerleştirilince çocuklarının her gün yanına gelip gidebildiler, durumu ile yakından ilgilendiler. Bu aileyi de psikolojik olarak rahatlattı" dedi.

BAKANLIK EL ATMALI

TTB İkinci Başkanı Doç. Dr. Ali İhsan Ökten ise şunları söyledi: "Özellikle şehir dışından, doğudan büyük kentlere tedavi olmaya gelen hasta ve hasta yakınlarının yaşadığı en büyük sorun barınma. Hastalar hastanelere yatırılıyor ama hasta yakınlarının kalacağı bir yer yok. Bunların büyük bir kısmı zaten yoksul, gariban hasta ve hasta yakınları. Hastalar çok olumsuz şartlarda hastane bahçelerinde, ağaç altlarında, açık alanlarda çok soğuk veya çok sıcak havalarda bazen kalmak zorunda kalıyorlar. Sağlık Bakanlığı hasta yakınları için hastane yakınlarına misafirhaneler yapmalı ya da hastanelere ait kalacak yerler olmalı. Belediyelerle ortak işbirliği de olabilir."